Ekonomist Evren Devrim Zelyut, dolarla ilgili kaleme aldığı yazısında, "Doların 40 lira olmaması için bu önemli, yoksa doları tutamazsınız" dedi. Peki, dolar yükselir mi? Dolar ne kadar olacak? İşte detaylar...
Ekonomist Evren Devrim Zelyut, doların 40 TL olmaması için yapılması gerekenleri sıraladı. Evren Devrim Zelyut'un Yeniçağ'daki yazısı şöyle:
2024 YILINDA DOLAR NE KADAR OLACAK?
Türkiye'nin OVP tahminine göre vereceği bütçe açığı 1,6 trilyon TL, seneye 2,6 trilyon TL olacak bunun anlamı açığı kapatmak için zamlar devam edecek…
TCMB rezervi -64 milyar dolar.
10 aylık dış ticaret dengesi -94 milyar dolar. Yani dolar açlığı devam edecek, kur ticari denge bozuk olduğu için artmaya devam edecek...
Kısa vadeli borcu 211 milyar dolar... Ama borcu kapatacak dolar girişi yaşanmayacak...
Bu tablo varken yabancı sermaye girişi kurun 40'a yürümemesi için oldukça önemli. Bu nedenle Sayın Şimşek elde çanta dışarıyı geziyor. Ama hükümet ona yardımcı oluyor mu? Cevap: Hayır!
Sayın Şimşek dışarıya ne anlatacak? Hangi güzel hikayeyi sunacak da sermaye Türkiye'ye gelecek?
Bakın bu işin şakası yok...
Kur tutulmazsa enflasyon üç hane olur!
Sayın Cumhurbaşkanı enflasyonun belini kırdık diyor ama kıymanın kilosu şu an 350 TL. Düştü de bizim mi haberimiz yok? Enflasyonun beli nasıl kırılmış Allah aşkına. Ortada esen rüzgar sadece Şimşek'in sermaye getireceğine dair beklentilerin yarattığı tatlı bir meltem esintisi ama gerçek farklı... Kar, boran yaklaşıyor...
Ekonomide rasyonel politikalar var ama siyasette de rasyonel olmazsanız yabancı gelmez. Yabancı gelmeyince kur düşmez. Kur düşmeyince enflasyon yükselir.
İki büyük hata ile yabancı gelişine sekte vuruldu. Sayın Şimşek'in çabaları boşa düşürüldü!
1) Filistin konusunda Türkiye müzakere yeteneğini sert söylemlerle kaybederek aslında Filistin halkı için de iyi yapmadı. Burada herkes Filistin’in mazlum olduğunu biliyor ama Türkiye direkt savunma yapamıyorsa o zaman siyaset ilmini kullanarak Gazze’ye kalkan olma yolunu seçmeliydi. Sözle, lafla, bağırtı ile yapılan somut iş nedir? Hiçbir şey…
Ve bu agresif tavır dış yatırımı ürkütmüştür. Burada hakkı bırakalım, zalimle ittifak yapalım demiyorum lakin mazlumu korumak için bile sakin ve akıllı hareket şarttır.
2) Diğer hatamız ise tiyatro gibi izlediğiniz yargıdaki çekişmedir. Anayasa Mahkemesi tek üstün merci değildir. Ancak alanı konusundaki kararlar bağlayıcıdır. Anayasa değiştirmek ya da Can Atalay’ı içeride tutmak, iddia, dedikodu, her neyse kurumlar arası kavga Türkiye’nin yabancı nezdindeki güvenini aşındırmıştır.