Brezilya tarihinin en tartışmalı cumhurbaşkanlarından biri olan Jair Bolsonaro, görevi Luiz Inacio Lula da Silva'ya devretmeye iki gün kala ABD’ye gitti. Aşırı sağcı lider gözyaşları içinde ülkesine veda ederken, Lula destekçileri ‘felaket döneminin bitişi’ni alkışladılar.
Jair Bolsonaro'nun aşırı muhafazakar çevresel yıkım ve uluslararası izolasyon dönemi, Brezilya'nın aşırı sağcı cumhurbaşkanının solcu halefi Lula’nın yemin töreni öncesinde ülkenin başkenti Brasilia'dan ABD’nin Florida eyaletine gitmesiyle sona erdi.
SEÇİM SONUCUNU KABUL ETMİYOR
Destekçilerine yaptığı son konuşmasında, kabul etmeyi reddettiği seçimin sonucunu bozacak desteğe sahip olmadığını itiraf etti. Politikalarıyla koronavirüs pandemisinin yaklaşık 700 bin vatandaşını öldürdüğü ve dünyanın ciğerleri olan Amazon ormanlarının tahrip ettiği dört yıllık çalkantılı dönemini savunarak "Elimden gelenin en iyisini yaptığımdan eminim" dedi.
‘GELECEK’ MESAJI
Silahlı aşırı sağcıların pazar günkü yemin kutlamaları sırasında Lula'yı veya destekçilerini hedef alabileceğinden korkan Bolsonaro, takipçilerini uyardı ve onları geleceğe bakmaya çağırarak "Brezilya'ya inanıyorum ve her şeyden önce Tanrı'ya inanıyorum. Önümüzde harika bir gelecek var” dedi.
BOLSONARO YANLILARI SOKAKLARA DÖKÜLDÜ
Son haftalarda, aralarında Amazon madencileri ve iş insanlarının da bulunduğu öfkeli Bolsonaro yanlılarının ülkede ateşli protestolar yaparak araçları yaktı ve bir polis merkezine saldırmaya çalıştı. Bir kişi, Lula'nın göreve başladığı gün havaalanını bombalamayı planladığı iddiasıyla tutuklandı.
ARKA KAPIDAN ÇIKTI
2018'deki seçimlerin ardından Brezilya'nın siyasi tarihinin en çalkantılı ve tuhaf dönemlerinden birini başlatan 67 yaşındaki politikacının geri dönüp dönmeyeceği veya ne zaman döneceği belli değilken, Brezilya merkezli O Globo, basından kaçınmak için cumhurbaşkanlığı konutunu arka kapıdan terk ettiğini bildirdi.
MİLYONLAR RAHATLADI
Bolsonaro'nun ABD’ye gidiş haberi, Amazon’a verilen tahribatın yüzde 60'a çıkarması, koronavirüsle mücadelesinde başarısız olması, ülkeyi silahlarla doldurması ve radikal söylemleriyle toplumu bölmesinin ardından milyonlarca muhalif arasında sevinç ve rahatlamaya yol açtı.
