Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın ‘yakalama başvurusu’ karşısında Tel Aviv ve Washington yine ‘sopaya’ sarıldı. Netanyahu “Bizi durduramayacak” dedi, ABD Başkanı da Lahey’i hedefe koydu. Tehditler karşısında Başsavcı Han ‘Zorbalık adaletin terazisini bozamaz’ vurgusu yaptı. Vicdanların sesi oldu: Hukuk kaba kuvveti yenecek. Bizi tehditlerle yıldıramazsınız.
KONGRE ÜYELERİ DE MEKTUPLA TEHDİT ETMİŞTİ
Gazze’de sınır tanımaz bir vahşetle insanlığı ayaklar altına alan İsrail’e karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘soykırım’ davası ümide dönüştü. İlk kez Tel Aviv’in hesap sorulması ihtimali belirince ABD Kongre üyeleri mektup gönderip mahkemeyi tehdit etti. Sınır aşan hamlenin ardından Başsavcı Kerim Han’ın Netanyahu için yakalama talebinde bulunması süreci en ileri aşamaya taşıdı. Bunun ardından yine tehdit hamleleri devreye girdi.
HAN: AÇLIĞI SAVAŞ YÖNTEMİ OLARAK KULLANIYOR
Netanyahu, başsavcıyı ‘Dünyadaki Yahudi karşıtı yangına benzin dökmekle’ itham etti. Gazze’deki saldırıların devam edeceğini kaydedip “UCM, Hamas’ı devirmemizi engelleyemeyecek” dedi. ABD Başkanı Biden da Netanyahu’nun soykırıma karışmadığını savundu. Başsavcı Kerim Han ise “İsrail açlığı bir savaş yöntemi olarak kullandığına dönük kanıtlarımız var. UCM tarihinde ilk kez bir kişiye bu suçlama yöneltiliyor. Bu korkunç bir durum” dedi.
BAŞSAVCI ZALİME MEYDAN OKUDU
Aylardır Gazze’de masumları katleden İsrail’in ‘Suçbakanı’ Netanyahu’ya tutuklama isteyen Başsavcı Kerim Han bir anda işgalciden ‘Yahudi karşıtı’ damgası yedi. İlk kez müttefik bir lidere tutuklama kararı çıkması ABD’yi de kızdırdı. Kerim Han ise ‘hukuk kaba kuvveti yenecek’ diyerek tehditlerden yılmayacaklarını söyledi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, CNN televizyonunda Christiane Amanpour’a açıklamalarda bulundu. Amanpour’un, bir grup ABD’li Cumhuriyetçi senatörün, kendisini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililere yönelik yakalama kararı çıkarmaması konusunda uyararak “ağır yaptırımlarla” tehdit etmesi hakkındaki sorusu üzerine Han, şunları söyledi:
Bir devlet başkanı benimle konuştu ve ‘Çok iyi biliyorsunuz ki bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kurulmuştur.’ dedi. Biz bunu böyle görmüyoruz. Bu mahkeme Nürnberg’in mirasıdır. Bu mahkeme, insanlığın üzücü bir iddianamesidir. Bu mahkeme hukukun güce ve kaba kuvvete galip geldiği yer olmalıdır. Han, tüm devletlerin UCM’yi desteklemesi gerektiğini ABD’li yöneticilere anlattığını, bunu yaparken de “Roma Statüsü değerlerinin özünde Amerikan değerlerini savunduğunu, zorbalığa karşı durduğunu, en güçlülere karşı sınırsız güce karşı olduğunu, savunmasız bireyin haklarını, onuru ve bebeklerin korunmasını ifade ettiğini” söylediğini aktardı.
Han, Amanpour’un UCM’ye yönelik baskılara ilişkin sorusuna şu karşılığı verdi: Tehditler ya da diğer faaliyetler bizi caydırmayacaktır çünkü nihayetinde savcılar olarak görevimizi yerine getirmek zorundayız. Makamın kadın ve erkekleri olarak, hakimler olarak, kendimizden daha büyük bir şeye, yani adalete sadakat göstererek sorumluluklarımızı yerine getirmek zorundayız. Bazıları aleni ve bazıları gizli olan farklı tehdit türlerinden etkilenmeyeceğiz. İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze’ye giden insani yardımın engellenmesinin de aralarında bulunduğu çok sayıda suç sebebiyle tutuklama emri çıkarılması için başvuruda bulunduğunu hatırlatan Han, hukuka uymayanların soruşturmadan şikayet etmemesi gerektiğini söyledi. UCM’de ilk defa birilerinin açlığı “savaş yöntemi” olarak kullanması sebebiyle suçlandığını hatırlatan Amanpour’un sorusunu “Bildiğim kadarıyla ne yazık ki bu durum bir ilk olacak ve çok sıra dışı bir durum.” şeklinde cevapladı. Hakkında tutuklama emri çıkarılması istenen Netanyahu, başsavcıyı sert ifadelerle hedef aldı. Netanyahu paylaştığı video mesajda, “İsrail’i Hamas ile hangi cesaretle karşılaştırırsınız” dedi. İsrail lideri, başsavcıyı “dünyadaki Yahudi karşıtı yangına benzin dökmekle” suçladı. Binyamin Netanyahu, İsrail için “demokratik bir ülke” Hamas için “toplu katliamcı” ifadelerini kullandı. Talebe tepki gösteren cephede ABD Başkanı Joe Biden da yer aldı. Beyaz Saray’daki Yahudi Amerikan Mirası Ayı etkinliğinde konuşma yapan Biden, “Gazze’de olan şey soykırım değil, bunu reddediyoruz” dedi.
REFAH SINIR KAPISINI KAPALI TUTAN İSRAİL KASTEN AÇ BIRAKIYOR
Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Gazze ve Mısır arasındaki Refah sınır kapısının halen kapalı olduğu, Gazze’ye gönderilmek üzere Mısır’da bulunan gıda ve ilaç yardımlarının Mısır’da ‘biriktiği’ uyarısında bulundu. Yetkililerin açıklamasına göre, ABD’nin Gazze’de inşa ettiği geçici iskele üzerinden de BM deposuna 2 gündür yardım ulaşmıyor. Reuters haber ajansının aktardığına göre, BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Operasyonlar ve Savunma Birimi Direktörü Edem Wosornu, İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırıları sürerken, Gazze halkına manalı düzeyde bir destek sağlamak için yeterli malzeme ve yakıt bulunmadığını söyledi. Mısır da yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırılarının teşkil ettiği risk sebebiyle Refah Sınır Kapısı’nın kapalı kalmaya devam ettiğini duyurdu.
BBC: GAZZELİLER ‘ZİNCİRLENDİ VE GÖZLERİ BAĞLANDI’
İsrail’deki sağlık çalışanları BBC’ye, Gazze’den gelen Filistinli tutukluların rutin olarak hastane yataklarına zincirlendiğini, gözlerinin bağlandığını, bazen çıplak bırakıldığını ve bez giymeye zorlandığını anlattı. Bir doktor da bu uygulamanın “işkence” anlamına geldiğini söyledi. Bir ifşacı devlet hastanesinde Gazzeli bir tutukluya uygulanan invaziv bir tıbbi prosedür sırasında ağrı kesicilerin “seçici” ve “çok sınırlı bir şekilde” kullanıldığını belirtti. Ayrıca derme çatma askeri tesislerde tutulan kritik durumdaki hastaların, devlet hastanelerinin onları nakletme ve tedavi etme konusundaki isteksizliği nedeniyle uygun tedaviden mahrum bırakıldığını söyledi. Kaynaklar Filistinli tutukluların rutin olarak hastane yataklarına zincirlendiğini ve bebek bezi giymeye zorlandığını aktardı.
