Çin vahşetinde en vahim gelişme... Dünyanın tepkilerine kulak tıkayıp Doğu Türkistan’da ‘sindirme politikası’ izleyen Pekin’in, T.C. kimliği taşıyan kişileri de işkence kamplarına attığı ortaya çıktı. İki yıldır yakınlarından haber alamayan aileler endişeli. Meclis’e taşınan korkunç tablo karşısında Dışişleri sessiz.
Yüksek kuleler, dikenli teller, öze güvenlikler eşliğinde birbiri ardına yükselen toplam kampları. Doğu Türkistan’da Pekin yönetiminin sudan gerekçelerle milyonlarca Müslümanı tıktığı ve korkunç işkencelerden geçirdiği bu merkezler hakkında BM, ABD, AB başta olmak üzere AF Örgütü gisi uluslararası STK’ların onlarca kan donduran raporu bulunuyor. Uydu görüntüleri ve tanıkların ifadeleriyle her gün yeni bir kabus detayının ortaya çıktğı bu kamplarda en az 6 Türk vatandaşının da zorla tutulduğu ortaya çıktı. Gazeteci Murat Yıldız’ın 4 ay izlerini sürdüğü haberi ABD’nin en önemli haber portallarından olan Buzzefeed’de yayımlandı. Habere göre Pekin’de tutulan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı daha da fazla olabilir zira 6 kişi sadece Yıldız’ın açık kimlikleriyle tespit edebildikleri. Aileler uzun süredir haber alamadıkları yakınlarının hayatından endişeli. Buzfeed’in ulaştığı bu ailelerin tamamı Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile iletişime geçtiklerini ancak kendilerine bilgi verilmediğini söylüyor. Yakınlarının anlattıklarına göre n azından bu 6 kişi de sadece Türk vatandaşı ve çifte vatandaşlık gibi bir durumları da yok. Bu kişilerin Çin’de Türk diplomatlarıyla da görüştürülmedikleri de gelen bilgiler arasında. Bu açık kimlikleri tespit edilen 6 kişini haricinde isim Pekin’in korkusundan isimlerini gizleyen ve kimlik bildirmeyen üç aile daha yakınlarının Çin’de gözaltına alındığını açıkladı. Türkiye’deki Uygur toplumu yöneticileri ise bu sayının çok daha yüksek olduğu görüşünde. İnsanların Pekin’in tepkisinden konktukları için ya hiç sesini çıkarmadığı ya da sadece yakın çevresiyle iletişime geçtiğini belirten Uygurlar Türkiye’deki resmi makamların ise soruna karşı duyarsızlığına tepkili. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri, Meclis’teki hükümet temsilcileri ve Dışişleri Bakanlığı’na defalarca başvurmalarına karşın bir sonuç alamadıklarını söyleyen Uygurlar çaresizlik içinde. Buzfeed konuyu sormak için ulaştığı Dışişleri Bakanlığı’nın da bir açıklama yapmadığını yazdı. Çin’de toplama kampında olduğu tespit edilenlerden biri Mehmet Ali Kaşgarlı. Ahmet Kaşgarlı, kendisi gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı’dan 2 yıldır haber alınamadığını belirterek şunları söyledi: “Ağabeyim Mehmet Ali Kaşgarlı 24 Nisan 2017 tarihinde ticaret yapma amacıyla bulunduğu Çin’de evine gelen sivil polisler tarafından götürüldü. 27 Nisan 2017 tarihinde e-mail gönderdiği Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği bilgi alıp geri dönüş yapılacağını söyledi. 30 Nisan’da Dışişleri Bakanlığına yazdığı dilekçeye cevaben konuyla ilgilenileceği cevabı aldık. TBMM İnsan Hakları Komisyonunu yazılı olarak Dışileri bakanlığının cevap vereceğini söylediler. Ancak hala bir bilgilendirme yapılmış değil.” Kaşgarlı’nın aldığı tek bilgi 6 Mayıs 2017 tarihinde konsolosluktan gelen, ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı’nın terör örgütüne finans sağlamaktan suçlu bulunduğu ve Çin Yüksek Savcılığı’nın kendisini gözaltına aldığı notu olmuş. Ancak Mehmet Ali Kaşgarlı’nın ne mahkemeye alındığına dair ne de ceza aldığına dair hiçbir belge ve bilgi konsolosluk tarafından sağlanmadı. Tutuklandığına dair de resmi bir bilgi de yok. Yani 32 yıldır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Mehmet Ali Kaşgarlı teknik olarak Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içinde kayboldu. Gerek Dışişleri Bakanlığı gerekse Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği kayıp yakını Ahmet Kaşgarlı’yı ağabeyinin durumu hakkında bilgilendirmedi. Üstelik Mehmet Ali Kaşgarlı’nın çifte vatandaşlığı dahi yok, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Ahmet Kaşgarlı, ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı’nın kaybından sonra 80 yaşındaki annesi ve 85 yaşındaki babasının sağlık sorunlarının ortaya çıktığını ekliyor.
Benzer durum Hankız Kurban’ın anne ve babası için de geçerli. Kurban annesi Amina ve babası Yahya Kurban’dan Eylül 2017’den beri haber alamıyor. Hankız, 11 Eylül 2017’de annesinden “Bizi polis götürüyor, konsoloslukla irtibata geçin” şeklinde bir mesaj alıyor. O tarihten beri de ne annesinin ne de babasının durumu hakkında hiçbir bilgi yok. Amina ve Yahya Kurban 40 senedir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Hankız Kurban durumu konsolosluğa bildirmek için telefon açtığında aldığı yanıt “Bekleyin sizi haberdar edeceğiz, sadece siz değil cevap bekleyen çok telefon var” oluyor. Ankara ise Kurban’a durumun Pekin Başkonsolosluğu’na iletildiği, yanıt beklendiği cevabını veriyor. Kurban Pekin Başkonsolosluğu ile iletişime geçtiğinde “bekleyin” deniyor ve bu durum 2 yılı aşkın süredir böyle devam ediyor. Amina ile Yahya Kurban çiftinin İstanbul’da yaşayan 4 evladı anne babalarının durumuyla ilgili oldukça endişeli. Anne ve babanın hayatta olup olmadığı dahi bilinmiyor.
Korkunç gelişmeler euronews’in de gündeminde. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’la iletişem geçen haber sitesine Aksoy kayıp vatandaşların isimlerini sordu ve ilgili daireden yanıt beklediklerini söyledi. Ancak 10 Nisan’da gerçekleşen bu görüşmenin ardından bir daha ses çıkmadı. Aynı soruların yöneltildiğ Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği’nden de yanıt alınamadı.
Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk ve Doğu Türkistan Milli Merkezi Başkanı İsmail Cengiz de Çin’de kayıp Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğu bilgisini doğruluyor.
Konu TBMM’nin de gündemine taşındı. CHP’li Gürsel Tekin bir soru önergesi olarak Meclis’e bu iddiaları taşıdı. Tekin, TBMM’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na hitaben konuyla ilgili yazılı soru önergesi verdi. 29 Mart tarihli soru önergesinde “Birçok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Çin’de toplama kamplarına ve hapishanelere atıldığı, akıbetlerinin bilinmediği, ilkokuldan çağından küçük vatandaşların yetimhanelere konulduğu iddiası” hakkında sorular soruldu. Tekin, Dışişleri Bakanlığından bu vatandaşların sayısı, ad soyad ve yaşları, Çin Halk Cumhuriyeti nezdinde bulunulan girişimler ve bu girişimlerden elde edilen sonuçların neler olduğu sorularına yazılı cevap istedi. Tekin ayrıca “bu vatandaşların uluslararası anlaşmalardan doğan haklarının korunması adına hangi çalışmaların yürütüldüğünü” sordu. -İSTANBUL