Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da toplu açılış töreninde İsviçre'deki açılan postere "Ya sizin her yeriniz silah olsa ne yazar?" sözleriyle tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da toplu açılış töreninde konuştu.
İşte o konuşmadan öne çıkanlar
Geçmişimize bakmadan geleceğimizi göremeyiz. Türkiye dün ile bugünün mukayesesini yaparak kararını vermelidir. Unutmayın söylenenlerin hepsi yalan olabilir ama yaşadıklarınız gerçek. Bu ülke başbakanını idam ettiği zaman , iki bakanını idam ettiği zaman şu andaki ana muhalefet alkışlıyordu. Demek ki ülkemizin mevcut yönetim sistemi, bu sıkıntılara engel olamadı.
SEN ÖNCE BUNUN CEVABINI VER!
Türkiye Cumhurbaşkanlarıyla Başbakanların kavgalarından çok çekti. Aralarındaki sorunlar öylesine ayyuka çıkmıştır ki karşılıklı hakaret ve tehditler hafızalarımızda. Merhum Özal, Demirel'le çok atışmıştır. Aynı ekolden geldiği halde Sezer, Merhum Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlattı mı? Şimdi Anamuahlefetin başındaki konuşuyor. Sen önce bunun cevabını ver. Ve ertesi gün Türkiye'nin ekonomisi allak bullak oldu. Hazineye batan bankaların yüklediği yükleri hep beraber ödedik mi? Ödedik. İşte bu bedeller ödenmesin diye 'Evet' diyoruz.
OTEL ODALARINDA KURULAN HÜKÜMETLERİ BİLİYORUZ
Geçmişte ülke yönetiminde sorumluluk almış gelecek için endişe duymuş ne kadar siyasetçi varsa dönüp dolaşıp başkanlık sisteminde karar kılmıştır. Bu ülkede biz otel odalarında hükümetlerin kurulduğunu biliyoruz. Toplam ömrü 24 gün, 38 gün, iki ay olan hükümetlerle yönetildik. Böyle ülkelerde istikrar olur mu?
HDP HAVAYA GİRDİ AMA NE OLDU?
Ana muhalefetin başındaki zat 14 yıldır ülkeyi tek başına idare ediyorsunuz, sistem değişikliğine ne gerek var diyor. İyi de 14 yıl istikrarı biz bu ana muhalefete rağmen koruduk. Bu 14 yıl içinde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Tehditleri unutmadık, 2007 yılında Cumhuriyet yürüyüşlerinde rektörleri yürüttüler. Bunların arkasında hangi zihniyet vardı. 29 Ekim Cumhuriyet kutlamalarında alternatif kutlamalarını kimler yaptı? Ana muhalefet partisi, niye?
Çünkü bunlar her yerde bölmekten yanaydı. 367 garabetiyle partimizin kapatılması için nasıl hukuk dışı yolların devreye sokulduğunu unutmadık. 17-25 Aralık'ta bu süreç vardır. 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından yaşananlar ortada. 56 Kürt kardeşimiz Diyarbakır'da öldürüldü. Ölen Kürt öldüren Kürt. HDP havaya girdi. Zannetti ki tamam artık biz işi bitirdik, öyle ise vuralım dediler. Şimdi ne oldu? Girdikleri inlere kadar bunları kovalıyoruz.
CEVAP VEREMİYOR
Şayet 1991'den beri kesintisiz istikrarlı şekilde yönetilmiş olsaydı Türkiye şu anki durumundan iki kat fazla büyümüş olacaktı. Ana muhalefetin başındaki zat her yerde konuşuyor. Fakat yalan makinesi. Savaş Ay soruyor 'Sen genel müdürsün beyefendi. Sorumlusu sen değil misin?' diyor. cevap veremiyor.
MUHTAR SEÇİMLE GELİYOR SEÇİMLE!
Böyle bir genel müdür şimdi çıkmış 7 yıl oldu. Bir kasetle geldi partinin başına. Şimdi oradan yalan makinesi çalışıyor. Muhtarlıklar kapatılacakmış. Ya muhtar seçimle geliyor. Yasası var bunun. Cumhurbaşkanı bunu yapamaz. Böyle bir yetkisi yok. Kendisine 500 tane yardımcı atayabilir diyor. Ya eline dizine dursun. Böyle bir şey var mı? Buna haddini bildirmeye var mıyız? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Gidiyor bir ihtiyar yaşlı amcayı buluyor. "Bu anlattıklarına inanıyor musun?" diyor. Amca "Biz 15 senedir gördük. Biz ilacımızı alamıyorduk. Şimdi rahat rahat alıyorum. Hanımımı götürüyorum" diyor.