İsrail ile Hamas arasında Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuğunda 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve rehine takası anlaşması, üç aşamalı bir süreç olarak ilerliyor. İsrailli rehine aileleri, hükümetin süreci geciktirdiğinden ve anlaşmanın tam olarak uygulanmamasından endişe ediyor. Başbakan Netanyahu’ya yönelik protestolar sürerken, rehine yakınları, anlaşmanın eksiksiz bir şekilde uygulanmasını talep ediyor.
İsrail ile Hamas arasında Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuğunda 19 Ocak 2025 tarihinde varılan ateşkes ve rehine takası anlaşması, şu anda üç aşamalı bir sürecin ilk bölümünü gerçekleştiriyor. Bu anlaşma, 42 gün sürecek ilk aşamada, İsrailli 33 rehine ve 1900'ün üzerinde Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını kapsıyor. İlk aşama, 19 Ocak’ta başlamış ve ateşkesin ve rehine takasının uygulamaları bu tarihten itibaren hız kazanmış durumda.
'REHİNELERİ ÖLDÜRMEYİN'
Ateşkesin ilk aşamasının yürürlüğe girmesinin ardından, rehine ailelerinden gelen açıklamalar ve eylemler, hükümetin bu süreçte yeterince hızlı hareket etmediği ve takasın geciktirildiği yönündeki endişeleri gözler önüne seriyor. Haaretz gazetesinin haberine göre, bir grup protestocu, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Kudüs’teki konutunun yakınlarında bir gösteri düzenleyerek, “Rehineleri öldürmeyin” yazılı pankartlar açtı. Protestocular, Netanyahu’yu, “Etrafın sıkı güvenlikle sarılı, sıcak yatağında yatıyorsun. O esnada, terk ettiğin rehineler, Hamas’ın tünellerinde acı dolu bir geceye daha katlanıyor,” şeklinde eleştirdi. Göstericiler, hükümetin rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirmesi ve süreci sabote etmesinin, Netanyahu’yu ‘rehinelerin ölümünün sorumlusu’ haline getireceğini belirtti.
ANLAŞMA TAM OLARAK UYGULANSIN
Ayrıca, rehine yakınlarından gelen açıklamalarda, anlaşmanın tam olarak uygulanmaması durumunda, geride kalan rehinelerin ölüm riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarıları yapıldı. Gazze Şeridi'nde Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından rehin tutulan İsraillileri temsil eden Rehine ve Kayıp Aileleri Forumu, İsrail hükümeti ve ABD Başkanı Donald Trump'a çağrı yaparak, ateşkesin tüm aşamalarının eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı. Forumun açıklamasında, rehine Nimrod Cohen’in annesi Vicky Cohen, "Anlaşmanın tam olarak uygulanmaması endişesi içimizi kemiriyor. Üst düzey yetkililer, anlaşmayı durdurmanın geride bırakılanlar için ölüm anlamına geleceğini belirtiyor,” dedi.
Rehine Ohad Ben Ami'nin kızı Ella Ben Ami de, babasının ilk aşamada serbest bırakılacaklar arasında yer aldığını belirterek, anlaşmanın nihayete erdirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ben Ami, başbakan ve hükümetin sözlerini duyduğunda, "Anlaşma sadece babamı geri getirmeyecek," diyerek, sürecin tamamlanması gerektiğini ifade etti.
Bu arada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'ın, ateşkesin ikinci aşamasını görüşmek üzere İsrail'i ziyaret edeceği bildirildi. İsrail'in Kanal 12 televizyonunda yer alan habere göre, Witkoff, 2025 yılının başında önce Suudi Arabistan'ı, ardından İsrail’i ziyaret ederek, Tel Aviv yönetimi ve Hamas arasında varılan ateşkesin ikinci aşamasını müzakere edecek. Witkoff, aynı zamanda İsrail ordusunun Gazze’deki Netzarim ve Philadelphi Koridoru’ndaki denetimine katılacağını açıkladı.
ESİR TAKASI SÜRECİ
Hamas ve İsrail arasında 15 Ocak 2025'te varılan ateşkes anlaşması, 19 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girdi. Bu anlaşma, toplamda üç aşama içerecek ve her aşama, belirli sayıda rehine ve tutuklunun serbest bırakılmasını öngörüyor. İlk aşamanın ardından, 25 Ocak’ta ikinci rehine takasının yapılması bekleniyor. Anlaşmanın ilk aşamasında, Hamas tarafından serbest bırakılan 3 kadın rehine ve İsrail hapishanelerindeki 90 Filistinli tutuklu, Batı Şeria’daki Ofer Askeri Cezaevi’nden salıverildi. İlk aşamanın başlangıcından itibaren, Gazze'de gerilimin düşürülmesi ve karşılıklı güven artırıcı adımlar atılıyor.
Ateşkes ve rehine takası anlaşması, her iki taraf için büyük bir önem taşıyor. Rehine yakınları, anlaşmanın tam olarak uygulanmaması durumunda büyük bir kayıp yaşanacağı endişesini taşıyor. İsrail hükümeti ve ABD’nin bu süreçteki yaklaşımı, ateşkesin başarılı bir şekilde sürdürülüp sürdürülemeyeceğini belirleyecek gibi görünüyor.
