Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin 907’inci, Ukrayna’nın Rusya topraklarına başlattığı operasyonun ise 11’inci Günü… Dış politika Uzmanı Yörük Işık Rusya-Ukrayna savaşındaki son durumu KARAR’a değerlendirdi. Rusya’ın Ukraynadan çaldığını tahıllardan, Ukrayna’nın Rusya’daki ilerlemesine kadar Rusya-Ukrayna savaşını tüm detaylarıyla yorumlayan Işık, Ukrayna’nın başlattığı operasyonun savaşın gidişini de anlatım biçimini de değiştirdiğini söylüyor.
BÜŞRA CEBECİ
Rusya-Ukrayna savaşı 30'uncu ayında. Ukrayna ordusu, Rusya’nın hiç beklemediği bir hamle yaptı ve Kursk’tan girerek Rusya topraklarında ilerlemeye başladı. Bin kilometreden fazla yol kat eden Ukrayna ordusu, yüzlerce esir alarak bölgede ilerlemeye devam ediyor.
Ukrayna ordusunun Rus topraklarında ilerlemesiyle birlikte, savaşın başlangıcından bu yana sık sık gündeme gelen Rusya’nın Ukrayna’nın tahıllarına el koyup satmasına dair de Ukrayna Deniz Kuvvetleri Sözcüsü Dmitri Pletençuk açıklama yaptı. Pletençuk, Rusya'nın işgal altındaki Kırım ve Azak Denizi'ndeki Ukrayna limanlarını ağırlıklı olarak sivil nakliye ve işgal altındaki topraklardan elde edilen tahılın ihracatı için kullandığını söyledi.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yörük Işık ile Rusya’nın işgal altındaki Ukrayna’nın tahıllarını dünya pazarına çıkarma sürecini, Ukrayna’nın Rus topraklarına yaptığı operasyonunu ve savaşın gidişatını konuştuk.
İŞGAL ALTINDAKİ UKRAYNA TOPRAKLARINDA RUS SÖMÜRGESİ
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yörük Işık, en başta çoğu kişinin bilmediği Ukrayna'nın coğrafi büyüklüğüne dikkat çekiyor. Ardından bireysel veya şirketlere ait dev çiftlikler ve tarım makinalarına Rusya'nın nasıl el koyduğunu anlatıyor:
“Birçok insanın çoğu zaman anlamadığı Ukrayna’nın çok büyük bir ülke olduğu. Ukrayna Avrupa kıtası kadar büyük bir yer. Buralarda dev çiftlikler var, kimisi bireylere, kimisi de büyük şirketlere ait. Rusya bu çiftlikleri ele geçirdi. Hatta savaşın ilk evrelerinde buralardan çalınan makinalar Rusya’ya gitti. Dev biçerdöverler, traktörler gibi büyük, gelişmiş makinalar bunlar ve daha gelişmiş olanlarında takip cihazı da vardı. Bu takip cihazı bulunan makinaların Rusya’ya götürüldüğü, orada kullanıldığı da ortaya çıktı.”
Rusya, çiftliklere de bu çiftliklerdeki silolarda bulunan geçmiş yılın hasadına da el koydu. Işık, Rusya’nın mülklerini terk etmek istemediği için kaçmayan ve silah altında bulunan çiftçilerin mallarını ucuza satın aldığını, aslında bu çiftçilerin mallarını satmak zorunda bırakıldığını ve bu durumun 1930’lardaki Stalin dönemine benzediğini hatırlatıyor.
“Tabii Rusya çiftliklerle beraber bu çiftliklerin depolarını da ele geçirdi, çiftliklerin içinde siloları var onlarda da önceki yılın hasadı. Rusya, el koyduğu silolardaki ürünleri çaldı. Sonra bu çiftlikleri kendi getirdiği insanlarla işledi veya malını bırakmamak için kaçmamış ve silah altında olan kişilerin mallarını ucuza satın aldı. Yani aslında zorla satın alındı bu ürünler. Şimdi de bir kanun çıkardılar. Eğer bu çiftliklerin sahipleri geri dönmezse buralara el konulacak dendi. Kırım’daki sözde yönetim ve orada kurulmuş sözde cumhuriyetler ‘Buraların sahipleri geri dönmezse biz buraları devletleştiriyoruz’ diyerek bu çiftlikleri şirketlere satıyorlar.”
Ukrayna topraklarındaki ürünlerin pazarlanması ve satılması büyük ve ciddi bir sektör haline geldi. İşgal edilen toprakları işlemek buradan para kazanmak için de en önemli şart Kremlin'e yakın olmak.
“Zaten normal bir Rus vatandaşının bu çiftlikleri alma şansı yok. Bir klik içinde dönen bir olay var. Burada tarım ticareti yapan kişiler, o çiftlikleri alanlar bir şekilde Kremlin’e yakın kişiler. Yakın olmayan kişilerin zaten hayatta kalmalarına ihtimal yok çünkü yakın olmayanlar bir şekilde ele geçiriliyor veya tehdit ediliyor. Bunun bir örneğini geçtiğimiz günlerde yaşadık. Mısır’a gidecek olan gemiler limandan ayrılamadılar çünkü mallarını ‘doğru’ Rus şirketinden satın almamışlar. Rus Sağlık Bakanlığı’na bağlı ve yiyeceklerin halk sağlığı açısından güvenilirliğini kontrol eden bir yetkili kurum tarafından bu ürünlere, ürünlerin güvenilirliklerine dair sertifika verilmedi ve mallar çıkarılamadı. Çünkü Kremlin’deki klik, o tarım şirketinin Kremlin’e daha yakın bir şirkete satılmasını istiyor. İşgal edilmiş topraklardaki ürünlerin satılması, pazarlanması büyük bir iş haline geldi ve Ukrayna’ya ait binlerce metrik ton ürün, Türkiye de dahil olmak üzere Ortadoğu ve dünya pazarına çıkarıldı ve satıldı.”
Işık, Ukrayna’ya ait binlerce ton ürünün, Türkiye de dahil olmak üzere Ortadoğu ve dünya pazarına çıkarılıp satıldığını söylüyor ve bu yasa dışı ihracatın nasıl gerçekleştiğini şöyle anlatıyor:
“Bu yasadışı ticareti gerçekleştiren Rus şirketler, Rusya’nın işgal ettiği topraklardaki tarım ürünlerinin nerede olduklarını, buradaki limanlardan yapılan gemi yolculuklarını, bu ticareti yapan şirketleri gizliyor ya da bunlarla ilgili yalan söylüyorlar. Bütün gemiler, Birleşmiş Milletler Denizcilik Örgütü kurallarına göre basit, küçük bir elektronik sinyal yayınlamak zorundalar. Kendi yerlerini diğer bütün gemilere göstermek için. Ama mesela burada bir gemi, Rusya’nın yasal bir limanına gittiğini söyleyerek İstanbul Boğazı’ndan geçiyor ve geçtikten sonra elektronik takip sistemini kapatıyor. Takip edilemeyen bu gemi daha sonra ise işgal altındaki Sivastopol, Kerç gibi kentlere gidiyor ve burada farklı yüklemeler yapıyor.”
“YEMEK ÇALMAK CİDDİ BİR SAVAŞ SUÇUDUR”
Yiyecek çalmanın ciddi bir savaş suçu olduğunu belirten Işık, Ukrayna’nın da tahıllarının peşine düştüğünü söylüyor. Ukrayna, Rusya’nın dünya borsaları, dünya merkez bankaları ve diğer bankalarda bulunan varlıklarına bu sebeple el konulmasını istiyor. Işık, Avrupa Birliği ve ABD’nin bu yaptırıma ‘utangaç’ yaklaştığını söylüyor ve bu çekimserliğin sebebini şu şekilde açıklıyor:
“Devletlerin başka ülkelerde hem saklamak hem de uluslararası ödemeleri kolaylaştırmak amacıyla tuttukları paraları var. AB ve ABD’denin utangaçlığının sebebi de ‘Şimdi bu paralara el konulursa bunun sonu gelmez ve her ülke bunu yapmaya çalışır. Dünya ekonomisi bundan negatif etkilenir’ düşüncesi.”
Işık, Ukrayna’yı bu anlamda bir tek Kanada’nın desteklediğini ancak onun da ara bir yol izlediğini söylüyor. Buna göre Kanada, Rusya’nın varlıklarına el koymasa da bu varlıkların biriken faizlerini Kanada’ya ödeme kararı aldı. Ancak Işık, bu şekilde de Ukrayna’nın uğratıldığı zararın tazmin edilmesinin 10 yıllar sürebileceğine dikkat çekiyor:
“İşgalden bu yana Rusya’nın Ukrayna’ya verdiği zarar 500 milyon doları aşmış olabilir. Bir gün gelip de bu savaş suçlarının inceleneceği bir mahkeme sürecinde bu daha net ortaya çıkacak elbet ama bu mutlaka olacak. Çünkü yasal süreç başlamış durumda. Ama şunu söyleyebiliriz ki Putin’in ve Kremlin klikin yaptığı bu Ukrayna operasyonunun bedelini sadece şu anki kuşağın çocukları değil, torunları hatta belki onların çocukları bile ödemeye devam edecekler.”
“BOĞAZDAN RUSYA’YA DİYE GEÇİP UKRAYNA’YA GİDİYORLAR”
Yörük Işık, uluslarası ilişkiler özellikle de Rusya konusunda uzman. Bunun yanı sıra Boğaz Gözlemcisi. Başta hobi olarak başladığı bu işi profesyonel olarak sürdürüyor ve Ukrayna’daki bu yasa dışı tarım ticaretinin bir yöntemini şu şekilde anlatıyor:
“Rusya, çıkan tarım ürünlerini, bunların nerede olduklarını, gemi yolculuklarını, şirketleri gizleniyor ya da yalan söylüyorlar. Mesela burada, boğazdan geçen bir gemi Rusya’nın yasal bir limanına gittiğini söyleyerek boğazdan geçiyor. Bütün gemiler, Birleşmiş Milletler Denizcilik Örgütü kurallarına göre basit, küçük bir elektronik sinyal yayınlamak zorundalar. Kendi yerlerini diğer bütün gemilere göstermek için. Ama İstanbul bazından geçerken Rusya’ya gideceğini söyleyen gemi, buradan geçtikten sonra elektronik takip sistemini kapatıyor ve işgal altındaki Sivastopol, Kerç gibi limanlara giderek burada farklı yüklemeler yapıyor. Buradaki tarım olayının nasıl işlediğinin bir boyutu bu.”
Işık, Türkiye’nin savaşta Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü önemseyen bir noktada durduğuna ancak Ukrayna’dan ihraç edilen bu çalıntı tahılların çoğunun Suriye ve Türkiye’ye boşaltıldığına dikkat çekiyor. Öte yandan geçtiğimiz yıl Rusya, bu tahılların neredeyse tamamını Suriye ve Türkiye’de boşalttıysa da bu yıl yelpazeyi genişletti. İran, Libya, Tunus gibi ülkelere de ucuz bir şekilde tahıllarını satıyor. Işık, bunun sebebini Rusya’nın bu tahılları dış politikada kullanması olarak değerlendiriyor:
“İlk 10 yıl önceki işgalden sonra Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinden tahıl olsun, tekrar kullanılabilir metal parçalar olsun çoğunlukla Türkiye’ye olmak üzere Türkiye gibi ülkelere satılıyordu. Ukrayna’nın işgal altındaki limanlarından zaten Türkiye’ye gemi gelmemesi lazım ama geliyordu. Bu Türkiye’nin de aldığı bir karar. Çünkü Türkiye 10 yıldan beri Ukrayna işgalini hiçbir zaman tanımayacağını, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne önem verdiğini her yıl açıklıyor. Geçen yıl neredeyse sadece Suriye ve Türkiye’ye gelmişti sadece ama bu yıl çok daha farklı ülkelere gittiğini de görüyoruz, İran gibi, Yemen’e, Libya’ya, Tunus’a. Yani Rusya’yla bir şekilde ilişkide olan ülkelere bu ürünler indirimli satılıyor ya da Rusya, bu ülkeleri kendi tarafına çekmek için kullanıyor.”
“RUSYA TOPRAKLARI, 80 YIL SONRA İLK KEZ İŞGAL ALTINDA”
Işık, Ukrayna’nın Rusya topraklarına yaptığı operasyonu 2. Dünya Savaşı'ndan örnek vererek tarif ediyor. Ukrayna'nın karşı hamlesinin önemine dikkat çekiyor:
“Ukrayna, Karadeniz’deki saldırıların ardından şimdi bunu kuzeyde yapmaya başladı. Burada boş bir alanı Rusya’nın iç kaynaklarını iyi okuyarak inanılmaz başarılı bir şekilde değerlendirdi. Demek ki içeride sağlam kaynakları var. Bu, Kremlin rejiminin zayıflıklarını da gösteriyor. İçeride bu zayıflıkları paylaşanlar da var demek. Son birkaç ay önce birtakım değişiklikler oldu biliyorsunuz. Mesela Eski Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya dokunulmadı, o çok yakın biriydi ama Şoygu’nun altında çalışan bütün adamları tutuklanmış durumda neredeyse. Bunlar dünyada çok takip edilmiyor. Orada ne yolsuzluklar dönmüş de bunlar olmuş demek ki. Burada mesela cephenin en kuzeyinden girdi Ukrayna, yeri çok iyi tespit etmiş olarak. Karşısına çok genç askerlerden oluşmuş, tam karşılamasa da Rusya’nın jandarması diyebileceğimiz, Rosgvardiya (Rusya Ulusal Muhafızları) denen grup çıktı. Gerçek ordu yok, bir tek onlar kalmış mesela orada. Oradan içeri girdi. Teslim olmayan 100-110 kişiyi öldürmüştür muhtemelen Ukrayna ama yüzlerce kişiyi de esir aldı. Bu da Ukrayna’nın işine gelen bir şey çünkü Rusya’nın elindeki Ukraynalı esir sayısı daha fazla. Bu da ileride o kişileri esir takasıyla kurtarmak için önemli.”
Ukrayna’nın bu operasyonunun bir önemi de tarihsel bir hamle olması. Zira Rus toprakları 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana, yani yaklaşık 80 yıl sonra ilk defa işgal edildi. Rusya, 130 binden fazla vatandaşını bölgeden tahliye etmek zorunda kaldı. Işık, Ukrayna’nın hedefinin Rus birliklerini güneyden kuzeye çekmek olabileceğini, bu durumda da Ukrayna’nın Kırım’ı yeniden ele geçirme ihtimalinin olacağını söylüyor:
“Ukrayna, 6 ağustos günü cephenin en kuzeyinin de kuzeyi olan Kursk bölgesinden, batı Rusya’dan içeri girdi. Böylece bu 30 aylık savaşta yeni bir cephe açılmış oldu. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez Rusya toprakları işgal edilmiş oldu. Rusya zaten komşusunu işgal etmeye çalışarak, 2. Dünya savaşından sonra oluşturulmuş olan uluslararası sistemin altına bir bomba koydu ve ilk defa Avrupa topraklarında bu büyüklükte bir savaş çıktı. Ukrayna’ya saldırmasından 30’uncu ayında da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, yani 80 yıl sonra ilk defa kendi toprakları da işgal edilmiş oldu. Rusya buna o kadar hazırlıksız yakalandı ki Ukraynalılar ilk iki gün içinde 20 kilometre gibi bir alana yayıldılar. Bunun arkasından hem hava desteği hem de mekanize desteklerle girdi. Şimdiye kadar bu kadar başarılı kullanmıyordu bu gücünü ama bu kez gerçekten, ilk kez başarılı bir şekilde kullandı. Ukrayna’nın hedeflerinden biri, cephenin güneyinden buraya asker çekmek olabilir. Sonuçta görüyoruz burada kimse yok karşısında. Çok genç, yarı polis yarı jandarma birlikler var. Acaba Rusya güneyden asker nakliye etmek zorunda kalırsa bu Ukrayna’ya güney cephesinde bir fırsat verir mi? Ukrayna’nın aslında en çok Kırım’ı geri alabilmek istiyor. Oradan asker çekimi yapmaya zorlarsa Rusya’yı o zaman bu operasyon çok başarılı oldu diyebiliriz.”
Işık, operasyonda Ukrayna’nın Belgorod’a doğru da yayılabileceğini, hatta şu anda yayılmaya başladığını da belirtiyor ve "İlerleyen günlerde Kursk’tan çok Belgorod’u duyabiliriz” diyor:
“Durum, psikolojik savaş bakımından çok başarılı ama bunun nasıl biteceğini söylemek zor, imkansız hatta. Ama Belgorod’a yayılırsa ve buraları kullanarak iç bölgelere, rafinerilere ve askeri üslere zarar verirse bu Rusya’nın iç politikasında da bir fiyasko olduğu ortaya çıkarır. Bu tip savaşlar olurken bunun ne yöne doğru gelişeceğini tahmin etmek çok zordur. ‘Ben bliyorum böyle, şöyle olacak’ diyenler de kafadan atıyordur. Savaş daima bilinmezliklerle dolu bir olaydır. Burada olayların nasıl gelişeceği Rusya’nın ne kadar sağlıklı, başarılı, disiplinli ve organize bir cevap vermesine bağlı ama savunmasında bu kadar büyük bir delik açılması büyük bir fiyasko. ”
SAVAŞ NEREDEN NEREYE?
Işık, Ukrayna’nın son operasyonuna kadarki süreci, savaştaki cephe hattını, karşılıklı hamle ve stratejleri de anlatıyor. Buna göre savaş 1200 kilometrelik dev bir cephe hattından oluşuyor. Bunun İstanbul ile Datça arasındaki mesafeden daha fazla bir alan olduğu örneğini veriyor.
Öte yandan savaş, Rusya’ya her geçen gün daha da pahalıya mal oluyor. Zira Rusya son bir yılda onbinlerce asker ve binlerce tank kaybetmiş durumda ve buna karşın kayda değer bir ilerleme de sağlayamıyor.
Işık, bu kayıpların önüne geçmek ya da kaybedilen askerlerin yerini doldurmak için Rusya’nın asker sağlamaya yönelik “çılgın kanunlar” çıkardığını söylüyor:
“Bölgenin büyüklüğünü de düşünürsek Rusya ancak birkaç kilometre ilerleyebildi, o da stratejik önemi olmayan birkaç köy, kasaba işgal etti. Öte yandan asker sağlamak için hapishaneden mahkumları çıkardı, suçlarına göre bir süre belirleyerek, örneğin “6 ay, 1 yıl askerlik yap, hayatta kalırsan özgürsün” gibi çılgın kanunlar çıkardı. Bunların ölüp kalması da önemli değil, arayanı soranı da yok, Rusya sürekli bu mahkumları cepheye sürüyor.”
“UKRAYNA RUS DONANMASININ ÜÇTE BİRİNİ YOK ETTİ”
Ukrayna’nın son operasyonu, Rusya’ya karşı ilk başarı kaydettiği eylem değil. Zira Ukrayna’nın Karadeniz’de yaptığı operasyonlar da Rus donanmalarının üçte birini yok etti. Işık, bu savaşın bir yönünün de psikoloji savaş olduğu düşüncesinde ve bu noktada Ukrayna iki yönlü psikolojik savaş yürütmek zorunda:
“Ukrayna’nın Karadeniz’de yaptığı operasyonlar bu operasyonun bir parçası. Ukrayna Karadeniz’e gemilerini koydu ve limanlarını açtı. Bu çok büyük, çok pozitif bir gelişme. Ukrayna’nın ekonomisi için de önemli. Ve sürekli görüyorsunuz, Rus gemilerini avlıyor. Bu büyük resimde önemli ancak bunun aslında savaşın gidişatına çok etkisi yok. Ama bu psikolojik savaş için çok önemli. Ukrayna iki türlü psikolojik savaş vermek zorunda. Öncelikle Rusya’nın psikolojisini bozmak zorunda. Ukrayna Karadeniz’de Rus donanmasının üçte birini yok etti. Böyle bakınca çok moral bozucu bir olay. Vermek zorunda olduğu ve verdiği bir diğer psikolojik savaş da şu, Ukrayna kendini destekleyenlere, stratejik müttefiklerine ‘Ben hala bu savaşı kazanabilirim’ mesajını verdi.”
“RUSYA İŞGAL ETTİĞİ TOPRAKLARI VERMEDEN ATEŞKES İSTİYOR”
Rusya işgal ettiği toprakları elinde tutarak ateşkes yapmanın peşinde… Moskova'nın esir takası ve ateşkes gibi ‘olumlu’ görünebilecek çıkışlarının altında yatan mesajı ise farklı:
“Duyuyoruz, Rusya son zamanlarda ‘Şimdi ateşkes yapalım’ gibi çıkışlar yapıyor. Ama nasıl ateşkes? İşgal ettiği Ukrayna toprakları elinde tutarak ateşkes yapmak istiyor. Ukrayna bu toprakları unutacak, Rusya’nın komşusuna yaptığı haksızlıklar Rusların yanına kalacak. Hatta bu Türkiye’de yapılan esir değişimi de bu planın bir parçası bence. Rusya dünyaya daha doğrusu Washington’a bir mesaj veriyor. Belki Berlin’e yani Avrupa’ya da de mesaj veriyor. ‘Ben aslında söylendiği kadar korkunç değilim, bakın anlaşma yapılabiliyor benle’ mesajı bu. Bu mesajın söylenmemiş olan tarafı, yanın esasında verilen mesaj şu, ‘Ukrayna’ya baskı yapın, ateşkes imzalasın. Ben işgal ettiğim yerlerle kalayım bir şekilde de ben bunu içeride pazarlarım. Sonra da zaten bu olay unutulur ben ordumu tekrar inşa ederim 10 yıl sonra da gelir Ukrayna’ya tekrar saldırırım’ O yüzden Ukrayna’nın bu tip başarılar elde etmesi çok önemli.”