Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteğine rağmen, Bakan Şimşek başta olmak üzere ekonomi yönetiminin güvenini kaybeden Hafize Gaye Erkan'ın görevinden ayrılmasının perde arkası. Bloomberg'in ulaştığı kaynaklara göre, Erkan'ın istifası, iç çekişmeler ve başarısız bir güç mücadelesinin zirvesiydi. Yaşanan politik manevralar ve aile içi iddialar, krizin derinleşmesine neden oldu. Yerel seçimler öncesi gerçekleşen bu ayrılık, Türkiye ekonomi yönetimindeki belirsizliği tekrar gündeme taşıdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'a olan güveni son ana dek sürdü. Ancak, Türkiye ekonomisinin rotasını düzeltme görevinde olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gibi diğer önemli figürlerin güvenini yitirmesi, Erkan'ın sonunu getirdi. Bloomberg'e konuşan, isimlerini açıklamak istemeyen yetkililere göre, Erkan'ın görev süresinin bitimi, iç çatışmalar ve başarısız bir güç mücadelesinin sonucuydu.
Türkiye'nin ilk kadın Merkez Bankası Başkanı olan ve Goldman Sachs'ta on yılını geçiren Erkan, yaşananları "büyük bir karakter suikastı kampanyası" olarak nitelendirerek, ailesini ve küçük çocuğunu korumak amacıyla istifa ettiğini belirtti. Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin ardından Şimşek ile birlikte geleneksel politikalara dönüş sağlanması, ödeme dengesi krizini ve potansiyel bir para birimi devalüasyonunu engelledi.
TÜRKİYE'YE DÖNDÜĞÜNDE TANINMIYORDU
Ancak, Erdoğan tarafından belirlenen ekonomi yönetiminin, göreve başlamalarının üzerinden birkaç ay geçtikten sonra aralarında çatlaklar oluşmaya başladığı gözlemlendi. Princeton Üniversitesi'nde finans mühendisliği ve uygulamalı matematik alanında doktora yapan Erkan, ABD'de 20 yıl geçirdikten sonra Türkiye'ye döndüğünde birçok kişi tarafından tanınmıyordu.
Göreve başlamasının ardından Türkiye'nin en uzun para politikası sıkılaştırma dönemlerinden birini başlatan Erkan, bu süreçte döviz piyasasına müdahaleler devam etmesine rağmen brüt döviz rezervlerini yüzde 50'den fazla artırdı. Merkez Bankası verilerine göre, Erkan'ın görev süresi boyunca yabancı yatırımcılar net 5,3 milyar dolarlık devlet tahvili ve hisse senedi satın aldı. Borsa İstanbul 100 endeksi bu dönemde yüzde 60'ın üzerinde değer kazandı.
ERDOĞAN'A DAHA YAKIN GÖRÜNMEYE ÇALIŞIYORDU
Ancak hükümet içinde bazıları için, Erkan'ın kamuya açık bir teknokrat imajının aksine, politik açıdan bilgili bir danışman ekibi kurmaya başlaması dahil olmak üzere, gerilim artmaya başlamıştı. Erkan'ın, politikanın yeterince sıkı olduğunu belirttiği bir röportaj, faiz belirleme komitesinin bazı üyelerinin, Erkan'ın Erdoğan'a daha yakın görünmeye çalıştığı ve erken bir gevşeme döngüsü başlatabileceği endişesini doğurdu.
SON HAREKETİ BARDAĞI TAŞIRDI
Erkan'ın, New York'taki yatırımcı toplantıları için Türkiye'den ayrılması ve bu süre zarfında resmi bir vekalet bırakmaması, yerel basında ailesinin Merkez Bankası işlerine karıştığına dair iddiaların ortaya çıkmasıyla krizin daha da derinleşmesine neden oldu. Bu iddialar, özellikle Erkan'ın babasının bankanın işlerine, özellikle personel kararlarına dahil olduğu yönündeydi ve bu durum, Maliye Bakanı Şimşek dahil olmak üzere bazılarını şaşırttı.
SEÇİMDEN SONRA GÖREVDEN ALINACAKTI
Sonuç olarak, Erkan ve Şimşek arasındaki tansiyonun merkez bankasının itibarını ve güvenilirliğini tehlikeye atacağı endişesi, Şimşek'in Erdoğan'a durumu bildirmesi ve Erkan'ın görevden alınmasını istemesiyle sonuçlandı. Başlangıçta, Erdoğan'ın politika değişikliği algısından kaçınmak için yerel seçimlere kadar beklenmesi planlanmışken, Erkan'ın görevden alınması daha erken gerçekleşti. Erkan, görevden alınmadan kısa bir süre önce görevinden ayrılmayı talep ettiğini açıkladı ve Cumhurbaşkanlığı kararıyla resmi olarak görevden alındı.