Wall Street Journal gazetesinde Nord Stream boru hattına düzenlenen sabotajın arkasında Ukrayna’nın olduğunu belirten bir yazı yayınlandı. “Sarhoş Bir Akşam, Kiralık Bir Yat: Kuzey Akımı Boru Hattı Sabotajının Gerçek Hikayesi” başlıklı yazıya göre, bazı iş adamları üst düzey bir Ukraynalı general tarafından denetlenen kısıtlı bütçeli operasyonu finanse etti, Başkan Zelenski planı onayladı, ancak daha sonra iptal etmeye çalıştı ancak başarısız oldu.
BAHADIR KOÇ
Gazete operasyonda yer alan veya ondan direk olarak bilgisi olan 4 kişiyle konuşarak yazdığı haberde, Mayıs 2022'de Ukrayna'daki bazı üst düzey askeri yetkililer ve işadamlarının toplandığı belirtiliyor. Toplantının ardından, Rus gazını Avrupa'ya taşıyan Nord Stream boru hattını patlatma fikri ortaya çıktı. Ukrayna'nın bu sabotaj planının "yaklaşık 300 bin dolarlık" bir maliyetle gerçekleştirildiği ve bir yat kiralandığı ifade ediliyor. Kiralanan yatın altı kişilik bir ekibi olduğu, bu ekibin içinde askeri ve sivil dalgıçların bulunduğu belirtiliyor.
“Modern tarihindeki en cesur sabotaj eylemlerinden biri olarak kabul edilen bu operasyon, Avrupa'daki enerji krizini daha da kötüleştirdi—uluslararası hukuka göre savaş eylemi olarak değerlendirilebilecek kritik bir altyapı saldırısıydı. Sorumlu olan kişi hakkında teoriler döndü. CIA mı sorumlu? Belki de Putin'in kendisi bu planı harekete geçirmiş olabilir mi?”
"ZELENSKY'NİN SABOTAJI DAHA SONRA DURDURMA TALİMATI VERDİ"
Wall Street Journal'da yer alan bilgilere göre, Hollanda istihbaratınca konu hakkında uyarılan CIA, Ukrayna Başkanı Volodymyr Zelensky'den operasyonu durdurmasını istedi. Yazıda, "Zelensky'nin sabotajı başlangıçta onayladığı, ancak daha sonra durdurma talimatı verdiği" bilgisi veriliyor. Ancak, bu talimatın "Genel Zaluzhniy tarafından göz ardı edildiği" öne sürülüyor.
Operasyon, 26 Eylül 2022 tarihinde üç güçlü patlama ile gerçekleştirildi. Bu patlamalar, Danimarka yakınlarındaki Bornholm adası çevresinde deniz altı sarsıntılarına neden oldu. Ayrıca, patlamaların "en büyük doğal gaz sızıntısı" olduğu ve bu sızıntının "Danmark'ın yıllık CO2 emisyonlarına eşdeğer" olduğu belirtiliyor. Soruşturmaya yakın üst düzey bir Alman yetkili, "Bu ölçekte bir saldırı, NATO'nun kolektif savunma maddesini harekete geçirmek için yeterli bir sebep, ancak kritik altyapımız, büyük silah sevkiyatları ve milyarlarca dolar nakitle desteklediğimiz bir ülke tarafından havaya uçuruldu" dedi.
OPERASYONU İŞADAMLARININ FİNANSE ETTİĞİ SÖYLENİYOR
Haberde, operasyonun planlandığı dönemde Ukrayna'nın "kısıtlı finansal kaynakları" nedeniyle işadamlarının bu projeyi finanse ettiği ifade ediliyor. Yat, Almanya'nın Rostock limanından kiralandı ve çeşitli limanlarda durdu. Sabotajın yürütülmesi sırasında "dalgıçların yüksek basınçlı boruları patlatmak için hafif patlayıcılar kullandıkları" bilgisi yer alıyor.
Yazıya göre, sabotajın hemen ardından Almanya ve diğer ülkeler "büyük bir soruşturma" başlattı. Alman polisinin, sabotaj ekibinin izini sürdüğü ve "patlayıcılar, parmak izleri ve DNA örnekleri" bulduğu belirtiliyor. Ancak, Polonya'nın sabotaj ekibinin görüntülerini paylaşmayı reddettiği ve bu nedenle soruşturmanın zorluklar yaşadığı vurgulanıyor.
Sabotajın, Avrupa'nın enerji güvenliğini etkilediği ve Almanya'nın, "enerji şirketlerini ulusallaştırmak zorunda kaldığı" bilgisi veriliyor. Enerji krizinin etkisiyle, Almanya'nın LNG terminalleri kiralamak zorunda kaldığı, bunun da günlük yaklaşık 1 milyon dolarlık bir maliyet getirdiği ifade ediliyor.
UKRAYNA GENELKURMAY BAŞKANI: BU TÜR İDDİALAR PROVOKASYON
Haberde, Ukrayna hükümetinin sabotajla ilgili doğrudan bir bağlantısı olmadığını iddia ettiği belirtiliyor. Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zaluzhniy, sabotajın detaylarıyla ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını ve "bu tür iddiaların provokasyon olduğunu" savunuyor. Almanya'nın soruşturmasının, Ukrayna-Almanya ilişkilerini zorlaştırabileceği, Almanya'nın Ukrayna'ya sağladığı destekle çelişen bir durum yaratabileceği belirtiliyor.
“Bulgular, Ukrayna'ya ABD'den sonra ikinci sırada yer alan finansman ve askeri teçhizatın çoğunu sağlayan Kiev ile Berlin arasındaki ilişkileri altüst edebilir. Bazı Alman siyasi liderleri, savaş çabasına yönelik iç desteği baltalama korkusuyla Ukrayna'yı işaret eden kanıtları görmezden gelmeye istekli olabilir. Ancak Alman polisi siyasi olarak bağımsızdır ve soruşturmaları, birbiri ardına ipuçlarını takip ettikçe kendi başına devam etti.”
Bilindiği geçmişte ünlü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh operasyoun arkasında ABD’nin olduğunu iddia etmişti. WSJ haberi gerçeği yansıtıyor olabileceği gibi bir ihtimal ABD’yi bu suçlamalardan yalıtmak için dizayn edilmiş de olabilir. Ayrıca Zelensky ile yaşadığı gerilimlerden sonra görevden alınıp sonra Londra’ya elçi olarak atanan ve Zelensky’nin potansiyel siyasi rakibi olduğu düşünülen Zaluzhniy'yi başta Almanya olmak üzere Batı’da gözden düşürme de amaçlanıyor olabilir.