Hükümetin hazırladığı yeni vergi paketine yönelik tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ‘Adalet kriterini gözeteceğiz’ açıklaması yaptı. Ancak uzmanlar yurt dışı harcına fahiş zam iddiası üzerinden çarpık tabloya işaret etti: Biriktirdiğiyle tatile giden için ek maliyet, Las Vegas’ta 100 bin dolar yiyen için çerez parası. Adalet bunun neresinde?
Hükûmet yeni vergi paketi açıklamaya hazırlanıyor. Pakette 150 TL olarak uygulanan yurt dışı çıkış harcının 1500 TL’ye çıkarılmasının planlanması tepkilere neden oldu. TCMB eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede “Zar zor biriktirdiği 500 dolar ile Arnavutluk’a tatile giden için yüzde 10 ek maliyet, Las Vegas’ta 100 bin doları bir çırpıda yiyen için çerez parası. Amaç vergide adalet ve verginin tabana yayılması ise iki kriteri de karşılamıyor” dedi.
HÜKÜMET ‘ADALETİ GÖZETİYORUZ’ DİYOR AMA VERGİ FAKİRİN CEBİNDEN ÇIKIYOR
konomik krizden çıkışın yolunu etkisi sınırlı tasarruf hamlesinde arayan hükümet ‘Garantili projelere, holdinglere vergi aflarına bakılsın’ çağrılarını karşılıksız bıraktı. Kritik süreçte bu kez vergide yeni düzenlemeler içeren pakette son aşamaya gelindiği kaydedildi. Kamuoyunda oluşan ‘Dar gelirliye yük bindirilecek’ algısı karşısında da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ‘vergide adalet’ mesajı verdi. Yılmaz “Temel çerçevemiz vergide adaleti artırmak, gelir dağılımını gözetmek” dedi.
HOLDİNG SAHİBİNİ DE ORTA GELİRLİYİ DE AYNI KEFEYE KOYAN BİR SİSTEM VAR
ükümetin mesajlarına rağmen yurt dışı çıkış harcına zam iddiaları soru işaretleri oluşturdu. 150 TL’lik harcın bin 500 ila 3 bin lira seviyesine çıkarılacağı ortaya atılınca ‘Bu nasıl adalet anlayışı?’ sorusu yöneltildi. Ekonomist Hakan Kara da çarpık tabloya dikkat çekti. Kara “Zar zor biriktirdiği 500 dolar ile Arnavutluk’a tatile giden için ek maliyet, Las Vegas’ta 100 bin doları bir çırpıda yiyen için çerez parası. Amaç vergide adalet ve verginin tabana yayılması ise iki kriteri de karşılamıyor” dedi.
ADİL VERGİ KİMİNE EK MALİYET KİMİNE ÇEREZ PARASI
Türkiye’de son yıllarda uygulanan politikalar ile ekonomik kriz derinleşirken, vatandaş hem enflasyon hem de vergi yükü altında eziliyor. Ekonomi yönetimi ülkenin içinde bulunduğu krizi atlatmak için üst üste vergi yoluna başvuruyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı hazırlanan vergi paketine, Orta Vadeli Program’da yer alan hedefler doğrultusunda son şekli verdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması planlanan pakette, vergilerdeki fahiş artışlar tepkilere neden oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca son şekli verilen vergi reform paketinde, hali hazırda 150 TL olarak uygulanan yurt dışı çıkış harcının 1500 TL’ye çıkarılması teklifi Türkiye’nin en çok konuştuğu konular arasına girdi.
Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, yurt dışı çıkış harcına yönelik teklifi değerlendirdi.
Prof. Dr. Kara, 1500 TL yurt dışı çıkış harcının vatandaş üzerindeki etkisini karşılaştırmalı olarak ortaya koydu. Kara X platformunda yaptığı değerlendirmede “Yurt dışına çıkış harcının 1500 TL yapılması önerilmiş. Zar zor biriktirdiği 500 dolar ile Arnavutluk’a tatile giden için yüzde 10 ek maliyet, Las Vegas’ta 100 bin doları bir çırpıda yiyen için çerez parası. Amaç vergide adalet ve verginin tabana yayılması ise iki kriteri de karşılamıyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan sosyal medyada Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 24 Mayıs 2024 tarihli ‘2024 yılı kanun çalışmaları sunumu’ metni paylaşıldı. Bu sunuma göre, yurt dışı çıkış harcının 3 bin lira olacağı iddiası gündeme getirildi.
Sunumda, mevcut durumda 150 TL olan yurt dışı çıkış harcının, 3 bin TL’ye yükseltilmesi önerildi. Sunumda “önerilen düzenleme” ara başlığı altında “Yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan harç tutarının 3 bin TL olarak belirlenmesi, harcın her yıl yeniden değerleme oranında artırılmasının sağlanması ve Cumhurbaşkanına verilen yetkinin buna göre düzenlemesi önerilmektedir” ifadeleri yer aldı. Söz konusu sunumun eski bir tarihe dayandığı ortaya çıktı. Son taslağa göre, yurt dışı çıkış harcının 1.500 TL’ye çıkartılması, harcın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülüyor.
‘IMF’SİZ IMF PROGRAMI UYGULANIYOR’
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve TBMM’ye sunulması planlanan yeni reform paketi, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ekonomist Serkan Özcan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada reform paketini sert bir dille eleştirdi. Özcan, “Türkiye’de tarihin ilk IMF’siz IMF programı uygulanıyor! Bir saplantılı iktisat politikası nedeniyle kontrolden çıkmış olan enflasyon ve arka kapıdan satılmış döviz rezervleri için utanç verici bir faizle denge sağlanmaya çalışılıyor” ifadelerini kullandı. Ekonomist Serkan Özcan, mevcut politikaların IMF programına benzemeyen tek yönünün, bu politikaların hesap verebilirlikten yoksun olması olduğunu vurguladı. Özcan, “Bugün yaşanan işlerin; başta siyasi ve bürokratik sorumluları hesap vermediği ve millet fakirleşirken zenginleşenler elini taşın altına koymadığı sürece bu politikalar hiçbir işe yaramayacak! Önce samimi olun!” dedi.
YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ PROJELERİ DE TABİ OLACAK
Türkiye’nin büyük yatırımlarından elde edilen kazançlara da artırımlı kurumlar vergisi uygulanacak. Kurumlar vergisi oranı, reel sektör için yüzde 25, banka ve finans kurumlarında yüzde 30, ihracat yapan firmalarda yüzde 20, halka açık şirketlerde yüzde 23, imalatçılarda yüzde 24 olarak uygulanıyor. Banka ve finans kurumlarında olduğu gibi, yap-işlet-devret (YİD) modeli ile kamu-özel işbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında faaliyet gösteren kurumların buralardan elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranının yüzde 25 yerine yüzde 30 olması öneriliyor. Bu düzenlemenin de vergi adaletinin güçlendirilmesine ve dolaysız vergilerin payının artırılmasına katkı sağlaması hedefleniyor.
HOLDİNGLERE TEŞVİK VATANDAŞA DENETİM
Büyük şirketlere teşvik verilip, vergi borçları silinirken, fahiş fiyat ve vergi denetimleri de hız kesmeden devam ediyor. Maliye turizm bölgelerine yakın takipten sonra bayramda ve öncesinde alışverişin yoğunlaştığı sektörleri de mercek altına aldı. Buna göre, 11 Haziran’dan bayram arifesi 15 Haziran gün sonuna kadar ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı tatlıcı, şekerci, konfeksiyon gibi sektörlerdeki mükelleflere yönelik ülke genelinde bayram denetimleri yapıldı.
Denetimler kapsamında Gaziantep’teki baklavacılarda hasılat tespiti de gerçekleştirildi. Bayram öncesi dönemde 8 bin 227 mükellef denetime tabi tutuldu. Denetimlerde kayıt dışı hasılat tespitinde bulunuldu, söz konusu mükellefler incelemeye sevk edildi. Ekipler, 195 mükellefin hatalı KDV oranı uyguladığını, 357 mükellefin ödeme kaydedici cihaz ve satış yazılım programları arasında entegrasyonun bulunmadığını belirledi.
İncelemelerde 13 mükellefin işletmeye ait olmayan POS cihazı kullandığı, 298 mükellefin IBAN yoluyla tahsilat gerçekleştirdiği, 50 mükellefin kayıt dışı faaliyette bulunduğu ve kayıt dışı 18 işçi çalıştırıldığı tespit edildi. Anılan işletmeler, gerekli işlemlerin yapılması için Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildi.
BORSA KAZANÇLARINDAN DA PAY ALINABİLİR
2008 yılından bu yana vergi alınmayan borsa kazançlarından, hisse senedini elde tutma süresine göre yüzde 2.5 ile yüzde 10 oranında vergi alınması bekleniyor. Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören ve 3 yıldan kısa süreyle elde tutulan hisse senetlerinin alım satımından elde edilen kazançlardan vergi alınacak. Hazırlanan vergi yasa taslağına göre borsa kazancından kesilecek vergi, hisse senetlerinin elde tutulma süresine göre, 3 aya kadar yüzde 10, 6 aya kadar yüzde 7.5, 1 yıla kadar yüzde 5, 3 yıla kadar yüzde 2.5, 3 yıl üstü için yüzde 0 olacak. Sözcü gazetesinin haberine göre; taslakta, borsadan 2024 yılında 900 milyar lira kazanç elde edileceği ve buradan 73.2 milyar lira vergi alınacağı tahmini yapıldı. Taslakta yer alan bilgi notunda, BIST’te işlem gören ve 1 yıldan kısa süreyle elde tutulan hisse senetlerinin alım satımından elde edilen kazançların Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında nihai olarak tevkifat yoluyla vergilendirildiği, ancak kesinti oranının Bakanlar Kurulu kararıyla 2008 yılından bu yana yüzde 0 olarak uygulandığı belirtildi.
YILMAZ: ÇEŞİTLİ ALTERNATİFLER DEĞERLENDİRİLMEKTE
Konuya ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, taslak vergi çalışmalarına ilişkin “Teknik çalışmalarda doğal olarak çeşitli alternatifler değerlendirilmektedir. Çalışmalar tamamlanıp resmi bir teklif niteliği kazanmadan yapılacak yorumlar, spekülasyondan öteye geçmeyecektir. Bu çerçevede, kaynağı şeffaf olmayan haberlere ve yetkili kişi ve kurumlar dışında yapılan paylaşımlara itibar edilmemelidir” ifadesini kullandı. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, geçen yıl Orta Vadeli Program (OVP) hazırlık sürecinde çalışan ve işveren kesim temsilcileriye yapılan istişarelerde üzerinde uzlaşılan önerilerden birinin, vergi adaletini güçlendirecek şekilde doğrudan vergilerin payının artırılması olduğunu belirtti. Bu öneriyi Eylül 2023'te ilan ettikleri OVP'de resmi dokümana dahil ettiklerini ve kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Yılmaz, bir süredir hazırlıkları yapılan ve etki analizleri tamamlandıktan sonra Meclisin takdirine sunulacak olan vergi düzenleme taslaklarının esas itibarıyla bu politikayı yansıttığını ifade etti. Yılmaz, etki değerlendirmesinde temel çerçevelerinin vergide adaleti artırırken enflasyonist yan etki oluşturmamak, gelir dağılımını gözetmek, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı korumak olduğunu bildirdi.
SERMAYEYE YÖNELİK ADIMLAR ATILACAK
TBMM’ye sunulması planlanan pakette, vergi adaletinin güçlendirilmesi, sermayeye yönelik vergi uygulamaları getirilmesi ve doğrudan vergilerin payının artırılması için düzenleme önerileri bulunuyor. Çok uluslu şirketlere asgari kurumlar vergisi uygulamasını devreye alacak Bakanlık, doğrudan vergilerin payını artırmak için yerel asgari kurumlar vergisi ve asgari gelir vergisi modelini de getirecek. Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yeni bir bölüm açılarak, çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi (küresel asgari kurumlar vergisi) alınacak. Yurt içi asgari kurumlar vergisi de geliyor. Kurumlar vergisi mükelleflerinin yaklaşık yarısının zarar beyan ettiği ya da hiç matrah bildirmediği halde yüksek cirolarla faaliyetlerini sürdürdüğü belirlendi. Bu konuda AB ve OECD uygulamalarını da inceleyen Bakanlık, mükelleflerin beyanları ile hasılat ve ödeme güçlerinin birbirleriyle kıyaslandığı hibrit bir model hazırladı. Ödenecek kurumlar vergisi, beyan edilen kazancın indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutarının belirli bir oranı ile gelir tablosundaki kazancın belli bir oranı matrah olarak kabul edilerek bulunacak vergiden yüksek olanı esas alınarak belirlenecek.