İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin enflasyon hedeflerine ulaşmasının zor olduğunu belirterek 2025'te yüzde 5 enflasyon hedefine varmanın uzak bir ihtimal olduğunu ifade etti. Eğilmez, Çin ekonomisinin küresel ekonomik baskıların ana kaynağı olabileceğine dikkat çekerken, petrolde ve gıda fiyatlarında beklenen düşüşün ise olumlu bir tablo sunduğunu belirtti.
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, IMF’nin son World Economic Outlook raporunu değerlendirerek Türkiye'nin mevcut ekonomik durumu ve dünya ekonomisindeki yeri hakkında bir analiz yayınladı. Eğilmez, 1999'dan bu yana gelişmiş ekonomi sayısının arttığına dikkat çekti ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin ekonomik dinamiklerini yorumladı.
'GELİR ARTIŞINI HIZLANDIRIRKEN ENFLASYONU YAVAŞLATMIŞ GİBİ GÖSTERİYOR'
Eğilmez, IMF raporundan elde edilen verilere dayanarak, gelişmekte olan ülkelerin büyüme kalıplarının 2024 ve 2025'te yüzde 4’ün altına yerleşeceğini belirtti. Türkiye’nin büyüme hızının ise, dezenflasyon politikaları nedeniyle, bu grubun ortalamasının altında kalacağını öne sürdü. Eğilmez, "Türkiye’nin GSYH’si ve kişi başına gelirinin görünen büyümesi, kur baskılaması sayesinde enflasyonun daha düşük hızda artmasıyla sağlanıyor. Bu durum, gelir artışını hızlandırırken enflasyonu yavaşlatmış gibi gösteriyor" ifadelerini kullandı.
YÜZDE 5'LİK ENFLASYON HEDEFİNDEN UZAK
Eğilmez, Türkiye'nin 2025 için belirlediği yüzde 5'lik enflasyon hedefine ulaşmaktan uzak olduğunu vurguladı. Türkiye'nin enflasyonu tek hanelere indirme çabasının, gelişmekte olan ülkelerin ortalaması olan yüzde 5'e göre daha zorlu bir hedef olduğunu belirtti. Gelişmiş ülkelerin yüzde 2 seviyesine yaklaşırken Türkiye'nin halen yüksek enflasyon ile mücadele ettiğine dikkat çeken Eğilmez, “Türkiye’nin tek haneli enflasyon oranına gelmesi şu an için zor görünüyor," dedi.
KAMU BORCU VE DIŞ BORÇ YÜKÜ
Eğilmez, gelişmiş ülkelerdeki yüksek kamu borcuna dikkat çekerken, Türkiye’nin bu alandaki durumunun daha iyi olduğunu belirtti. Ancak Türkiye’nin, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının iki katı oranında dış borç yükü taşıdığını ifade etti. Türkiye’nin ciddi bir cari açık sorunu yaşadığını da ekleyen Eğilmez, cari açığın büyümeye ve ekonomik istikrara olumsuz etkilerinin olduğunu vurguladı.
'KÜRESEL DENGESİZLİKLER ARTABİLİR'
Eğilmez, dünya genelindeki risk faktörlerine de değinerek, devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail-Filistin-Lübnan geriliminin küresel ekonomiye etkilerinin hala devam ettiğini belirtti. Eğilmez’e göre, bu tür jeopolitik riskler finansal piyasalarda kısa vadeli dalgalanmalara yol açsa da küresel ekonomik aktörler artık bu risklerle yaşamayı öğrendi. Bu durumun olumlu bir etkisi olarak piyasalarda büyük sarsıntılar önleniyor, ancak insanlık dramlarına duyarsız kalınması ciddi bir etik sorun yaratıyor.
Çin ekonomisinin gelecekteki en önemli risklerden biri olduğunu belirten Eğilmez, ülkedeki emlak sektörü krizinin daha da derinleşebileceğini ve bunun küresel ekonomiye olumsuz etkiler yapabileceğini söyledi. Eğilmez, "Çin’in büyüme temposunun yavaşlaması, küresel ekonomik dengesizlikleri daha da artırabilir" dedi.