Rehine takası mutabakatı kapsamında serbest bırakılan Filistinliler Tel Aviv zindanlarında yaşadıklarını anlattı. Yasemin Şaban, "İsrail hapishanelerindeki koşullar çok zor. İşgalin politikası açlığa ve dayağa dayanıyor. Hapishanedekiler, her gün dayak ve hakaret konusunda yaratıcı oluyorlar. Arkamızda hala serbest bırakılmayı bekleyen kadın esirler var" dedi. Attaf Ceradat ise, Filistinli kadınlara 7 Ekim'den sonra şiddetin artığını belirterek, "Vücudumda iz kalana kadar dövüldüm" dedi.
İsrail ile Hamas arasında varılan rehine takası mutabakatı kapsamında serbest bırakılan Filistinli esirlerden Yasemin Şaban, işgal altındaki Batı Şeria'da direnişin izinde kalacaklarını söyledi. Batı Şeria'nın Cenin kentinde yaşayan 4 çocuk annesi Şaban, serbest bırakıldıktan sonra konuştu.
3. rehine takası başladı: Kızılhaç 13 İsrailli ve 5 yabancıyı teslim aldı
İlk mesajını Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere veren Şaban, "Biz sizin yanınızdayız. Siz değerli olanı verdiniz, biz de Batı Şeria'da direnişin izinde kalacağız" ifadelerini kullandı. Filistinli kadın, İsrail hapishanesinde yaşadıklarına işaret ederek, "İsrailli yetkililer, kadın esirlerin özgürlük umutlarını kaybetmeleri ve serbest bırakılmayacaklarını düşünmeleri için morallerini bozmaya çalıştı ama ben onlara her zaman direnişe çok güvendiğimizi söyledim" dedi.
Yasemin Şaban
'BIRAKILMAYI BEKLEYEN KADINLAR VAR'
Şaban, İsrail hapishanelerindeki mahkumluk koşullarına ilişkin şunları söyledi: "İsrail hapishanelerindeki koşullar çok zor. İşgalin politikası açlığa ve dayağa dayanıyor. Hapishanedekiler, her gün dayak ve hakaret konusunda yaratıcı oluyorlar. Arkamızda hala serbest bırakılmayı bekleyen kadın esirler var."
Filistinli Yasemin Şaban, 5 yılını İsrail hapishanelerinde geçirdikten sonra 2019'da serbest bırakılmış ancak 2022'nin mart ayında yeniden tutuklanarak 6 yıl hapis ve 8 bin şekel para cezasına çarptırılmıştı.
'7 EKİM'DEN SONRA VÜCUDUMDA İZ KALANA KADAR DÖVÜLDÜM'
Serbest bırakılan Filistinli kadın esirlerden Attaf Ceradat (50) ise, İsrail hapishanelerindeki Filistinli kadınların 7 Ekim'den sonra ciddi şekilde darbedildiğini ve aşağılandığını belirterek, "Vücudumda iz kalana kadar dövüldüm" dedi. Ceradat, İsrailli yetkililerin morallerini bozmaya çalıştığını ancak bunu başaramadığını dile getirdi.
Ceradat "7 Ekim'den sonra kadın esirler tecrit altına alındı. Ben de vücudumda iz kalana kadar dövüldüm. Hakaretlere uğradık, yataksız, battaniyesiz bırakıldık" dedi. Filistinli kadın, İsrail hapishanelerindeki şartların çok kötü olduğunu, esirlerin odalarından hemen her şeyin çıkarıldığını aktardı.
'İKİ YILLIK ZORLU ESİRLİĞİN ARDINDAN BUGÜN ÖZGÜRÜM'
İki oğlu halen İsrail hapishanesinde bulunan 50 yaşındaki Ceradat, şöyle konuştu: "Sanki bir rüyada yaşıyorum. İki yıllık zorlu esirliğin ardından bugün özgürüm. İşgale rağmen, direnişin iradesiyle hapishanenin kapısını kırdık."
Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin kanı ve yıkılan evlere mâl olan bu özgürlüğün bedelinin ne derece yüksek olduğunu çok iyi bildiklerini aktaran Ceradat, şu ifadeleri kullandı: "Onlar için başımı dik tutuyorum ve Allah'ın izniyle, yakında tüm esirlerin hapishanelerden serbest bırakıldığını göreceğimiz gün de gelecek."