Lübnan'a yönelik İsrail'in saldırıları, elektrikli otomobillerin güvenliğini sorgulatıyor ve potansiyel tehditler tüketiciler arasında panik yaratıyor. Peki İsrail saldırıların yeni hedefi elektrikli araçlar mı? Sektör uzmanından dikkat çeken bir açıklama geldi...
İsrail'in Lübnan'a yaptığı teknoloji odaklı saldırılar, elektrikli araçların dışarıdan kontrol edilebilme riski ile gündeme geldi. Uzmanlar, bu durumun elektrikli otomobillerin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini belirterek, tüketicilerin bu araçlara olan güveninin sarsılabileceğine dikkat çekiyor.
Son günlerde Lübnan'da artan İsrail saldırıları, özellikle elektrikli araçlar gibi elektronik aletleri tehdit eden yeni bir boyut kazanıyor. Uzmanlar, bu araçların dijital altyapılarının zayıflıkları nedeniyle hackerların hedefi olabileceği konusunda uyarıyor. Lübnan'daki siyasi ve askeri gerilimlerin de etkisiyle, elektrikli araç sahipleri, siber saldırılara karşı nasıl korunacaklarını sorgulamaya başladı.
ELEKTRİKLİ ARAÇLARLA İLGİLİ DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA
İsrail'in Lübnan'a yönelik teknolojik saldırısı tüm dünyada yankı uyandırırken elektrikli araçlarla ilgili çok dikkat çeken bir açıklama geldi: Elektrikli araçların başka bir şekilde kontrol edilebilme tehdidi söz konusu. Bundan dolayı ben ilginin ve tercihin azalacağına inanıyorum elektrikli araçlarda.
Enerji Üretim Uzmanı Uğur Toptaş, Lübnan’da çağrı cihazlarına yapılan siber saldırıların ardından elektrikli araç piyasasında yaşanabilecek kırılmalara dikkati çekti. Elektrikli araç şarj istasyonlarının ikinci nesle geçişe hazırlandığını hatırlatan Toptaş, “uzaktan kontrol edilebilirlik” durumunun gerçek bir tehdit olduğunu belirterek, “Elektrikli araçlarda bazı markalar karar alıp çalışmalarına ara verdiler” dedi.
Elektrikli araçların şarj sistemlerinde dev kabloların temel içeriği olan bakırın Türkiye’deki en büyük tedarikçilerinden Enerji Üretim Uzmanı Uğur Toptaş, Lübnan'da kablosuz cihazların İsrail tarafından patlatılmasının ardından elektrikli araç piyasasında yaşanabilecek kırılmalara ilişkin değerlendirme yaptı.
Uğur Toptaş, “Yani enerjinin kablosu ham madde olarak bizden geçiyor diyebiliriz. Elektrikli araçlar trend oldu şu anda bu elektrikli araçlarımızın bir de şarj istasyonları var. Bir süredir yeni nesil şarj istasyonu arayışları için Ar-Ge çalışmaları var. Biz firmalara zenginleştirilmiş özel tipte bir bakır tedariği yapıyoruz. Elektrikli araçlarda bazı markalar karar alıp çalışmalarına ara verdiler. Yaydığı manyetik alan yüzünden kullanıcılarına baş ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurma yoğunluğu yaşatmasından dolayı, bu araştırmalarını ve geliştirmelerini durdurma kararı aldı birçok firma. Elektrikli araçlar bundan 2 ay öncesine kadar çok yüksek bir trend olduğundan dolayı şarj istasyonları yeni nesil yani ikinci nesle geçmeye çalışıyordu. Fakat çağrı cihazı olayından sonra olay nereye gidecek, açıkçası belirsiz.” dedi.
ELEKTRİKLİ ARAÇLARA İLGİ AZALACAK
Enerjinin lojistik kısmının bakırla çözüldüğünü, başka hiçbir metalin alternatif olamadığını belirten Toptaş, şöyle devam etti:
“Daha doğrusu optimal maliyet ve optimal enerji tasarrufu bakırda sağlanabiliyor. Ayrıca optimal iletkenlik de bakırda bulunduğu için bakır kullanılıyor. İki gün önce konuşuyor olsaydık eğer ben bununla ilgili daha pozitif düşüncelere sahip olurdum. Şu anda elektrikli araçlarla ve bu şarj istasyonlarının Ar-Ge’leriyle alakalı çalışmaların durdurulacağına inanıyorum. İki tane sebebi var. Ana sebep, kullanıcılarda ortaya çıkardığı baş ağrısı ve diğer sağlık problemleri. Sağlık da her şeyden önce geliyor burada. Ne aracın ekonomikliği ne aracın başka bir özelliğinden daha önemsiz değil. Öte yandan bir de elektrikli araçların başka bir şekilde kontrol edilebilme tehdidi söz konusu. Bundan dolayı ben ilginin ve tercihin azalacağına inanıyorum elektrikli araçlarda.”
2024 itibarıyla teknoloji savaşlarının bambaşka bir evreye taşındığına da değinen Uğur Toptaş, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) dünyadan manuel vitesli araç topladığını ve bunun teknoloji savaşlarının ne kadar yakıcı hale geleceğinin bir fragmanı olduğunu söyledi.
Toptaş, “ABD’nin bu uygulaması özellikle de 2024 yılının Mart ayında yaşanan güneş patlamasının ardından hareketlendi. Hala da uygulama devam ediyor. Bunu okumak ve gelecekte yaşanacakları bu paralelde değerlendirmek önemli” ifadelerini kullandı.