Rusya, güvenlik garantileri konusunda ABD’nin hazır olmaması durumunda askeri-teknik tedbirler uygulamak zorunda kalacağını duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığına davet edilen ABD’nin Moskova Büyükelçisi John J. Sullivan'a, Rusya ile ABD arasında güvenlik garantileri konusundaki anlaşma taslağı konusunda daha önce Washington’un verdiği cevaba Moskova’nın tepkisi 11 sayfalık bir yazıyla iletildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığının sayfasından yayımlanan açıklamaya yoğunluk nedeniyle bir süre ulaşılamadı.
ABD tarafına verilen güvenlik garantilerine ilişkin yanıtı içeren açıklamada, anlaşma taslağının temel unsurlarına ABD tarafının yapıcı bir cevap vermediği kaydedildi.
Rus tekliflerinin “paket” özelliğinin göz ardı edildiği, “uygun” konuların kasıtlı olarak seçildiği ve bunun da ABD ve müttefikleri için avantajlar yaratma yönüne çevrildiği ifade edilen açıklamada, bu yaklaşımın ve ABD'li yetkililerin söylemlerinin Washington'un gerçekten Avrupa'nın güvenlik durumunu düzeltmeye kararlı olduğuna dair şüpheleri pekiştirdiği vurgulandı.
Açıklamada, “Rusya sınırlarına yakın yerlerde büyüyen ABD ve NATO askeri faaliyetleri endişe vericiyken, ‘kırmızı çizgilerimiz’ ve temel güvenlik çıkarlarımız ile Rusya'nın onları koruma konusundaki egemen hakkı göz ardı edilmeye devam ediyor.” ifadeleri kullanıldı.
Rusya topraklarındaki belirli bölgelerden askerlerin çekilmesine yönelik nihai talepler ve yaptırım tehditlerinin kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, bu tehditlerin gerçek anlaşmalara varma umutlarını baltaladığı kaydedildi.
Açıklamada, “ABD’nin, güvenliğimizin yasal garantileri konusunda anlaşmaya hazır olmaması durumunda, askeri-teknik tedbirler uygulamak zorunda kalacağız.” denildi.
UKRAYNA'YA 'RUS İŞGALİ' PLANLANMIYOR
ABD ve müttefiklerinin geçen yıl sonbahardan bu yana resmi düzeyde Ukrayna’yı Rusya’nın işgal edeceğini duyurduğu hatırlatılan açıklamada, “Rus işgali söz konusu değil, planlanmıyor. Bu yüzden ‘gerginlikten Rusya'nın sorumlu olduğu’ iddiaları, güvenlik garantilerine yönelik tekliflere baskı ve değersizleştirme girişiminden başka bir şey değildir.” ifadelerine yer verildi.
Ukrayna'nın NATO’ya kabul edilmesi durumunda Rusya ile doğrudan silahlı çatışmaya gireceği bildirilen açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki Donbas krizinde taraf olmadığı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Almanya ve Fransa gibi ‘arabulucu rol’ oynadığı kaydedildi.
Ukrayna çevresindeki gerilimin azalması için Kiev’in Minsk Anlaşmalarını uygulaması, Ukrayna’ya silah ve askeri eğitmen gönderilmemesi ve NATO’nun bu ülke ile tatbikat yapmaması gerektiği belirtilen açıklamada, “Biz diyaloğa açığız ve uluslararası yaşamdaki tüm katılımcılar için eşit, herkes için istikrarlı güvenlik koşulları düşünmeye davet ediyoruz.” denildi.
ABD’nin Avrupa’nın güvenlik durumunun iyileştirilmesinin sadece Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri varlığına bağlı olduğunda ısrar ettiğine dikkat çekilen açıklamada, Rusya’nın birliklerini kendi topraklarında konuşlandırmasının ABD’nin çıkarlarını etkilemeyeceği ve Ukrayna topraklarında birliklerinin bulunmadığı ifade edildi. Açıklamada, “ABD’nin Güney Doğu Avrupa, Doğu Avrupa ve Baltık’ta konuşlandırdığı tüm askeri birlikleri ve silahlarını geri çekmesinde ısrar ediyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.
ABD’nin öncü rolüyle NATO’nun, Ukrayna dahil Sovyet sonrası alanın jeostratejik ve askeri kalkınma politikasını sınırsız uyguladığı ve bunların da Rusya’nın doğrudan sınırlarında meydana geldiğine işaret edilen açıklamada, “Böylece bizim ‘kırmızı çizgilerimiz’ ve temel güvenlik çıkarlarımız göz ardı edilmekte, Rusya'nın güvenliğini sağlamadaki vazgeçilmez hakkı reddedilmektedir. Bizim için bu elbette kabul edilemez.” ifadelerine yer verildi.
TEKLİFLER BEKLENİYOR
ABD’nin NATO’nun “açık kapı” politikasının AGİT içinde verilen temel taahhütlere, özellikle de “başkalarının güvenliği pahasına birinin güvenliğini güçlendirmeme” taahhüdüne aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, ABD ve NATO’nun barış ve güvenliğin korunmasında uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi için çağrı yapıldı. Açıklamada, NATO’nun doğuya daha fazla genişlemesinden vazgeçmesi için ittifak üyelerinden özel teklifler beklendiği aktarıldı.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı ihlal edilerek ABD nükleer silahlarının nükleer silah sahibi olmayan NATO üyesi ülkelerin topraklarındaki varlığı ile ilgili sorunun çözülmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, Rusya’daki hedefleri vurabilen bu tür silahların Avrupa’dan kaldırılması önerisi yinelendi.
FÜZELERİN SINIRLANDIRILMASI
ABD’nin, nükleer silahların ulusal bölgelere taşınmasına yönelik teklife yanıt vermediğine işaret edilen açıklamada, orta ve kısa menzilli füze konusunun ABD ile Rusya arasındaki stratejik istikrar konusunda öncelikli bir konu olarak değerlendirildiği belirtildi.
Söz konusu açıklamada, “Söz konusu silah kategorisinin, Rusya ve ABD'nin birlikte çalışması gereken yeni güvenlik denkleminin gerekli bir bileşeni olduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda, Washington'un, söz konusu menzildeki tüm nükleer ve nükleer olmayan silahlara uygulanması gereken potansiyel silah kontrol önlemlerinin temel parametrelerine yönelik yaklaşımlarında devam eden belirsizliğe dikkat çekiyoruz.” denildi.
ABD’nin, Rusya tarafından ağır bombardıman uçuklarının, karşılıklı ulusal sınırlardaki uçuşlarına yönelik teklifine ilgi göstermesinin not edildiğinin vurgulandığı açıklamada, “Bunu istişare edilebilecek, potansiyel olarak karşılıklı anlaşmalara varılabilecek bir konu olarak görüyoruz. Savaş gemileri için de ciddi riskler içeren teklifimizin de eşit derecede önemli bir unsur olduğunu hatırlatıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
ASKERİ TATBİKATLAR VE MANEVRALAR
Rusya’nın, ABD tarafından askeri gerilimlerin azaltılması için benimsediği yaklaşıma katılmadığı dile getirilen açıklamada, “ABD ve müttefikleri, Rusya'yı sınırlama politikasından vazgeçmeli ve siyasi-askeri durumun gerginliğini azaltmak için somut pratik önlemler almalıdır.” çağrısı yapıldı.
Açıklamada, “Açık denizlerde ve üzerindeki hava sahasında olayların önlenmesine ilişkin olarak, ABD'nin bu konuda istişareye hazır olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak bu çalışma, Rusya'nın gündeme getirdiği temel sorunları çözmenin yerini tutamaz.” ifadeleri kullanıldı.