ABD'nin hesaplarını bozan Hizbullah saldırısı batı basınında: İsrail'in 'siber terörü' uçurumun kenarında bir dans

ABD'nin hesaplarını bozan Hizbullah saldırısı batı basınında: İsrail'in 'siber terörü' uçurumun kenarında bir dans

İsrail'in Lübnan'da başlattığı 'siber saldırı' 'terör' olarak nitelendirilirken yaşananlara batı basınında geniş yer buldu. ABD merkezli The Wall Street Journal gazetesi 'Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan elektronik cihazların patlaması dalgası, daha geniş çaplı bir saldırının habercisi olabilir' dedi. İngiliz The Guardian gazetesi ise İsrail'in saldırılarla ABD'nin hesaplarını bozduğunu belirterek, yaşananların çatışmaları daha büyük alana yayma riski taşıdığına dikkat çekti.

ŞANLI BAHADIR KOÇ

The Guardian’ın dış haberler editörü Julian Borger “İsrail'in Hizbullah'a yönelik çift darbesi uçurumun kenarında bir dans” başlıklı yazısında, İsrail’in Hizbullah’a karşı gerçekleştirdiği iki aşamalı bir operasyonu ele aldı. Yazıda, Lübnan’da bir gün arayla önce Hizbullah yetkililerinin çağrı cihazlarına ardından da telsizlerine yönelik patlamaların, İsrail’in kuzey sınırındaki Şii düşmanının savunmasına ne kadar nüfuz edebildiğini gösterdiği vurgulanıyor. Yazıda, bu operasyonun Hizbullah için tam anlamıyla bir “aşağılanma” olduğu belirtiliyor.

MOSSAD’IN İZLERİ: TAKTİKSEL SÜRPRİZ Mİ, STRATEJİK HAMLE Mİ?

Hizbullah’ın güvenlik açığının iki kez üst üste ve bu kadar kolay ihlal edilebilmesi, örgütün kendi insanlarını dahi koruyamadığını gösteriyor. İsrail bu saldırıların sorumluluğunu üstlenmese de, operasyonun Mossad tarafından gerçekleştirildiğine dair bölgede pek şüphe bulunmadığı ifade ediliyor.

Ancak daha karmaşık sorular operasyonun amacıyla ilgili: Bu saldırılar sadece taktiksel bir sürpriz mi, yoksa daha geniş bir stratejinin parçası mı? Borger, bu olayların Lübnan’da kapsamlı bir savaşın habercisi olup olmadığı ya da böyle bir savaşın yerine geçip geçmediğini sorguluyor.

LÜBNAN’DA YENİ BİR SAVAŞ MI GELİYOR?

İsrail’in Güvenlik Kabinesi’nin son toplantısında, Gazze’ye yönelik savaşı kuzeye genişletme ve Hizbullah’ın kontrolü altındaki güney Lübnan’daki tehditleri ortadan kaldırma kararı alındı.

Bu kararın, 7 Ekim’de patlak veren çatışmalardan sonra Hizbullah ile yaşanan sınır ötesi gerilimler nedeniyle evlerini terk eden 60.000'den fazla İsraillinin dönüşünü sağlama amacını taşıdığı belirtiliyor. İsrail güvenlik mantığına göre, bu kişiler Hizbullah güney Lübnan’da mevzilenmişken evlerine geri dönemez.

Biden yönetimi ve bölgedeki diğer arabulucuların, Gazze’de müzakere edilmiş bir ateşkesin İsrail-Lübnan sınırındaki gerilimi de hafifleteceğini umdukları dile getiriliyor. Ancak şu ana kadar böyle bir ateşkes sağlanmış değil. Aksine, İsrail’in Lübnan’da yeni bir savaş başlatma söylemleri ivme kazanıyor.

NETANYAHU VE GALLANT: SAVAŞ MI, İÇ POLİTİKA MI?

Netanyahu’nun savunma bakanını değiştirmeyi düşündüğü, çünkü mevcut bakan Yoav Gallant’ın Lübnan’da savaşa girme konusundaki heyecanını yitirdiği iddia ediliyor. Yazıda Netanyahu’nun askeri niyetleri ile iç politik ihtiyaçlarının nasıl iç içe geçtiği sorgulanıyor. Borger’a göre, Netanyahu’nun sürekli koalisyonunu koruma ihtiyacı, askeri kararlarını etkileyen bir faktör olabilir.

Lübnan sınırında geniş çaplı bir kara harekâtının başlamasına dair fazla işaret olmadığı ifade ediliyor. İsrail ordusunun Gazze’den kuzeye kaydırdığı birlikler, yorulmuş ve sayıca yetersiz durumda. Yazıda, İsrail’in hava saldırılarını yoğunlaştırabileceği ancak askeri gözlemcilerin çoğunun Hizbullah tehdidinin sadece havadan bastırılabileceğine inanmadığı dile getiriliyor.

HİZBULLAH’IN İÇ BASKISI: NASRALLAH’IN KARŞILIK VERME ZORUNLULUĞU

Netanyahu’nun Lübnan’daki bu küçük ölçekli patlayıcı cihaz saldırılarının, Hizbullah’ın İran destekli lideri Hasan Nasrallah’ın savaşa tam anlamıyla dahil olmaktan kaçınma eğilimini kullanarak, dikkat çekici bir zafer olarak sunulduğu belirtiliyor.

Hasan Nasrallah’ın, geçen ay İsrail’e yönelik gerçekleştirilen büyük çaplı füze ve drone saldırılarının başarısını abartarak, örgüt içindeki baskıyı hafifletmeye çalıştığı iddia ediliyor. "Nasrallah, takipçilerini İsrail’e karşı büyük bir başarı kazandığına inandırmaya çalıştı." Ancak Nasrallah’ın, şimdi kendi örgütüne benzer bir zafer sunma baskısı altında olduğu belirtiliyor.

SHİN BET’İN SUİKASTI ÖNLEMESİ: YENİ BİR KRİZ EŞİĞİ

Shin Bet’in bu hafta Hizbullah’ın, İsrail’in eski bir üst düzey güvenlik yetkilisini öldürme planını bozduğunu açıklaması üzerine, böyle bir suikast girişimi başarılı olsaydı İsrail içinde Hizbullah’a karşı kapsamlı bir müdahale çağrılarının ciddi şekilde artacağı vurgulanıyor.

SAVAŞA SÜRÜKLENEN BÖLGEDE KONTROL KAYBI RİSKİ

Yazıda, Hizbullah’ın İsrail’e karşı İslami direnişin öncüsü olarak itibarını korumaya ihtiyacı olduğu, Netanyahu’nun ise sürekli bir savaş hali yaratarak seçim tehdidini ötelemeye ve yolsuzluk davalarından kaçınmaya çalıştığı ifade ediliyor. İki taraf da geniş çaplı bir savaşı tetiklemek istemese de, olayların kendi dinamikleri içinde kontrol edilemez hale gelme riski taşıdığı dile getiriliyor.

FİNANCİAL TİMES: ÇÖZÜM VAR AMA NETANYAHU İSTEKSİZ

Bu arada Financial Times da bugünkü başyazısında konuyla ilgili şu yorumu yaptı: “Hizbullah çatışmasına diplomatik bir çözüm yolu bulunuyor: ABD'nin önerdiği bir anlaşma, Hizbullah’ın sınırdan geri çekilmesini, bölgesel anlaşmazlıkların çözülmesini ve İsrail’in Lübnan üzerindeki uçuşlarını durdurmasını içeriyor. Ancak bu anlaşma, İsrail ve Hamas’ın rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’de bir ateşkes konusunda anlaşmalarına bağlı. Yine de Netanyahu, hayatta kalması için kritik olan aşırı sağ müttefiklerini yabancılaştırmaktan çekinerek bu anlaşmayı kabul etmeye isteksiz. ABD’nin saldırılar karşısındaki sessizliği ve İsrail’e ateşkesi kabul etmesi için baskı yapmaması, Netanyahu'yu daha da cesaretlendiriyor. Ezeli düşmanlarla anlaşmaya varmak her zaman zor bir durumdur -7 Ekim’de yaşanan dehşetlerden sonra İsrailliler için daha da zor. Ancak kalıcı bir çatışma hali, İsrail ve bölge için yıkıcı olur. Korkulan ise, Netanyahu'nun giderek bu yolu tercih ediyor gibi görünmesi.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN