Soğuk Savaş döneminden bu yana ilk kez bu denli yoğun bir şekilde gündemde yer bulan Üçüncü Dünya Savaşı iddiaları, şubat ayında Devlet Başkanı Vladimir Putin’in emriyle Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye başlamasının ardından yeniden alevlendi.
İşgale hızlı başlayan Rusya, daha ilk günlerde taktiksel fiyaskolar yapmıştı. Kara güçleri başkent Kiev’e doğru giderken yollarda kalan ülkenin genelkurmay başkanı, savaşın henüz daha ilk günlerinde değiştirilmişti.
Savaşla ilgili tüm dünyanın beklentisi ‘birkaç günde Ukrayna düşer’ yönündeyken, Rusya güçleri, Ukrayna tarafından inanılmaz bir direnişle karşılaştı. Kaybettikleri bölgelerde yavaş yavaş yeniden hakimiyet kuran Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky liderliğindeki Ukrayna güçleri, NATO ve diğer batı güçlerinin de yardımıyla işgale karşı güçlü yanıt vermeye devam ediyor.
Öte yandan, Vladimir Putin’in içinde bulunduğu bu durum, dünya genelinde nükleer savaşın yanında Üçüncü Dünya Savaşı endişelerini arttırdı.
‘İÇERİDEN KAYNAKLAR’ NÜKLEER FÜZELERE DEĞİNDİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna'ya ve hatta NATO ülkelerine yıkıcı bir nükleer saldırı başlatmasından korkuluyor. Kremlin’de gerçekleşen üst düzey bir güvenlik toplantısından alınan raporlara göre, Vladimir Putin, Rusya'nın nükleer silahlarının çoğunu kullanamayabilir. İçeriden kaynaklar, Rusya başkanının ülkenin nükleer füzelerinin yüzde 87'sini konuşlandırma konusunda sorun yaşayabileceğini düşünüyor.
Ancak bugün ortaya atılan iddialar, Rusya'nın ölümcül nükleer cephaneliğinin çoğunun kullanılamaz durumda olabileceğini ve yalnızca "nükleer atık" olabileceğini gösteriyor.
KIRIM DÜŞEBİLİR
Bunun yanında, toplantı belgelerine göre, Kırım’da bulunan stratejik köprüye Ukrayna güçlerinin yeniden saldırması halinde Rusya'nın Kırım'ı ve Donetsk'in bazı kısımlarını tutamayabilir. Bölgede bulunan Kerç Köprüsü’nün yıkılması sebebiyle şiddetli çatışmaların yaşandığı tartışmalı bölgeye silah ve malzeme akışı durabilir.
Avrupa’nın en uzunu olan köprü, Donbas bölgesinde savaşan Rus kuvvetleri için yakıt, silah ve erzak için ana bir ikmal hattı olarak kritik önem taşıyor. Raporlara göre, köprü devre dışı bırakılırsa, feribot geçişleri yalnızca askeri operasyonlar için kullanılacak ve bu da sivillerin bölgeden tahliyesini neredeyse imkansız hale getirecek.