Sovyet döneminde dünyanın iki kutbundan biri olan Rusya, son yirmi yıl boyunca giderek otoriterleşirken devlet kurumları etkisizleşti. Ülke doğalgaza dayalı zenginliğine rağmen ordusunu ve yönetim aygıtını modernleştiremedi. Güvenlik birimlerinin ‘Putin’in hoşuna gitmez’ diye uyarılarını dile getiremediği için başlatıldığı ortaya çıkan Ukrayna savaşında kağıt üstündeki büyük güç 100 günde tükendi.
RUS TOPLARININ NAMLULARI YENİDEN KİEV’E ÇEVRİLDİ
Ukrayna işgalinde dördüncü aya girilirken Rusya, Donbas cephesinde de hedeflerine ulaşamıyor. Luhansk Bölge Valisi kilit önemdeki Severodonetsk kentinin önemli bir kısmında kontrolü sağladıklarını duyurdu. Askeri planlarını revize etmek zorunda kalan Moskova ise haftalar sonra namluyu yeniden Kiev’e çevirdi. Başkent yakınlarındaki üç bölgenin top atışlarıyla hedef alındığı ve sivil altyapının zarar gördüğü bildirildi.
‘BATI FÜZE GÖNDERİRSE DOKUNMADIKLARIMIZA SALDIRIRIZ’
ABD’den sonra Almanya’nın da Ukrayna’ya füze yardımında bulunacağını açıklamasına ise Kremlin’den en sert yanıt geldi. Putin “Batı uzun menzilli füze tedarik etmeye başlarsa daha önce dokunmadığımız tesislere saldırmak zorunda kalırız” dedi. Gelinen noktada askeri planların işlememesi ve Moskova’nın bir çıkış planı ortaya koyamaması, devlet kurumlarının devre dışı bırakılmasının yarattığı zafiyeti gösterdi.
‘SÜPER GÜÇ’ EFSANESİ ÇÖKTÜ
100 günü geçen Ukrayna işgali Sovyetler Birliği’nin mirasçısı olarak Rusya’nın ‘süper güç’ statüsünü tartışmalı hale getirdi. Dünyanın ikinci büyüğü kabul edilen Rus ordusu Ukrayna karşısında tel tel döküldü. Amiral gemisi vurulan, füze ve tank sıkıntısına düşen Rusya cepheyi Donbas’la sınırlamak zorunda kaldı. Ayrıca tek otorite olan Putin’in bir albay gibi cepheye müdahalesi, danışmanlarının yanlış bilgiler sunması Rus ordusunu iyice kaosa soktu.
Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşta yaşadığı başarısızlıklar, Sovyetler Birliği’nin mirasçısı olarak görülen ülkenin ‘süpergüç’ statüsünü de sarstı. 24 Şubat’ta işgale hızlı başlayan Rusya kuzey, doğu ve güneyden saldırılara girişti.
A planı, Ukrayna liderliğinin kısa sürede düşmesi ve Kremlin kuklası bir yönetimin başa getirilmesiydi. Ama Ukrayna ordusu dünyada kimsenin beklemediği bir direnç göstererek Batı’nın askeri, istihbari ve finansal desteğiyle de Rus güçlere başarıyla karşı koydu. 65 kilometrelik bir askeri konvoyla Kiev’e yol alan Rus güçler Ukrayna’nın dron saldırılarıyla hareketsiz kaldı. Sonunda iki hafta geçmeden başkent yakınlarından çekilmek zorunda kaldılar. Ardından ülkenin ikinci büyük kenti Harkov’da da Rus güçleri kendi sınırlarına püskürtüldü. Rusya’nın yaşadığı en utanç verici an ise 13 Nisan’da amiral gemisi Moskova’nın Karadeniz’de Ukrayna füzelerince batırılmasıydı. Bu, Rus donanmasının İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşadığı en büyük darbeydi. Moskova’nın radarının SİHA’larla yanıltılıp Neptün füzeleriyle vurulması Kremlin için utanç verici bir an oldu. Ancak kayıplar bununla bitmeyecekti. Rus ordusunun Ukrayna harekatı için topladığı ve en iyi eğitilmiş askerlerden oluşan operasyonel birliklerin üçte birinin etkisiz hale getirildiği istihbarat raporlarına yansıdı.
Ukrayna ordusunun bilgilerine göre Rusya yaklaşık 31 bin askerini ve bin 367 tankını kaybetti. Gerek Ukrayna’da bahar çamuru gerekse de ABD ve İngiltere’den gönderilen tanksavarlar Rus tanklarının etkisiz kalmasına yol açtı. Rus tank birliklerinin performansı ise Batılı askeri kaynaklarca son derece kötü bulundu. Ayrıca büyük sayıda kayıptan dolayı Rusya 60 yıldır depoda beklettiği eski tankları çıkarmak zorunda kaldı. İngiltere Savunma Bakanlığının istihbarat incelemesine göre, işgalci Rus birliklerinin Ukrayna’ya yönelik saldırılarında havadaki gücünün zayıfladığını ve hava saldırılarında kullanılan füzelerin önemli ölçüde tükendiğini bildirdi. Hatta Rusya’nın füze desteği için Çin’den talepte bulunduğu iddia edildi. Ayrıca Bakanlık, Rus ordusunun hava muharebesindeki başarısızlığından dolayı başkent Kiev’e giremediğine dikkat çekti. Batının sert ambargoları Rusya’nın askeri malzeme sıkıntısı çekmesine, ev eşyalarındaki malzemelere bile el konmasına yol açtı.
Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tartışılmaz tek otorite olması da kurumları etkisizleştirdi. Putin’in savaş açmaktaki kararlılığı kurmaylarını, raporlarını bu yönde hazırlamaya yöneltti. Özellikle Batı’nın ambargolarının şiddeti azımsandı. Ayrıca Kremlin’in müdahaleleri Rus komutanların inisiyatif almasını engelleyerek cephede kaosa yol açtı. Batılı askeri kaynaklara göre Putin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline kişisel olarak dahil oldu, “albay veya tuğgeneral düzeyinde” operasyonel ve stratejik kararlar alıyordu. Kaynaklar, Putin’in, Ukrayna güçleri mücadele ederken ve Rus ordusu istediği başarıyı yakalayamamışken taktiklerini dikte ettiğini söyledi. Ayrıca ABD ve İngiltere istihbaratlarına göre, Putin, Ukrayna savaşı konusunda danışmanları tarafından yanlış bilgilendiriliyor. İngiltere’nin dijital istihbarat örgütü GCHQ Başkanı Jeremy Fleming Avustralya ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Putin’in savaş konusunda yanıltıldığını ileri sürdü. Fleming, “Danışmanları ona gerçekleri söylemekten korkuyor” ifadesini kullandı. Beyaz Saray İletişim Direktörü Kate Bedingfield Washington’da istihbarat bilgilerine atıfta bulunarak, “Danışmanları tarafından (Putin’in) Rus ordusunun ne kadar kötü durumda olduğu ve yaptırımların Rus ekonomisini nasıl felce uğrattığı konusunda yanlış bilgilendirildiğine inanıyoruz” dedi.
Daha önce, Rus istihbarat uzmanı Andrey Soldatov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Rusya’nın savaştaki durumu hakkında tüm bilgilerin verildiğinden kuşkulu olduğunu dile getirmişti. Uzmanlara göre istihbarat örgütü çalışanlarının üzerindeki baskı ve cezalandırılma korkusu “sorunların yeterince ele alınmamasına” yol açıyor.
RUSYA HAFTALAR SONRA KİEV’İ VURDU
Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, Rusya’nın başkent Kiev ve çevresini dün sabah saatlerinde füzelerle vurduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, saldırıda askeri ve sivil altyapının zarar gördüğü belirtildi. Saldırının Kiev’in güneydoğusunda bulunan Darnitskyi ve batısında bulunan Dnipro ilçelerinin yanı sıra başkent yakınlarındaki Brovari bölgesini hedef aldığı kaydedildi. Füze saldırısına ilişkin bir açıklamada bulunan Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko, saldırıda en az bir kişinin yaralandığını ve söz konusu kişinin hastanede tedavi gördüğünü kaydetti. Kliçko’nun aktardığı verilere göre, füze saldırısında can kaybı yaşanmadı. Genelkurmay Başkanlığı’nın aktardığı verilere göre, Kiev yakınlarındaki Obukhiv bölgesinde ise bir Rus füzesi düşürüldü. Patlama seslerinin de duyulduğu Kiev’de yaklaşık iki buçuk saat boyunca siren çaldı. Söz konusu füze saldırısı, haftalardır başkent ve çevresine düzenlenen en büyük saldırı olma özelliğini taşıyor. Öte yandan Ukrayna nükleer enerji kurumu, bir Rus füzesinin ülkenin güneyinde bulunan nükleer enerji santralinin yakınından geçtiğini açıkladı. Kuruluş, Rusya’nın bu eylem ile bir kez daha bir nükleer felaket tehlikesine yol açtığını ifade etti. Rusya, Avrupa tarafından tedarik edilen tankları depolayan bir alanı hedef aldığını iddia ediyor, ancak Ukrayna roketlerin hiçbir tankın tutulmadığı bir tren onarım tesisine çarptığını açıkladı. Bu arada Donbas’taki Luhansk bölgesinde şiddetli çatışmalar sürüyor. Luhansk bölge valisi Serhiy Haidai, Severodonetsk’te sokak çatışmaları olduğunu ve Ukrayna güçlerinin burayı geri almasının hala mümkün olduğunu söyledi.
ABD’NİN YAPACAĞI FÜZE YARDIMINA PUTİN’DEN TEHDİT: DOKUNMADIĞIMIZ TESİSLERE SALDIRIRIZ
ABD, Ukrayna’ya HIMARS tipi çoklu roketatar sistemlerini göndereceğini açıklamıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu silah yardımının gerçekleşmesi halinde, Ukrayna’da bazı yeni hedefleri vuracaklarını açıkladı. Dün Rus devlet televizyonunda yayınlanan röportajında açıklamalarda bulunan Putin, ABD Ukrayna’ya Batı üretimi uzun menzilli füze gönderdiği takdirde yeni bazı hedefleri de vuracakları tehdidinde bulundu. Hangi spesifik hedeflerden bahsettiği belirsiz olan Putin, “Eğer bu silahları gönderirlerse, bundan gerekli sonuçları çıkaracak ve imha araçlarımızı, ki bunlardan elimizde yeterince var, henüz saldırmadığımız hedeflere yönelteceğiz” diye konuştu. Putin, Ukrayna’ya bu yönde bir tedariğin savaştaki dengeleri değiştirmeyeceğini söyledi. “Burada yeni bir şey yok” diyen Putin, Ukrayna ordusunun bu silahlara mevcut durumda zaten sahip olduğunu ve ABD silahlarının Rus ordusunun yok ettiği silahların yerini alacağını öne sürdü. Putin, Batı’nın Ukrayna’ya silah tedarik etmekteki amacının, savaşı uzatmak olduğunu savundu.