Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Nebati, "Kur korumalı mevduatta dövizden dönüşlerin payı yüzde 49'a yükseldi" dedi. Yastık altındaki altınlarla ilgili açıklamalarda bulunan Nebati, "Türkiye'de altın bir gerçek. Düğünlere giderken altın götürürüz. Bu altınlar yastık altında duruyor. Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandıracağız" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Bloomberg HT-Habertürk ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Nebati, dövize endeksli mevduatta dövizden dönüşlerin payının yüzde 49'a yükseldiğini belirtti. 3 ayın enflasyon yükünün yüzde 27-28 civarında olduğunu bildiren Nebati, enflasyonun yazın gevşeyeceğini ifade etti. Nebati, Türkiye'de altın bir gerçek. Düğünlere giderken altın götürürüz. Bu altınlar yastık altında duruyor. Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandıracağız" dedi.
Bakan Nebati'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"KUR KORUMALI MEVDUATTA DÖVİZDEN DÖNÜŞLERİN PAYI YÜZDE 49'A YÜKSELDİ"
20 Aralık tarihi bir gündü. Türkiye'nin makroekonomik göstergelerinde sorun yoktu. O gün ile psikolojik etkiyi ortadan kaldırdık. Kur korumalı mevduatta dövizden dönüşlerin payı yüzde 49'a yükseldi. Dün akşam itibariyle 340 milyar TL'ye ulaştı. Yasanın verdiği imkan 31 Aralık 2022'ye kadar. Cumhurbaşkanımızın bu tarihten sonra bunu 1 yıl uzatma ya da vaktinden önce kesme yetkisi var. Bu enstrümandan çıkış optimal noktaya vardığımız zaman olacak.
"ENFLASYON YAZIN GEVŞEYECEK"
Türkiye'de enflasyon içeriden ve dışarıdan kaynaklanıyor. Dünyada enflasyon temel bir problem. 1973 krizi sonrasında da aynı şeyler yaşandı. Batı ülkeleri ciddi bir müdahalede bulundu. Bu enflasyon başlarken bir öngörüde bulunmuştum. Dünya enflasyonu konuşmaya devam edecek. Çok sert de tedbir alamıyorlar. İçeride biz kurdan etkileniyoruz. 20 Aralık akşamına kadar döviz kurlarındaki fiyatlama hep bir sonraki adımlarla yapıldı. Spekülatif, manipülatif işlemler de oldu. Model değişimindeki temel problem kur ve enflasyondu. Üzerimizde bir yük var. 3 ayın enflasyon yükü yüzde 27-28 civarında. Biz bu yükle bu yıla devam edeceğiz. Enflasyonda yaz aylarında gevşeme bekliyoruz.
"SEÇİME TEK HANELİ ENFLASYONLA GİDECEĞİZ"
Türkiye'de toprak suya doydu, barajlar kapakları açmak zorunda kaldı. Tarımsal üretimde sıkıntı yaşanmayacak. Yarın bir paket açıklayacağız. Psikolojiyi tersine çevirmek için bir adım atacağız. Yıl sonunda yüzde 24'ler civarı bir enflasyon göreceğiz. Haziran ayı seçimlerinden önce mayıs ayında enflasyonu tek hanede göreceğiz. Seçime tek haneli enflasyonla gideceğiz.
"YASTIK ALTINDAKİ ALTINLARI EKONOMİYE KAZANDIRACAĞIZ"
Türkiye'de altın bir gerçek. Düğünlere giderken altın götürürüz. Bu altınlar yastık altında duruyor. Bu altınların ekonomiye kazandırılması noktasındaki adımları biraz daha genişletelim. Darphaneyi ve bankaları bunun içine sokacağız. Akredite olan kuyumcular iş birliği ile bunu da Türkiye'ye yayacağız. Bütün paydaşlarla birlikte geniş bir şekilde geleceğiz. 5 bin ton, 250 milyar dolar eder. Yüzde 10'u gelse 25 milyar dolar eder. Beklentimiz bunu çekebileceğimiz yönünde. Burada psikoloji çok önemli. Temenni, istikrar, güven bunların hepsini bir araya getirdiğiniz zaman, kur korumalı mevduata olan ilgiyi altınla taçlandırdığımız zaman yatırımcı belli bir noktaya gelecek.
"ENFLASYON VE KUR RİSKİNİN TEMİZLENMESİ LAZIM"
Modelimiz üretim, ihracat odaklı. Bilişimde çok çok iyiyiz. 15-20 yılının öncesi değiliz. Böylesi bir noktada üst düzey teknoloji üretimini merkeze alan bir model. Bu model bir Türkiye modeli. Türkiye özgün bir ülke. Türkiye 21 Aralık itibariyle yeni bir dönüşüm yaparak güveni artırıcı adımları sağlıyor. Model değişiminde her zaman sancılı bir dönem vardır. Biz enflasyon ve kur riskini üzerimize aldık. Bu riskin temizlenmesi lazım. Bir taraftan yatırım üretim adımları atarken bir taraftan da aldığımız riskleri üzerimizden atacağız. Şu an en büyük sorunumuz enflasyon. Kur sabit değil stabil gidiyor. Oynaklık en az seviyede. Yüzde 5 büyüme hedefimiz var. Ama bunu dengeli bir büyüme olarak ele alacağız. Enflasyonu azdırmasına izin vermeyeceğiz. Bütçe disiplini bizim en büyük avantajımız. Dolayısıyla disiplinden taviz vermeden büyüyeceğiz.
"LONDRA'DA ENFLASYONUN KÜLTÜREL SEBEPLERDEN YÜKSEK OLDUĞU SÖZÜ UYDURMADIR"
Şeffaf olan bir insanım. İnandığım şeyi söylerim. Londra'da enflasyonun kültürel sebeplerden yüksek olduğu sözü uydurma bir sözdür. Ama altın örneğinde olduğu gibi biz altına önem veririz. Bunu Londra'da yapsanız size 'Ne yapıyorsunuz?' derler. Londra'da, Berlin'de ve Washington sokaklarında dolar euro ne kadar diye sorsanız anlamı olmaz. Ama bizde takip ediliyor. Kur yükselince enflasyon yükseliyor. Bu bizim gerçekliğimiz. Bu ifadeden böyle bir anlam çıkarınca zorlama olur. Londra'da trilyon dolarla hükmeden yatırımcılarla görüşme yapmışım. Londra görüşmeleri muhteşem geçti. Dönüşte bir iki yalan dolan haber dışında kötü bir haber de çıkmadı. Yatırımcıların hepsinden olumlu dönüş aldık. Türkiye için başarılı bir görüşme oldu. Yatırımcılar da mutlu biz de mutluyuz. İletişimi bırakmayacağız. Pazartesi-Salı Cumhurbaşkanımızla BAE'de olacağım. Oradan Jakarta'ya G-20 için devam edeceğim. Önümüzdeki ay Londra'da olacağım yine. Son toplantı resmi toplantıydı. Ama bu sefer yemek yiyeceğiz.
"KUR KORUMALI MEVDUATTA DÖVİZDEN DÖNÜŞLERİN PAYININ YÜZDE 60 OLMASINI BEKLİYORUZ"
Piyasayı bir enstrümana kilitlemenin anlamı yok. Biz şu an dövizi bozduruyoruz. TL'nin dövize gitmesini engelledik, olan dövizi TCMB'ye aktarıyoruz. Kırmızı çizgimiz şu: Daha yataylaşmadı. Dövize dönüşlerin de yüzde 50'nin üzerine çıkmasını istiyoruz. Önümüzdeki dönemde kur korumalı mevduatta dövizden dönüşlerin payının yüzde 55-60 olmasını bekliyoruz. Kur korumalı mevduatta ortalama vade 100 gün. Tüzel kişiler için 6 ayı neden yaptık? 90 milyar dolar mevduat var. Şirketlerimiz 6 ay boyunca dövizi bloke ediyor. Demek ki nakit akışında o paraya ihtiyaç yok. Şirketlerimizin gücünü gösteriyor. 6 ay vade gayet iyi, 3 aya düşürmeyi düşünmüyoruz. Mevduat faizleri kur korumalı mevduat faizlerine yakınsıyor. Bütün enstrümanlarda enflasyonun altında seviye söz konusu. Tüm enstrümanlarda negatif faiz var. Bu önümüzdeki yıl enflasyon düşecek anlamına geliyor. Bu bir güven olduğunu gösteriyor. Piyasa artık oturdu. Kim ne derse desin?
"BU ÜLKE 20 ARALIK'TA RİSK ALDI"
Bu ülke bir model değişikliğine girdi. 20 Aralık'ta bu riski aldı. Bu riskte her şeyi kamu bankalarına yüklemenin doğru olmadığına inanıyorum. Özel bankaları repo piyasasında TCMB ucuz bir şekilde fonluyor. Bu fonla kendi işlerini yapsınlar. İhtiyaç halinde enflasyona karşı farklı enstrümanları da devreye sokarız. Biz bu modelden geri adım atmayacağız. Bu politikalarımızdan geri adım atmayacağız. Bütün riskleri almış, bunları temizlemeye başlamışken geri adım atmayacağız. Londra'da yeni modelden geri adım atmayacağımıza ikna oldular. Londra'da birtakım görüşmelerimiz oldu, onlara da selam vermemiz lazım. Şu andaki tek problem enflasyon, bunu da halledeceğiz.
(Politika faizini önemsizleştirdik ifadesi) Türkiye'yi bu sığ tartışmalardan çıkarmamız lazım. Herhangi bir enstrümanı önemsizleştirirseniz bunun komplikasyonlarını yaşarsınız. Ukrayna sorunu çözüldüğünde enerji fiyatlarının gevşemesine sebep olacaktır. 130-140 dolar olan petrolün enflasyona etkisi aşikar. Bu konuda esneğiz, her türlü planımız mevcut.
"ENFLASYONDA KARARLILIK DEVAM"
136 ülkede merkez bankaların verdiği faiz negatif. Kendimize haksızlık etmeyelim. Fed'in açıklamalarını piyasa satın aldı. Türkiye de satın aldı. Psikolojiyi yönettikten sonra bunların bizim üzerimizdeki etkileri en az düzeyde olur. Dünyanın sıkılaştırma gündemine girdiği ortamda Türkiye'ye de akış olacaktır. Enflasyonda kararlılık devam. Enflasyonda nasıl mücadele edeceğimizi biliyoruz. İçeride bu işi ve kuru çözdüğümüzde en büyük sorun alanını atmış oluyoruz. Yüzde 5 civarında bir büyüme hedefindeyiz. Yüzde 5 büyüme, yüzde 24 enflasyon üzerine bir kurgumuz var. Dengeli büyüyeceğiz. Yurtiçinde iştahlı bir piyasamız var. İhracat sipariş endeksinde bir düşüş yok. İç ve dış talebin desteklediği bir büyüme olacak.
"YAZLA BİRLİKTE GERÇEKTEN YAZ GELMİŞ OLACAK"
20 Aralık akşamı hiçbir müdahalede bulunmadık. Sonrasında ufak tefek müdahaleler olmuştur. Ama artık müdahaleye gerek duymuyoruz. Nisan ayından itibaren borçlanmamız azalacak. Bir taraftan da turizm gelirleri gelecek. Gerisini siz tahmin edin. Ocak ayında ithalat yükseldi. Birinci sebep enerji fiyatları, ikincisi Aralık ayındaki yüksek kurların yansıması. Bu yıl boyunca devam etmez. Dış açık bundan sonraki süreçte dengeye gelir. Turizm gelirlerinde ciddi bir patlama bekliyoruz. Gelen turist sayısı ve gelirde 2019 rakamlarını yakalayacağız. Yazla birlikte gerçekten yaz gelmiş olacak.