Nereden nereye

Nereden nereye

Birkaç yıl öncesine kadar ‘IMF bizden borç istedi’ iddiası dillendirilirken bugün gelinen noktada ise fonun Türkiye’ye düşen 6.5 milyar dolarlık pandemi payı ‘can suyu’ olarak karşılandı. Ekonomide izlenen tartışmalı politikaların iki yılda buharlaştırdığı Merkez Bankası rezervlerine yeniden para girmesi umudu doğdu. Muhalefetten ‘Hani 128 milyar dolar kasadaydı? Dört gözle bu parayı bekliyorlar’ tepkisi geldi.

Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’na 5 milyar dolar borç verdiğine ilişkin açıklamalar polemik konusu olmuştu. Dört yıl önceki ifadelerin ardından özellikle pandemide yürütülen hatalı politikalar, liyakatsizlik ve rasyonaliteye aykırı yaklaşımdaki ısrarın ekonomideki etkisi yine ‘IMF kriterine’ yansıdı. Borç verildiği söylenen kuruluşun, tüm üye ülkeler için oluşturduğu Kovid fonundan Türkiye’ye düşen 6.5 milyar dolarlık dilim beklenti yarattı.

‘MADEM 128 MİLYAR KASADA IMF’YE ‘O PARAYI İSTEMEYİZ’ DESİNLER’

Ağustosta serbest kalması beklenen miktarın eritilen Merkez Bankası rezervlerine de katkı sağlayacağı belirtildi. CHP’li Erdoğan Toprak “128 milyar kasadaysa bu parayı istemediğimizi söylesinler” dedi. Hükümetin büyük bir umutla IMF fonunu beklediğini savunan Toprak şöyle devam etti: Borç vermekten söz ediyorlardı şimdi dört gözle 6.5 milyar doları bekliyorlar. Bir yandan da tasarruf paketleri, özelleştirmelerle IMF programı uyguluyorlar.

pazartesigazetesi.jpg

5 MİLYAR DOLAR İÇ SİYASETE GİTTİ PANDEMİ KESESİ KISILDI

IMF’nin ek kaynak arayışında olduğu 2013’te, üye ülke olan Türkiye 5 milyar dolarlık taahhütte bulundu. Ancak Ankara 5 milyar doları iç siyaset malzemesi haline getirince geri adım atan fon bu parayı kullanmadı. IMF geçen yıl Türkiye’yi swap listesinden de çıkardı. Kuruluşa katkı sağlanmayınca pandemi fonundan ayrılan dilim de küçüldü.

IMF'YE BORÇ VEREMEDİK AMA ÖRTÜLÜ PROGRAMLA PARA ALIYORUZ

Yıllarca IMF bizden borç istedi diye meydanlarda dile getirdiğimiz slogana karşılık IMF bizden o parayı almadı. Oysa şimdi gözümüz kulağımız IMF’den gelecek olan 6,4 milyar dolarda. Yanlış politikalarla eksi rezerve düştüğümüz ve 128 milyar doları sattığımız dönemde IMF parası örtülü bütçe programı ile de desteklenmiş oluyor.

Ağustos ayında IMF küresel rezerv programı kapsamında üye ülkelerin covid19 salgını nedeniyle kaybettiği rezervlerini artırıcı bir programı devreye alıyor. Bu kapsamda Türkiye’ye de 6,4 milyar dolarlık net rezerv katkısı gelmiş olacak. Ekonomist ve öğretim görevlisi Mahfi Eğilmez bu durumu şu şekilde ifade ediyor: “IMF, Covid 19 salgının üye ülkelerin rezervlerinde yarattığı erimeleri gidermek, rezervleri takviye etmek amacıyla Ağustos ayında 650 milyar Dolar tutarında yeni bir SDR tahsisi yapmaya hazırlanmaktadır.

IMF Başkanının açıkladığına göre onay süreçlerinin tamamlanmasını izleyerek Ağustos sonuna kadar bu rezervler üye ülkelere IMF’deki kotalarıyla orantılı olarak dağıtılacaktır. Türkiye, IMF’den bugüne kadar 1.071 milyon Dolar tutarında SDR rezervi almıştır (tahsisler, yapıldıkları tarihte geçerli kotalara göre verildiği için bugünkü kotayla karşılaştırarak hakkımız yenmiş gibi görülmemelidir.) Türkiye’nin IMF’deki kotası 4.659 milyon SDR’dir. Bu tutar 9 Temmuz 2021 itibarıyla (1 SDR = 1,4247 olduğuna göre) 6.637 milyon Dolara eşittir.

IMF’nin kotaları toplamı 476.271 milyon SDR olduğuna göre Türkiye’nin toplam kotalardaki payı (4.659 / 476.271 = ) 0,98 (yüzde 1’e yakın) olmaktadır. Bu durumda Ağustos sonunda gerçekleştirilmesi planlanan SDR tahsislerinden Türkiye’ye düşecek pay yaklaşık olarak (650 x 0.98 =) 6,4 milyar Dolar dolayında olacak ve TCMB’nin rezervleri 6,4 milyar dolar artacaktır.” Eğilmez’in de ifade ettiği gibi bu para bir küresel katkı programı içerisinde bizim hesabımıza geçmiş olacak.

Liyakatin kaybolduğu, kötü yönetimin etkilediği ve sonuç olarak 128 milyar doların akıbetinin hala net şekilde bilinmediği bu günlerde Merkez Bankası net rezervinin eksi 50 milyar dolarda seyrettiği anda ilaç gibi gelecek. Oysa daha birkaç yıl önce meydanlarda sürekli “IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi” diye söylerken, bugün geldiğimiz durum gerçek halimizi daha iyi gösteriyor.

BÜTÇE DİSİPLİNİ NE İFADE EDİYOR?

Hazine nakit gerçekleşmelerine göre bu yılın ilk yarısında gelirler yüzde 37,7 artışla 637,8 milyar liraya ulaştı. Buna karşılık faiz hariç giderler sadece yüzde 17,5 artışla 601,6 milyar lirada kaldı. Böylece geçen yılın ilk yarısında faiz hariç nakit dengesi 48,7 milyar lira ekside iken bu yıl faiz hariç nakit dengesi 36,2 milyar lira fazlaya döndü. Hazine nakit dengesinde geçen yılın ilk yarısına göre iyileşme toplamı 84,9 milyar liraya ulaşmış oldu. IMF programlarının ilk şartlarından olan bütçe disiplini bu yıl pandemi sürecinde olmasına rağmen ülkemizde görülüyor. En son 2015 yılında faiz dışı denge 21,3 milyar fazla verdikten sonra bu yıla kadar faiz dışı denge hep ekside olmuştu. 2016 yılında -5,3 milyar lira, 2017 yılında -18,0 milyar lira, 2018 yılında -6,3 milyar lira, 2019 yılında -37,7 milyar lira açık veren faiz dışı nakit dengesi 2020 yılı tamamında da -65,6 milyar açık vermişti. Yıllar sonra Hazine nakit dengesinin yılın ilk yarısında da olsa 36,2 milyar lira fazla vermiş olması örtülü İMF programından başka bir şey olamaz. Pandemi yılında bütçenin vatandaştan bu derece yüksek para toplamasına ve üst kademelerde çifte maaşların devam etmesine rağmen özellikle ihtiyaç sahiplerine ödemelerin yapılmadığından anlaşılıyor. Hazine garantili müteahhitlerin bile ödemelerini aldığı bir dönemde bütçe disiplini özellikle pandemi desteklerinin yetersizliği ile oluşmuş durumda.

ÖNERİLER HARFİYEN UYGULANIYOR

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “IMF’ye 5 milyar dolar borç vermekten söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi dört gözle IMF’den Türkiye’nin payına düşen 6,5 milyar doları bekliyor” dedi. Toprak, yaptığı değerlendirmede, “Hani 128 milyar dolar kasada duruyordu?” diye sordu.

Toprak’ın, iktidarın yüklü zamlar, tasarruf tedbiri paketleri ve kamu mallarının, kamu şirket ve arazilerinin satışa çıkarılmasıyla aslında IMF programı uyguladığı açıklaması şöyle: “IMF 2009 küresel finansal krizinde olduğu gibi bu kez de COVID-19 salgınının üye ülkelerin ekonomilerindeki ve Merkez Bankası rezervlerindeki kayıplarını telafi için 650 milyar dolarlık bir karşılıksız fon kaynağı oluşturdu. Ülkelerin IMF nezdindeki çekme hakkı kotalarına göre bu para paylaştırılacak.

Türkiye’nin de IMF’deki özel çekiş hakkı çerçevesinde payına düşen tutar 6,5 milyar dolar. IMF Başkanının açıkladığı takvime göre bu para, önümüzdeki ay Merkez Bankası kasasına girecek. Muhtemelen Cumhurbaşkanı çıkıp, rezervlerimizin 6,5 milyar dolar arttığını söyleyip, övünecek. Oysa 2008 yılına kadar IMF programını kesintisiz uygulayan AK Parti iktidarı, son yıllarda IMF’ye olan borçların tümünün ödendiğini, Türkiye’nin IMF’ye borç verecek duruma geldiğini söylüyordu. Cumhurbaşkanı ‘IMF 5 milyar dolar istedi, bakanıma verin dedim’ diyordu.

IMF’nin Türkiye’den böyle bir borç istediği de yok, iktidarın IMF’ye borç verecek 5 milyar doları da MB kasasında yok. Şimdi dört gözle ağustosta gelecek 6,5 milyar dolar hibeyi bekliyorlar. Eğer Cumhurbaşkanı gerçekten samimi ise çıksın ortaya ‘Ey IMF biz senin 6,5 milyar dolarını istemiyoruz’ desin. Bunu diyemeyecekleri gibi son birkaç aydan bu yana iktidar ve ekonomi yönetimi IMF’nin son Türkiye raporunda dile getirdiği uyarılar ve riskler çerçevesinde önerdiği IMF tavsiyelerini, önlemleri örtülü bir şekilde uyguluyor. Elektriğe, doğalgaza yapılan yüklü zamlar, kurumlar vergisinde, Özel İletişim, Motorlu Taşıtlar, Akaryakıt Tüketim vergilerinde yapılan yüklü artışların hepsi IMF tavsiyesi.

Cumhurbaşkanının kendisini hariç tutarak ilan ettiği, millete kemer sıktırma, ücret zamlarını düşük tutma, kamuya personel alımlarını azaltma vb. sözde tasarruf tedbirleri de IMF’nin önerileri. Şimdi kamudaki toplu sözleşmelerde ve memurlarla yapılacak zam müzakerelerinde de maaş artışlarını yükselen enflasyona rağmen, IMF’nin önerisi doğrultusunda çok düşük tutacaklar. Makine Kimya’nın, TEİAŞ’ın özelleştirilmesi, sahillerdeki kamu kampları ve arazilerin, elde avuçta ne varsa satışa çıkartmanın arkasında da IMF’ye şirin görünme var.

FED SWAP İMKANLARINDAN YARARLANAMAMIŞTIK

Corona virüsüne karşı ilk adım geçen yılın başında FED tarafından açılan swap imkanı olmuştu. Türkiye bu swap hattından ise yararlanamadı. Hem IMF’nin hem de FED’in ortaklaşa kurdukları nakit destek hattı için yapılan görüşmelere rağmen Türkiye rezerv tercihinden dolayı swap imkanı elde edemedi. Rezervlerinin büyük kısmını satan, kalan kısmının da önemli bölümünü altın olarak değiştirip o altınları da uluslararası piyasadan çekmesi nedeniyle bu imkanı kullanma fırsatını kaybetmişti. Geçen yıl IMF için başvurmayı reddeden Türkiye, uzun süre FED ile swap hattı için görüşmüş ama bir sonuç alamamıştı. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi David Satterfield, Atlantik Konseyi’nin ev sahipliğinde düzenlenen online bir toplantıda, Fed ile Türkiye arasındaki herhangi bir takas hattı anlaşmasının siyasi değil, finansal ve parasal konulara dayandığını söylemişti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN