Ekonomist Mahfi Eğilmez, son 10 yılda ekonomide yapılan hataları, "Facia" şeklinde nitelendirdi. Eğilmez, Türkiye'nin son 10 yılda telafisi son derece güç facialara imza attığını ifade ederken, "Bunların hangisi ve ne kadarı hataydı, hangisi bilerek ve isteyerek yapıldı bunu bilmiyorum. Ama tamamı inanılmaz yanlışlardı. Öyle yanlışlar ki ekonomi ve finans ders kitaplarına “yapılmaması gereken hatalar” başlığı altında ayrı bir bölüm olarak girebilir" dedi.
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin son on yılda ekonomi politikalarında izlediği yanlışları mercek altına alan dikkat çekici bir makale kaleme aldı. 'Son 10 Yılda Yarattığımız Facialardan Bir Demet' başlıklı yazısında, ekonomide yapılan hataları detaylarıyla özetleyen Eğilmez, özelleştirme, dış borçlanma, gayrimenkul alan yabancıya vatandaşlık verme, faiz sebep enflasyon sonuç, kur korumalı mevduat gibi politikaları eleştirdi. Yazının sonuç bölümünde ise bu politikaların Türkiye'yi nasıl bir tabloya sürüklediğini anlattı.
Ekonomist Mahfi Eğilmez: Para ödeyerek vatandaşlık veren tek ülkeyiz
'TELAFİ EDİLMESİ SON DERECEDE GÜÇ FACİALAR'
Konuyla ilgili olarak Eğilmez, "Türkiye, son 10 yılda telafi edilmesi son derecede güç birtakım facialara imza attı. Bunların hangisi ve ne kadarı hataydı, hangisi bilerek ve isteyerek yapıldı bunu bilmiyorum. Ama tamamı inanılmaz yanlışlardı. Öyle yanlışlar ki ekonomi ve finans ders kitaplarına “yapılmaması gereken hatalar” başlığı altında ayrı bir bölüm olarak girebilir" dedi.
ÖZELLEŞTİRME: AMACINDAN SAPTI
Eğilmez, özelleştirmenin temel amacının kamu kesiminin kaynak ayıramadığı üretim tesislerini özel kesime devrederek verimlilik artışı sağlamak olduğunu belirtti. Ancak Türkiye'de uygulanan özelleştirmelerin bu amaca hizmet etmediğini vurguladı. Devlet eliyle kurulan bütün tesislerin, işletmelerin ve üretim birimlerinin özelleştirildiğini, fakat ne üretim artışı ne de ucuzluk sağlandığını ifade etti. Eğilmez, yapılanın gerçek anlamda bir özelleştirme olmadığını belirtti.
Ekonomist Mahfi Eğilmez
23 YILDA DIŞ BORÇ STOKUNUN DÖRT KAT ARTTI
Eğilmez, Türkiye'nin dış borç stokunun 21. yüzyıla girerken 103 milyar dolar olduğunu ve 2023 yılı sonunda bu rakamın 500 milyar dolara ulaştığını belirtti. 23 yılda dış borç stokunun dört kat arttığını ifade eden Eğilmez, bu borçların yeni teknoloji ithaline veya verimlilik artırıcı gelişmelere harcanmadığını vurguladı. Sonuç olarak, dış borçlanmanın ekonomiye sadece yük getirdiğini belirtti.
VATANDAŞLIK VERME: ŞARTSIZ VE AVANTAJLI
Türkiye'de 400 bin dolara gayrimenkul alanlara vatandaşlık verildiğini, bu sınırın yakın zamana kadar 250 bin dolar olduğunu belirten Eğilmez, diğer ülkelerde bu tür yatırımlar için dil öğrenme gibi pek çok koşulun bir araya getirilmesi gerektiğini hatırlattı. Türkiye'de ise herhangi bir koşul aranmadan vatandaşlık verildiğini ve yatırımcıların üç yıl sonra gayrimenkullerini daha yüksek fiyata satarak kâr elde ettiğini ifade etti.
ENFLASYON VE FAİZ POLİTİKALARI: YANLIŞ YAKLAŞIMLAR
Eğilmez, 2021 yılının Eylül ayında enflasyon yüzde 19 seviyesindeyken, Merkez Bankası'nın politika faizinin de yüzde 19 olduğunu belirtti. "Faiz sebep enflasyon sonuçtur" iddiasıyla faizin düşürüldüğünü ve enflasyonun hızla yükseldiğini ifade eden Eğilmez, sonunda enflasyonun yüzde 85'e ulaştığını belirtti. Gerçek enflasyonun açıklanan enflasyondan çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Eğilmez, bu nedenle insanların tasarruf etmek yerine paralarını döviz, altın, konut gibi yatırımlara yönelttiğini ifade etti.
KUR KORUMALI MEVDUAT: HAZİNE VE MERKEZ BANKASI'NA YÜK
Faizleri düşürerek enflasyonu kontrol altına alma çabalarının başarısız olduğunu belirten Eğilmez, hükümetin dövize olan talebi önlemek için kur korumalı mevduat (KKM) aracını devreye soktuğunu anlattı. Bu aracın, gerçek enflasyon kadar faizi başka bir ad altında bankalar yerine Hazine ve Merkez Bankası'na ödetme aracı olduğunu ifade eden Eğilmez, bu uygulamanın Merkez Bankası'nın 2023 yılında 818 milyar lira zarar etmesine yol açtığını belirtti.
CARRY TRADE: DÖVİZLE BORÇLANMA
Eğilmez, Merkez Bankası'nın faizi yüzde 50'ye kadar yükseltmesine rağmen, bu oranın açıklanan enflasyonun bile altında olduğunu belirtti. Kurun sabitleşme eğilimine girmesiyle birlikte insanların dövizlerini bozdurarak TL mevduat hesaplarına veya tahvillere yatırdığını ifade eden Eğilmez, bu durumun dövizle borçlanma anlamına geldiğini vurguladı.
KAYIT DIŞI EKONOMİNİN YARATTIĞI PARALEL EVREN
Eğilmez, Türkiye'nin 21. yüzyılın ilk çeyreğinde ekonomi politikasında yapılmaması gereken ne varsa yaptığını belirtti. Buna rağmen ayakta kalabilmesinin kayıt dışı ekonominin yarattığı paralel evrenin katkısıyla olduğunu ifade etti. En acı gerçeğin ise kayıt içi yaşayan insanların, kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşmesi olduğunu belirtti.