Suriye'de 13 yıllık iç savaş, muhalif grupların Beşar Esad rejimini devirmesiyle sona erdi. Yıllarca baskı ve korku altında yaşayan Suriyeliler, özgürce konuşamadıkları için "şifreli bir dil" geliştirdi. Bu dil, halkın birbirine destek olduğu bir iletişim aracı haline gelirken, rejim destekçileri de kendi gizli sözlüklerini kullandı.
Suriye'de 13 yıldır süren iç savaş, muhalif grupların Beşar Esad rejimini devirmesiyle sona erdi. Rejimin yıkılmasıyla özgürlüğe kavuşan Suriyeliler, yıllar süren baskı, korku ve şiddet ortamının ardında bıraktığı derin yaraları anlatmaya başladı. Sadece fiziksel değil, ruhsal anlamda da büyük bir yıkım yaşayan halk, bu süreçte kendilerini korumak ve hayatta kalmak için geliştirdikleri yaratıcı yöntemlerle hayatta kalmayı başardı. Bu yöntemlerden biri de “şifreli dil” oldu.
BİR ÜLKENİN SESSİZ İSYANI: ŞİFRELİ DİL
Suriye’de baskının en yoğun olduğu dönemlerde, halk kendi aralarında bir tür gizli dil geliştirdi. Kafelerde, taksilerde, pazarlarda hatta evlerinin oturma odalarında bile insanlar özgürce konuşamıyordu. Herkes birbirinden şüphe ediyor, sıradan bir vatandaş bile rejimin muhbiri olabiliyordu. Bu ortamda, günlük hayatta yaşadıkları sıkıntıları, aileleri için duydukları korkuları ve hatta rejime yönelik eleştirilerini şifreli ifadelerle dile getirmek zorunda kaldılar.
“YERİN KULAĞI VARDIR”
Rejimin baskıcı yönetimi altında yaşayan Suriyeliler, yıllarca şu uyarıyı nesilden nesile aktardı: “Yerin kulağı vardır.” Bu söz, konuşulan her şeyin bir şekilde rejimin kulağına gidebileceğini anlatan bir metafor haline geldi. Halk, temizlik görevlilerinden çöp toplayıcılara, hatta yakın arkadaşlarına kadar herkesin bir muhbir olabileceği endişesiyle yaşadı.
HÜKÜMETİ ELEŞTİRMENİN ŞİFRELİ YOLU
Şifreli dil, özellikle rejim hakkında konuşmanın tehlikeli olduğu zamanlarda daha da yaygın hale geldi. Rejimi eleştirmek isteyenler, doğrudan ifadeler kullanmak yerine soyut işaretler ve ifadeler geliştirdi. Örneğin, rejime duydukları rahatsızlığı ifade etmek için parmaklarıyla tavanı işaret ederek “hükümeti” gösterdiler.
“EL YAZISI ÇOK GÜZEL” VE DİĞER KODLAR
Muhbirlerden şüphelenen Suriyeliler, bu kişileri işaret etmek için “Bu kişinin el yazısı çok güzel” ifadesini kullandı. Bu tabir, "Bu kişi muhbir" anlamına geliyordu. Ekonomik baskıların zirvede olduğu dönemlerde ise “dolar” kelimesini kullanmak bile tehlikeliydi. Bunun yerine “yeşil” dediler. Yetkililer bu şifreyi fark edince, bu kez “maydanoz” ve “nane” gibi yeni kelimeler devreye girdi.
“TEYZENİN EVİNE GİTMEK”
NTV'nin haberine göre; Esad rejiminin baskısı altında, tutuklanmak Suriye halkı için büyük bir korku kaynağıydı. Hapishaneye girmeyi “teyzenin evine gitmek” olarak tanımlayan halk, bu şifreli dili günlük yaşamlarının bir parçası haline getirdi. Öte yandan, rejim de kendi şifreli dilini geliştirmişti. Gizli polis “Muhaberat”, birini sorgulamak veya cezalandırmak için “bir fincan çay” içmeye davet ederdi. Bu, masum bir teklif gibi görünse de, arkasında ağır bir tehdit barındırıyordu.
"ESAD'IN ETKİSİNİ UNUTMAK KOLAY DEĞİL"
Beşar Esad rejiminin düşmesi, halk için yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Ancak rejimin yıllarca sürdüğü korku dolu yönetiminin etkileri hâlâ hissediliyor. Washington Post’a konuşan 49 yaşındaki Maysoun, “Esad’ın iktidarı boyunca, konuşmak her zaman bir risk taşıdı. Bugün özgürüz, ama o yılların etkisini unutmak kolay değil” dedi.