Erdoğan: 'Diktatör' diyenler komünist kalıntıları

Erdoğan: 'Diktatör' diyenler komünist kalıntıları

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Sivas'ta vatandaşla buluşma mitinginde konuştu. Erdoğan kedisine yönelik 'diktatör' iddialarına sert cevap verdi: 90 partinin bulunduğu, 20'sinin seçime girdiği ülkede Tayyip Erdoğan diktatör oluyor. Diktatör diyenler komünist kalıntıları.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sivas kent meydanında vatandaşlara hitap etti. Sivas’ın ilçe, mahalle ve köylerindeki tüm vatandaşlara selamlarını ileten Erdoğan, BBP'nin Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andı.

Erdoğan, "Sivas’ın sesi, nefesi" olan halk ozanı Aşık Veysel'in "Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece" dizelerini hatırlatarak, "Ne demiştik yola çıktığımızda? 'Gideceğiz gündüz, gece.' Biz dert insanıyız, biz sevda insanıyız. Hasretin, umudun şehri Sivas bizi çok iyi anlar" ifadesini kullandı.

Bir Sivas türküsünde "Şu dağlar ulu dağlar / Etrafı sulu dağlar / Ben derdimi söylersem / Gök durur, bulut ağlar" dendiğini anımsatan Erdoğan, yağan yağmura da atıfta bulunarak, "Bugün bulut ağladı mı? Ağladı, hamdolsun. İşte biz milletimizin dertlerine derman olmak için, yaralarına merhem olmak için 12 yıl boyunca çalıştık, mücadele ettik. Bu mücadelede Sivas bize hep destek oldu" diye konuştu.

Yanında Sivas olanın, yanında Türkiye olanın sırtının yere gelmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Çünkü Sivas Türkiye’dir, Türkiye de Sivas. Horasan erenleriyle, türbeleriyle, camileriyle, yiğitleriyle Sivas bu toprakların, bu milletin kendisidir. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın" temennisinde bulundu.

15-06/04/aa_picture_20150604_5539529_high.jpgMeydanın dört bir yanına asılan pankartları okuyan Erdoğan, "Yanında Sivas olanın sırtı yere gelmez" dedi.

"Bir millet için tarihten büyük yol gösterici olmaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir millet için tarihten büyük yol gösterici olmadığını ifade ederek, bu toprakların 600 yıllık imparatorluğun eriyip bitişine şahitlik ettiğini, sadece Osmanlı'nın yıkılışına değil başka acı ve umutlara da şahitlik ettiğini dile getirdi.

İstanbul'da işgalci askerler karaya çıktığında, İzmir’de de Yunan askeri Türkiye'ye ayak bastığında birilerinin onları çiçeklerle, alkışlarla karşıladığını, birilerinin orada düşmanın boynuna sarılırken milletin ayağındaki yırtık çarığıyla Sivas'ta Kurtuluş Savaşı'nın temellerini attığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birileri bu toprakları parçalamak için harita başında pazarlıklar yaparken benim sakallı dedem, başörtülü ninem Sivas Kongresi'nde toplananlara dualar ediyordu. Birileri bu milleti tarihin kör karanlığına hapsetmeye çalışırken bu millet İstiklal Harbi'nin hazırlıklarına başlamıştı. Milletimiz Sivas'tan dünyaya şöyle haykırıyordu: 'Manda ve himaye kabul edilemez. Milli sınırlar içinde vatan bir bir bütündür parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet kendisini topyekun savunacak ve direnecektir.' Tarihteki uzun yolculuğumuzun son devleti Türkiye Cumhuriyeti'nin inşası işte bu şuurla gerçekleşti.

Bu mücadeleye başlarken Allah'ın yardımından başka yardım dilemedik, ahdettik, dua ettik, mücadele ettik. Milletimiz bayrağına, vatanına, namusu bildiği özgürlüğüne sahip çıktı. Sivas Kongresi'nde şu devletin, bu devletin himayesini isteyenler oldu, fakat bu teklifler tartışmaya dahi değer görülmedi. Bu millet milli iradeye sahip çıkarak İstiklal Harbi'ni kazandı. Biz de tüm siyasi hayatımızda bilhassa da son 12 yılda hep milli iradeden aldığımız güçle mücadelemizi verdik. Bugün de yeni Türkiye'nin inşası için yine milli iradeye müracaat ediyoruz. Bunun için Sivas'tayız, manda heveslilerini, tek parti özlemiyle yanıp tutuşanları, milleti bölmenin, ülkeyi parçalamanın hesabını yapan üst aklı bir kez daha mağlup etmek için pazar günü milletimizi sandığa davet ediyoruz."

15-06/04/aa_picture_20150604_5539550_high.jpgCumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinlemeye getirilen minik bir Sivaslı'nın şaşkın bakışları objektiflere böyle yansıdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleri üzerine "İşte ordu, işte komutan" tezahüratları yapan gençlere seslenerek, "Gençler, Anayasa'daki 'başkomutan' değil mi? Karıştırmayalım" dedi.

Vatandaşlara "Sivas, 7 Haziran'da sözünü sandıkta söylemeye hazır mı? Sivas, üst aklın aklını başından almaya var mı? Sivas, Türkiye'yi yeni anayasasına kavuşturmaya hazır mı? Sivas başkanlık sistemine var mı" diye soran Erdoğan, "evet" yanıtı alması üzerine "Maşallah barekallah. Öyleyse durmak yok. Bugün perşembe, yarın cuma, cumartesi 3 gün ona göre, durmak yok" diye konuştu.

Sivaslıların bir süre tekbir getirmesi üzerine de Erdoğan, Sivas’tan yükselen bu sedayı duymayanın sadece kulağının değil kalbinin de mühürlü olduğunu ifade ederek, coşkusu ve desteği için vatandaşlara teşekkür etti.

"Fetih kutlamasını her yıl yapacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Mayıs’ta İstanbul’un fethinin 562. yıl dönümünü, Yenikapı'da surların önünde 2 milyona yakın vatandaşla kutladıklarını hatırlatarak, bu coşkudan birilerinin rahatsız olduğunu, kutlamayı hazmedemediğini belirtti.

Kendini ulusalcı ve milliyetçi olarak tanımlayanların, Cumhurbaşkanlığı makamının himayesinde İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı fetih şenliğini hazmedemediğini dile getiren Erdoğan, bu kutlamayı her yıl yapacaklarını bildirdi.

İstanbul'un fethinin sıradan bir fetih olmadığına işaret eden Erdoğan, "Ne diyordu Sevgililer Sevgilisi 'Le tufte hannel Kostantiniyyetu fele ni'mel emiru emiruha vele ni'mel ceysu zalikel ceys' diyordu. 'İstanbul yani Kostantiniye muhakkak fetholunacaktır, onu fetheden emir ne güzel emir, onun ordusu ne güzel ordu' diyordu. Ama bundan birileri rahatsız oluyor. Siz zannediyor musunuz Bizans dünde kaldı? Bugün de Bizans'ın kalıntıları var ama biz onlara rağmen yürüyoruz. Onlara rağmen yürüyeceğiz" ifadesini kullandı.

Milletin, koalisyon dönemini 2002'de AK Parti ile sona erdirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem hükümeti DSP, MHP, ANAP'tan aldıklarını belirtti.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Kaç yıllığına onlara bu millet o görevi vermişti? 5 yıllığına. Peki 3,5 yıl kalıp da niye kaçıp gittiler? Niye yürütemediler? Çünkü Düzce, Sakarya, Bolu, Kocaeli depreminin altında kaldılar. Yürütemediler. Bunlara zaten beş koyun ver, kaybeder gelirler. Niye meydanlara çıkıp dolaşıyor, ben anlamıyorum. Senin yapacağın iş değil bu iş. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Sen yapamazsın bu işi. 25 tane bankayı batırdınız. 50 milyar dolar yük bıraktınız. Bunları biz hallettik. IMF'ye bunlar borçlandı, 23,5 milyar dolar, biz ödedik."

Merkez Bankası'nın milli banka olduğunu ifade eden Erdoğan, "Hani milliyetçiydiniz? Kasada ne var? 27,5 milyar dolar. Şimdi ne var? 122 milyar dolar. Kim milliyetçi? Biz, biz. Biz öyle kafatası milliyetçisi değiliz. Biz milletini seven milliyetçiyiz, farkımız bu. Her seçim unutmayın, duymak, anlamak isteyene yeni Türkiye talebinin daha yüksek bir sesle ifadesiydi" dedi.

"Yine bir Kurtuluş Savaşı'nın içindeyiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran Pazar günü yapılacak seçimi hatırlatarak, "Bunun arifesindeyiz. Yine bir Kurtuluş Savaşı'nın içindeyiz. Görüyorsunuz, biz yeni Türkiye'nin inşası için canla başla çalışırken karşımızda bir eski Türkiye koalisyonu var. Musluklardan kan akıtan, eli kanlı bir partiyle milliyetçi olduğu iddiasındaki parti kol kola girdi, burada yerini aldı" diye konuştu.

Erdoğan, Batman'da açılan "Barajı aştık, aştık. Aşamadık meskenimiz dağlardır" yazılı pankarta ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çünkü bunlar dağdan yönetiliyorlar. Bunlar, silahı bırakmadılar. İşte bakın 6-7-8 Ekim tarihlerinde, bu eş başkanlardan bir tanesi, sokağa davet etmedi mi? 50 kişi öldü. Ölenler Kürt, öldürenler Kürt. Peki bunlar nasıl oluyor da benim Kürt vatandaşımın, Kürt kardeşimin temsilcisi oluyor? Mesele bu. Şimdi, aydın geçinen 200 kişi bildiri yayınlamış. Bunlar aydın değil, karanlık karanlık. 50 kişinin ölümüne neden olan bu zihniyete destek verenler nasıl oluyor da aydın oluyor? Bu ülkenin geleceğini karartmak isteyenler nasıl oluyor da aydın oluyor? Hesap ortada, kitap ortada. Halep oradaysa, arşın burada.

15-06/04/aa_picture_20150604_5539864_high.jpgErdoğan, platforma kadar gelen kız çocuğuyla kucaklaştı.

Erdoğan diktatör olsaydı

'Tayyip Erdoğan, diktatör.' 'Doksan tane partinin olduğu bir ülkede Tayyip Erdoğan, diktatör'. Şu anda 20 parti seçime giriyor. Nasıl oluyor bu diktatör? Diktatörün olduğu ülkede bunlar olabilir mi? Böyle bir şey yapabilir misiniz? Dünyada diktatörlüğü biz iyi biliriz, görürüz. Kardeşlerim, hepsi iftira. Çünkü bunlar meşhur Komünist rejimlerin kalıntıları. Maoist, Leninist, Stalinist... Bunlar Boraltan Köprüsü üzerinde Azeri kardeşlerimizi, evet o zaman ki CHP rejimi, bunları Stalin rejimine teslim ediyor. Orada Stalin'in askerleri Azeri kardeşlerimizi şehit ediyor. Bir Azeri şair ne diyor, 'Keşke bunları siz şehit etseydiniz de Stalin'in askerlerine teslim etmeseydiniz.' Bahçeli, şimdi bunlar için Meclis'e girme çalışması yapıyor."

"Bu casusluktur, ajanlıktır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz analar ağlamasın diye Çözüm Süreci'ni yürütürken bize demediklerini bırakmayanlar şimdi gidip anaları ağlatanların bizzat kendileriyle al takke, ver külah, birlikte yol yürüyorlar. Sadece bu kadar değil, Pensilvanya'daki ihanet şebekesiyle Kandil'deki kan tüccarı da yoldaş oldu. Bu koalisyonda yerini aldılar. İşte gazetelerde boy boy resimleri görüyoruz, yan yana resimleri görüyoruz. Hayatta bir araya gelebilecekleri düşünülmeyenler şimdi bir araya geliyorlar. Paralel yapı denilen ihanet şebekesi, Suriye'deki Türkmenlere gönderdiğimiz yardım üzerinden bizi dünyaya şikayet ederken en büyük desteği bunlardan alıyor."

Ahlaktan uzaksın

Geçenlerde bir gazetenin utanmadan, sıkılmadan "İçinde silah olmadığını söyleyen Erdoğan" dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Var veya yok, koyalım bir kenara. Bir defa sen o kadar basın ahlakından uzaksın ki... Bu ülkede Milli İstihbarat Teşkilatımızın yaptığı bir operasyona, sen kalkıp paralelle iş tutarak bunu dünyaya faş etmenin gayreti içerisine giriyorsun. Bir defa bu casusluktur, bu ajanlıktır. Bununla ilgili de biz yargıya zaten suç duyurusunda bulunduk, gereği yapılacaktır. Tabi bunlar hemen dünyadaki ağababalarına gidiyorlar. Dünyadaki ağababalarından destek almak suretiyle kendilerini bizleri hükümeti veyahut da MİT'i bir yerlere şikayet etmenin gayreti içerisindeler. Nereye giderseniz gidin, bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yoktur."

Erdoğan, Sivas kent meydanında vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, milleti bölmek isteyenlerle mücadelelerinin sonuna kadar devam edeceğini söyledi.

Sivas'ın "manda" kabul etmeyen bir kent olduğunu, kendilerinin de "manda"yı asla kabul etmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Açık söylüyorum, bu mücadele bitmeyecek, sonuna kadar sürecek. Onun için daha düne kadar Kürt kardeşlerime her türlü hakareti edenler, bugün bizzat Kandil'e kadar gidip seçim mesajları alıyor, bunları yayınlıyorlar. Bölücü örgüt insanların kanını döküyor, canını alıyor, ülkeyi cayır cayır yakmanın tehdidini savuruyor, bunlar oradaki sigara izmaritlerinin reklamını yapıyor, hale bakın. Van'da belediyenin bilboardlarında, muslukta kan akıyor. Çünkü bunlar kandan besleniyor."

Anamuhalefet partisinin ne dediğini ve ne yaptığını bilmez halde kendini bırakarak, diğer muhalefet partileri için çalıştığını belirten Erdoğan, "Bir yandan, 'Cumhurbaşkanı halktan koptu' diyorlar, diğer taraftan bizim milletimizle bir araya gelmemizden rahatsız oluyorlar. Soluğu Yüksek Seçim Kurulunda alıyorlar, bir gidiyor, bir geliyorlar. İstediğiniz kadar gidip gelin. Beni bu milletimin arasından söküp atamayacaksınız. Milletimin içinden geldim, milletimle beraberim. Milletimle beraber yürüyeceğim, bunu böyle biliniz" diye konuştu.

"O kaset olmazsa genel başkan olması mümkün değildi"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun her fırsatta "altın klozet"ten bahsettiğine değindi. Erdoğan, "TRT yayınında, gel, gez, bak bir tane altın klozet kapağı olan varsa ben Cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım ama sen bunu ispat edemezsen CHP başından ayrılmaya var mısın? Gidemez, çünkü akşam bir yalan, sabah bir yalan. Bakınız Baykal'ı da böyle aldatmadı mı? Gazeteciler, 'aday mısınız' diye sordu, 'hayır değilim' dedi. Adam CD'den veyahut kasetten gelmiş bir genel başkan. O kaset olmasa genel başkan olması mümkün değildi" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun partisinin Kars mitinginde Et Balık Kurumunu, Et ve Süt Kurumuna dönüştüreceği vaadinde bulunduğunu belirten Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Et ve Süt Kurumuna dönüştürdüklerini ve bu kurumun şu anda bu isimle çalıştığını bildirdi.

Erdoğan, CHP'ye oy veren vatandaşlara da seslenerek, "Yalancıdan siyasetçi olmaz" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de "üniversite harçlarını kaldıracağım" vaadinin gerçeği yansıtmadığını belirten Erdoğan, harçların kendi başbakanlığı döneminde kaldırıldığını söyledi.

"Düşmanı çiçeklerle karşılarlar"

Pazar günü yapılacak seçimlerin ardından "eski Türkiye koalisyonu"nun bittiği gün olacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Siyaset dürüstlükle, ilkelerle, omurgalı duruşla olur. Bunların siyaseti düşmanlık. Hem de kendi milletine düşmanlık üzerine kurulu. Milletin aleyhine ne varsa onun yanında yer alıyorlar. Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi; düşman ülkeye girse ve dese ki, 'Ben, Tayyip Erdoğan'ı düşürmek için geldim.' İnan bana onları, ellerinde çiçeklerle karşılarlar. O derece muvazeneyi kaybetmiş durumdalar. Dikkat edin, millet ne istiyorsa onun karşısında yer alıyorlar. Millet dinine, diyanetine sahip çıkıyor. Bunlar 'Din derslerini yasaklayacağız' diyor, 'Zorunlu din dersi olamayacak', 'Diyaneti kaldıracağız' diyor. Kim, terör örgütünün arkasında olduğu parti. Dinsiz bir millet yaşayabilir mi? Onunla kalmadılar, bu arada imam hatipleri kapatmanın hesabını yapıyorlar."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, meydanlarda tüm oyunları millete anlattıklarını belirterek, "Cevap Amerika, İngiltere medya kuruluşlarından geliyor. Dün mandayı, himayeyi savunanlarla, bugün o manşetlerden medet umanlar arasında bir fark var mı?" dedi.

"Cevap Amerika - İngiltere medya kuruluşlarından geliyor"

Yeni Türkiye'yi inşa ederken, kendisine Menderes'in, Mursi'nin akıbetinin hatırlatıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz meydanlarda tüm bu oyunları milletimize anlatıyoruz. Cevap Amerika, İngiltere medya kuruluşlarından geliyor. Dün mandayı, himayeyi savunanlarla bugün o manşetlerden medet umanlar arasında bir fark var mı? Biz Türkiye'yi büyütmenin, güçlendirmenin çabası içerisindeyiz. Onlar bir kriz çıksa da Türkiye batsa havasında. Biz 'istikrar ve güven' diyoruz, onlar 'kaos' diyor. Biz 'yeni anayasa' diyoruz, onlar darbe anayasasına sarılıyor. Biz 'daha güçlü, daha büyük Türkiye için başkanlık sistemi' diyoruz, bunlar ülkemizin 70 yılının 40 yılını heba eden koalisyon sistemini baş tacı ediyor. Farkı görüyorsunuz değil mi?"

15-06/04/aa_picture_20150604_5539796_high.jpgSivaslılardan biri 'Biz bizi başörtümüzle okutana bakarız. Biz lafa değil icraata bakarız' yazılı pankart açtı. / FOTOĞRAFLAR: AA

Türkeş'e ihanet içindeler

MHP'li vatandaşlara da seslenen Erdoğan, "Bunlar, Türkeş'e ihanet ediyor. Merhum Türkeş, başkanlık sisteminin olmazsa olmaz bir şart olarak 'Dokuz Işık' adlı eserinde yazıyor. Pensilvanya, Kandil, Gezi, Ermeni diasporası, eşcinsel dernekleri birleşmiş, önlerine Anamuhalefeti ve milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyi de katmış, eski Türkiye koalisyonuna devam ediyorlar" diye konuştu. "Bunların her işi gibi ideolojileri de yalan" ifadesini kullanan Erdoğan, "Biz ne düşünüyorsak onu düşünüyoruz, ne söylüyorsak onu yapıyoruz. Bizim milletimizle muhabbetimiz, pazara kadar değil Allah'ın izniyle mezara kadardır. Bunun için Hacı Bektaş-ı Veli gibi, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Yetmez, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız" dedi.

"Ayrımcılığın ta kendisini yaptılar"

Vatanın üzerinde operasyon düşünenlerin karşılarında kendilerini bulacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizi bulur, Silahlı Kuvvetlerimizi bulur, emniyet teşkilatımızı bulur, hepsinde öte milletimizi bulur. Devlet içinde devlet olur mu? Çıkmış işte bir paralel devlet. Bu hocaefendi diye geçinen adama sormak lazım; senin inzivaya çekilme yerin Pensilvanya mı? Gel, Mekke varken, Medine varken orada ne işin var? Fakat üst akıl böyle emretti. Dert başka... Oradan ülkeye sirayet etmek. Ayrımcılığın ta kendisini yaptılar. Şimdi küçük imamlar vardı; bu küçük imamlar da mihrabı terk ettiler, onlar da kaçıyor şimdi. Onlar da değişik yerlerde, kimisi Amerika, kimisi Afrika, kimi şurada, kimi burada... Fakat ne demiştim Başbakanlığımda; 'inlerine gireceğiz' hatırlıyorsunuz değil mi? Girdik mi? Şimdi kovalıyoruz, onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Çünkü bu milleti bölmeye kimsenin hakkı yok, bu ümmeti parçalamaya kimsenin hakkı yok. Parçalayanlar karşılarında bizi bulacaklar."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN