Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün çiftçilere, manda yoğurtlu, kestane ballı tarif vermesi ve şifa için herkese tavsiye etmesi tartışmalara neden olmuştu. Erdoğan'ın manda yoğurtlu besin takviyesine tepki gösteren Birol Soy isimli bir çiftçi, "Köylüyle dalga mı geçiyorsunuz siz? Köylü şu anda bitik durumda" dedi.
Enflasyon karşısında vatandaş her geçen gün daha da fakirleşirken çiftçiler mazota gelen peş peşe zamların ve gübre fiyatlarının ardından topraklarını ekemez hale geldi. Türkiye'de tarımda son durum buyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Tokat’ta çiftçilerle dialogu tepkilere yol açtı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyumadan önce tükettiği özel bir karşımın tarifini vererek, “Ben her akşam manda yoğurdu… Onun içine Medine hurması doğrarım 3 tane veya 5 tane. Ona biraz çay kaşığı kestane balı ve bir de içine yulaf atarım. Bu dörtlüyü karıştırarak yer, yatarım. Şifa… Yoğurt önemli. Sizdeki belediye sürekli bakraç içinde manda yoğurdumu mutlaka gönderir. Ankara Mamak Belediye Başkanımız temin ediyor. Tavsiye ederim, çok çok faydalı. Şifadır.” dedi.
Erdoğan ile sohbet eden çiftçilerden bazıları; tarımdan kazandıklarını, 50 baş havyan ile başladıkları işletmelerinde hayvan sayılarını artırdıklarını aktardı. Erdoğan ise “Birileri her ağızlarını açtıklarında, Türkiye’de tarımın öldüğünü, bittiğini, çiftçilerin perişan olduğunu söylüyor” dedi. Öte yandan Erdoğan, tarıma ve hayvancılığa en büyük desteklerin kendi dönemlerinde verildiğini söyledi.
Tokat merkezine 8 kilometre uzaklıkta çiftçilik yapan ve Erdoğan ile bir araya gelme imkanı bulamayan Günevi köylüleri Erdoğan'ın o sözlerine tepki göstererek sıkıntılarını anlattı.
“BİR ÇUVAL GÜBRE 750 LİRA”
Çiftçi Necmettin Aslan sadece çiftçilikten kazanamadığını inşaatlarda da çalıştığını söyledi. Kiraz üreticiliği yapan Aslan kiraz ihracatı yaptıklarını ancak ilaç ve gübrenin pahalılığı nedeniyle bu yıl ürünlerinin elinde kalacağını belirterek, “Ağaçlara daha gübre atamadık. Bir çuval gübre 750 lira. Geçen sene 130 liraydı. Şu anki durumumuz, gerçekten bittik yani. Mazot 24 liraya çıkmış. 250 gramlık ilaç 500 lira” dedi.
“SADECE 10 TAVUĞUM KALDI”
71 yaşındaki Arif Kip ise 50 yıldır hayvancılık yaptığını, şu anda bir tane bile hayvanı kalmadığını belirterek, sıkıntıları şöyle dile getirdi:
“Yem pahalı, saman pahalı. Tarlalara gübreyi atamadık. Saman pahalı olduğundan hayvanları sattım. Hiçbir şeyim yok şu anda. Sadece 10 tane tavuğum var. Sonbaharda DAP gübresi aldık. Şimdi gübre alamıyoruz. Pahalı çok pahalı. 400 bin lira torbası.”
Koyun üreticiliği yapan Haydar Çelik ise “Maliyetler çok fazla yem yetiştiremiyoruz, saman yetiştiremiyoruz. Arazide ekiyoruz ama pek kazanamıyoruz. Hava da kurak gidiyor. Mazot pahalı, bugün gidip arpa ektim araziyi boş bırakmayalım diye. Bir torba yem çıkmış 250-300 kağıt (TL). Samanın balyası 10 liradan 30 liraya çıkmış. Kilosu (samanın) 50 kuruştu, 1 lira 80 kuruş olmuş yetiştiremiyoruz” dedi.
“CAMIZA YEDİRMEZSEN SÜT ALABİLİR MİSİN?”
Aynı köyden Birol Soy ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “manda yoğurdu” tavsiyesine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Köylü şu anda bitik durumda. Bahar sezonuna girdiği için her şey şu anda iki katına üç katına. Bu çiftçinin, köylünün hali ne olacak? Saman balyasını satın alıyoruz. Mazot olmuş 23 lira. Tarlayı ekmeye mazot var mı? 23 liraya mazot alıp da nasıl ekecek bu vatandaş? Köylü samanı satın alırsa ne olacak? Çiftçinin hali ne olacak? 45 lira bir balya. Cumhurbaşkanı gelmiş havaalanı açıyor. Havaalanı açtığının yanında, oturmuş orada yanında Ziraat Odası başkanı, camızdan bahsediyor. Camıza vermezsen bunu süt alabilir misin? Bir de yoğurt yiyorsunuz diyor? Köylüyle dalga mı geçiyorsunuz siz? Var mı böyle bir şey. Hodri meydan, haydi gelsinler…”
“SÜTÜN KİLOSUNU 4 LİRAYA VERİYORUZ”
Köyde hayvancılık yapan Sevilay Gün adlı vatandaş sütü 4 liradan sattıklarını belirtirken oğlu Sefa Gün de, “Son iki yıldır üretici olarak zor durumdayız. Şu anda sütün kilosunu 4 liraya veriyoruz. En son yemi 285 liradan aldık. 300 lirayı zorluyor. Markette sayılan bizden çıkanın tam 4 katı. Sigorta primlerini ödemekte zorluk çekiyoruz” dedi.
