AK Parti Eski Milletvekili, ekonomist İbrahim Turhan, Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınmasını eleştirdi. Turhan, "Görevden alınan ve yerine atanan kişilerden bağımsız olarak, bu değişikliğin gerçekleşme yöntemine ve zamanlamasına benim aklım ermiyor. Bunun ciddi zararlar verebileceğinden endişe ediyorum" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 35’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2’nci maddesi ile görevden alınmasını değerlendiren eski AK Parti Milletvekili ve Ekonomist İbrahim Turhan, işlemin kanuna aykırı olduğunu savundu. Turhan "Benim aklım almıyor. Bunun ciddi zararlar verebileceğinden endişe ediyorum" dedi.
MB'NİN BAĞIMSIZLIĞINA TERS
Turhan'ın Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar şöyle:
Merkez bankalarının başkanlık konumu çok kritiktir. Görevden alınan ve yerine atanan kişilerden bağımsız olarak, bu değişikliğin gerçekleşme yöntemine ve zamanlamasına benim aklım ermiyor. Bunun ciddi zararlar verebileceğinden endişe ediyorum.
Başkanların görev süresi bitmeden görevden alınamaması, merkez bankası bağımsızlığının önemli bileşenlerindendir. Ayrıca ekonomi yönetiminde öngörülebilirlik ve kurumsallaşma açısından da kritik önem taşır. Bütün dünyada da böyle algılanır.
375 sayılı Kanun Hükmünda Kararname; “Cumhurbaşkanınca süreli atanan üst kademe kamu yöneticileri, ilgili kanunlarda öngörülen görevden alma gerekçeleri yanında kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler.” diyor.
Oysa TCMB Kanununun 28’inci maddesi; “Başkan(Guvernör) ANCAK, 27nci maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu Kanunla kendisine verilen görevlerin devamlı surette ifasını imkansız kılacak durumların ortaya çıkması hallerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir” der.
Özel kanun niteliğindeki 1211 Sayılı TCMB Kanunu görevden af edilmeyi sadece iki şarta bağlamışken KHK Hükmüyle Merkez Bankası başkanını görevden almak hukuken de yanlıştır. Bildiğim kadarıyla görevden alınan son başkan 12 Eylül rejimi döneminde İsmail Hakkı Aydınoğlu olmuştu.
Hukukî durum ile ilgili tereddüdü olan varsa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104’üncü maddesine müracaat edebilir.