Ekonomik daralma ve finansmana erişim sorunu büyürken, konkordato başvuruları son yılların en yüksek seviyesine çıktı. Yılın ilk 6 ayında 605 firma hakkında konkordato kararı alındığını belirten eski icra müdürü Zafer, konkordato talepleri değerlendirilirken ‘yığınsal bir iflas sürecinin’ yaşanabileceğine yönelik uyarı yaptı. Zafer, "Sıkı para politikasının sonucu olarak sıcak paraya ulaşamayan özellikle işletme sermayeleri yetersiz kalan birçok firma cebri icra tehlikesiyle karşı karşıya" dedi.
Türkiye ekonomisinde zor günler yaşanıyor. Yılın ilk yarısında 605 şirketin konkordato başvurusunda bulunması, uzmanları alarma geçirdi. Özellikle sıkı para politikasının etkisiyle işletmelerin likidite sıkıntısı çekmesi, cebri icra takiplerindeki artışa ve dolayısıyla konkordato başvurularında patlamaya neden oldu.
Eski bir icra müdürü olan Avukat Mustafa Zafer, yaptığı açıklamada, konkordato taleplerinin değerlendirilmesinde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Zafer, "Sıkı para politikasının sonucu olarak sıcak paraya ulaşamayan, özellikle işletme sermayeleri yetersiz kalan birçok firma cebri icra tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durum, nitelikli borçluları bile konkordato başvurusunda bulunmaya itiyor. Ancak konkordato süreçlerinin doğru yönetilememesi halinde, geçici mühlet kararı alan birçok firma için iflas kararı çıkabiliyor. Bu da kısa sürede daha çok iflasın yaşanabileceği endişesini artırıyor" dedi.
Yılın sadece ilk 6 ayında 605 firma hakkında konkordato kararı alındığını belirten eski icra müdürü Zafer, konkordato talepleri değerlendirilirken ‘yığınsal bir iflas sürecinin’ yaşanabileceğine yönelik uyarılarda bulundu.
5 YIL ÖNCEKİ TALEPLERİ AŞTI
Sözcü'de yer alan habere göre, 2018’de iflasın ertelenmesi kurumunun kaldırılmasından sonra düzenlenen konkordatonun, büyük borçluların gözdesi haline geldiğini söyleyen Zafer, “Borçlarını bir miktar ötelemek yahut daha düşük bedelle kapatmak isteyen kişi ve kurumlar için bir çare olarak görünse de düzgün okunmayan bilançolar sonrasında davanın açılmasıyla geçici mühlet kararı verilse bile birçok firma için konkordatoda iflas kararı veriliyor” dedi.
Bu kapsamda 2020’de 419, 2021’de 451, 2022’de 404, 2023’te 519, 2024 Ocak-Haziran döneminde ise 605 firma hakkında konkordatoda geçici mühlet kararı verildi.
DAHA BÜYÜK EKONOMİK SORUNLARIN YAŞANABİLİR
Daha büyük ekonomik sorunların yaşanabileceğine değinen Zafer, şu açıklamaları yaptı: “En başta sadece borçlarını vadelendirerek ya da tenzilat yapılmak suretiyle ödemek isteyen tek bir borçlu firma varken yargılama sürecinin uzaması, alacaklıların alacağını alamaması, tedarik zincirindeki borçlu firma alacaklılarının gelir elde edememesi nedeniyle fiilen acze düşmeleri (hammadde, kira, vergi, maaş, vs.) daha büyük ekonomik problemlerin yaşanmasına neden olabilir.
Konkordato taleplerinin değerlendirilmesinde yığınsal olarak zincirleme bir iflas süreci ile karşılaşılması, hukuki ve cezai anlamda konkordato alacaklılarının istemedikleri durumla karşılaşabilme ihtimalleri nedeniyle süreçte titizlikle hareket edilerek karar verilmesi ve sadece borçlunun değil, alacaklıların haklarının da telif edilmesi gerekli.”
4.5 MİLYONU AŞKIN YENİ İCRA TAKİBİ AÇILDI
Eski icra müdürü, Avukat Mustafa Zafer, yılın ilk yarısında 4 milyon 511 bin 698 yeni icra takibi açıldığını belirtti.
Zafer, “Önceki yıllarda cebri icra müessesesiyle karşı karşıya kalan borçlu firmalar, uygun finansman koşullarında kısa zamanda sıcak para bulmakta ve cebri icra tehlikesinin yıkıcı etkisinden kurtulabilmekteyken, içinde bulunduğumuz sıcak paraya ulaşılmasının hayli güç olduğu bu dönemde özellikle işletme sermayesi yetersiz olan kişi ve kurumlar ın durumu daha da ağırlaşmış durumda” dedi.
SÜREÇTEKİ TÜM KİŞİ VE KURUMLARI ETKİLER
Özellikle düşük kârlara sahip cirosu yüksek şirketlerde hukuki altyapıdan uzak mali tabloların gerçeği yansıtmadığı durumlarda konkordatoda geçici mühlet taleplerinin kabulü halinde yapılacak yargılamalara dikkat çeken Mustafa Zafer, “Konkordato taleplerinin reddi ile iflasın açılmasına karar verilmesi hallerinde başta borçlu firmanın alacaklıları olmak üzere tedarik zincirinde çalışan ve konkordato ilan eden firmayla ticari münasebet içindeki tüm kişi ve kurumlar bu durumdan olumsuz etkilenebilecektir” diye konuştu.