Devlet bir daha bir daha düşünsün
Televizyon ekranlarında maç yorumları veya İdlib tartışmaları yapılırken geldi şehit haberleri.
9 şehit. 22 şehit. Sonra 33 şehit.
Eyvah!
Rakam değil bunlar. Başka bir şey.
Acının kara bir afet gibi üzerinize inmesi.
Şehidin eşi var, bebeği var, annesi, babası var.
Gelmeyecek bu ramazan, gelmeyecek bu bayram.
Kurulan sofraların hiçbirinde; iftar sofralarının, bayram sofralarının hiçbirinde yok artık o oğul.
Babam bir bayram Artvin’de yalnız kalmış.
Komşuları, yaşları kemale ermiş bir anne-baba.
Şehit annesi ve şehit babası.
Oğulun şehit olmasından sonraki ilk bayram.
O bayram sabahı bir ağlamışlar, bir ağlamışlar.
Yani ağır bir şey, taşıması kolay değil.
O gece, o acıdan hisse almayan, boş kalmış, hüzünlü sofraları hatırına getirmeyen bir hane yoktur Türkiye’de.
Hüzün, bütün meclislerin ortasına düşmüştür.
Ben o akşam kendi oturduğum masadan biliyorum.
Konuşamazsınız, bir şey diyemezsiniz.
Yüzünüz düşer, içiniz yıkılır...
Diplomasiyi, siyaseti, gazeteciliği kaldır at bir tarafa.
Biter siyasetin numaraları, gazeteciliğin incelikleri.
Bitmesi lazım.
Bunun siyaseti olur mu artık?
Oluyor ama... Yapan yapıyor.
Kimse yapacağı siyasetten geri kalmıyor.
İleri geri konuşuyorlar ekranlarda.
Oysa düşünmeleri beklenirdi. Bilmeleri gerekirdi.
Şehit haberinden politika üretmek, muarız veya muvafık tezler geliştirmek hiç insani değil.
Acıların üzerine inşa edilecek bir siyaset ondurmaz.
***
Suriye’de karmakarışık bir denklemin içindeyiz şimdi.
Yüzlerce kördüğümden oluşan bir yumak.
Bu yumağı yapmak büyük bir maharet gerektirmez.
Ama çözmek, açmak, az bir sabırla, az bir akılla mümkün değildir.
Devlet aklı diyoruz ya...
Adeta kutsi bir kuvvet izafe ediyoruz devlet olarak tezahür eden kolektif olduğunu, birçok aklın, fikrin birleşmesinden teşekkül ettiğini varsaydığımız o yüksek akla.
Eğer varsa, devredeyse o yüksek akıl, belki bir yol bulunur.
Ya da o kördüğümü bir operasyonla söküp atacak bir deha.
Basmakalıp politikalarla, retorikle, lafla içinden çıkamayız bu açmazın.
Öyleyse devlet bir daha, bir daha, bir daha düşünsün.
Yanlış iliklediğimiz ilk düğmeden itibaren her şeyi, yeniden.
Bütün yanlışları başkalarının yapması imkansız, arada biz de yanlış yapmışızdır.
O yanlışları bulsun ve düzeltsin.
***
Biz, Suriye’de rejim ateşi altındaki insanlara kapımızı açtık.
Bu faziletli bir davranış.
Başka türlü davransaydık, onları katil bir rejimin insafsızlığına terk etseydik, bir gün yaptığımızdan utanırdık.
Utanır mıydık?
Yeterince arsızlaşırsan utanmazsın.
Mesela Aylan bebeği sadece bir tartışmanın içinde etkileyici bir tez olarak görürsün, kullanır bırakırsın.
İnşallah kalbimiz hiçbir şeyden utanmayacak kadar kararmaz.
Beş milyonu aşkın muhacir var Türkiye’de.
Dünya söz ile takdir ediyor fakat hiç kimse elini taşın altına koymuyor.
Türkiye, İdlib’deki rejim vahşetinin sebep olabileceği insani felaket hakkında bir fikir vermek için daha önce kapalı tuttuğu hudut kapılarını gevşetti.
Böyle bir tasarruf Avrupa’yı düşünceye sevk edebilir.
Belki bu sayede Avrupa’da birkaç kişi Suriye meselesini ciddiye alabilir.
Yine de dengeyi korumak, muhtemel yan etkileri dikkate almak lazım.
Aynı tasarruf Avrupa’da zaten eksik olmayan Türkiye antipatisini arttırabilir.
Bir hassas nokta daha. Buna bir ara İçişleri Bakanı Süleyman Soylu temas etmişti.
Kapılarımızın dışarıya açık olması Türkiye’yi Asyalı, Afrikalı sığınmacılar için cazip bir geçiş ülkesi haline getirebilir.
Kapılardan çıkıp gidenlerden daha fazlası, Avrupa’ya geçiş fırsatı kollamak için Türkiye’ye akın edebilir.
Devlet aklı bu hassas noktaları mutlaka dikkate alıyordur, gerekeni mutlaka yapıyordur diyebilir miyiz?
Bu soruya ‘evet’ demek isterdim.
Ama bunca menfi tecrübeden sonra maalesef diyemiyorum.















16.15, kesinlikle kayılıyorum. Şiddetten nefret ederim ama bazıları dayaklık. Bir yalan, iki yalan, üç yalan ama dördüncüsünde bazı sorumsuzların, “eşek sudan gelene kadar” dayağa ihtiyacı var! Yüzsüzlüğün ve utanmazlığın bile bir haddi var! Yeter be kardeşim! Vicdansız kardeşim! Allah’tan kork!
Yanıtla (0) (0)Mehmet İlhan bir şeyi unutmuşsun.Esadı devirme hayali ile iç savaşta taraf olup,açık kapı politikası uygula,hırlısı,hırsızı,katili, teröristi sınırdan içeri girsin.Sınırların yol geçen hanına dönsün.Sonra da şehirlerimizde bombalar patlasın.Sen yine başkalarını suçla.Sen unutmuş olabilirsin ama biz unutmadık.
Yanıtla (0) (0)Düşünmesi gerekenin bir daha bir daha düşünmesi için önce vatandaşın düşünmesi ve “yürü kim tutar seni gazından” vazgeçmesi ve makulü ve en az zararla soruna çözüm bulunmasını talep etmesi lazım. Bizimkiler ne yapılırsa alkışlıyor. Sonumuz hayrolsun...
Yanıtla (0) (0)Idlibe okcular gitsin.orhan gencebayda batsln bu dünyayl söylesin.
Yanıtla (0) (0)Suriye'de kaybedeceksiniz. Çünkü Allah yalancıların tarafında olmaz. Esad'ın ülkesindeki ayaklanmaları bastırmak için harekete geçtiğini, ışıd pyd gibi çetelerin ise ABD üretimi olduğunu,Reyhanlı, reina, Ankara saldırılarını bunların yaptığını biliyoruz. Allah'da biliyor. Allah yalancıları zafere ulaştırmaz.
Yanıtla (0) (0)İkide bir yok reina'da patlayan bomba, ankara da patlayan bomba, vallahi, kuran-ı kerim beni çarpsın ki sizi tanısam döverim. Yalancı olduğunuz için. Bu bombaları Esad'mı patlattı. Yoksa ABD'nin paralı çetesi işid mi patlattı. Bu kadarda düşüncesiz olamazsınız.
Yanıtla (0) (0)Suriye rejimi ve Esad Türk topraklarına saldırmadığı müddetçe suriye'de yapılan her iş gayrımeşrudur. Haklılığı olamaz
Yanıtla (0) (0)Bizim tanıdığımz Yusuf Ziya Cömert nereye gitti ..... bencede yazık.. davutoğlu perspektifi ile bir yere varamazssınız
Yanıtla (0) (0)Hendek Savaşları: Suriye’de sözde Kanton ilan eden PKK, aynı yönetimi Türkiye’de kurmak için 8 Ağustos 2015’de Hendek savaşlarını başlattı. Cizre, Şırnak, Sur, Silopi, Yüksekova, Nusaybin ve Dargeçit’te hendekler kazıp kalkışma girişiminde bulanan PKK ile aylarca süren mücadele sonunda 249 güvenlik görevlisi şehit oldu. PKK eğer başarılı olsaydı Suriye ile Türkiye’deki terör koridoru birleştirilecek, Türkiye bölünecekti. Son söz: Türkiye, Suriye’de değildi. Ama Suriye, Türkiye’nin içindeydi.
Yanıtla (0) (0)İstanbul Reina saldırısı: 2016’yı 2017’ye bağlayan yılbaşı gecesi 1 Ocak 2017 tarihinde DEAŞ’lı terörist Maşaripov’un Reina gece kulübüne yaptığı silahlı saldırı sonrasında 39 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. Ne oldu? Siviller başta olmak üzere 417 kişi hayatını kaybetti, bin 168 kişi yaralandı.
Yanıtla (0) (0)Ankara Güvenpark: 13 Mart 2016 tarihinde Kızılay Güvenpark’ta Çevik Kuvvet ekibi ve sivil vatandaşları hedef alan intihar saldırısında 38 kişi hayatını kaybetti, 125 kişi yaralandı. İstanbul Sultanahmet: 12 Ocak 2016’da Sultanahmet Meydanı’nda turistleri hedef alan intihar saldırısında 12 kişi hayatını kaybetti. İstanbul Beşiktaş: 10 Aralık 2016’da İstanbul Beşiktaş’ta Beşiktaş-Bursaspor maçı çıkışında Vodafone Park ve Maçka Demokrasi Parkı içinde gerçekleştirilen iki ayrı bombalı intihar saldırısında 38’i polis olmak üzere 48 kişi yaşamını yitirdi, 166 kişi yaralandı.
Yanıtla (0) (0)Suruç: 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta düzenlenen bombalı intihar saldırısında 34 kişi hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi yaralandı. Ankara Garı: 10 Ekim 2015’te Ankara Garı kavşağında Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül bombalı intihar saldırısı gerçekleştirildi. 109 kişi hayatını kaybetti, 500 kişi yaralandı. Ankara Merasim Sokak: 17 Şubat 2016’da Merasim Sokak’ta askeri servis araçlarına bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda 29 kişi yaşamını yitirdi, 61 kişi yaralandı.
Yanıtla (0) (0)'SURİYE'DE NE İŞİMİZ VAR' DİYENLERE Ateş düştüğü yeri yakıyor. Şehit cenazelerinde yüreği yanan anneleri, babaları, eşleri, çocukları ve kardeşleri gördükçe yüreğimize kan damlıyor. Şehit aileleri metanetini korumaya çalışıyor ama birileri “Suriye’de ne işimiz var?” diye yaraları kaşımakla uğraşıyor. Peki o zaman, bakalım Türkiye, Suriye’de değilken ne olmuştu? Reyhanlı: 11 Mayıs 2013’te Reyhanlı Hatay’da düzenlenen iki ayrı bombalı saldırıda 52 kişi öldü, 146 kişi yaralandı. Gaziantep: 20 Ağustos 2016 tarihinde Gaziantep’te DEAŞ’ın kına gecesine düzenlediği canlı bomba saldırısında 56 kişi
Yanıtla (0) (0)500 milyar dolardan fazla borçlanmışsın üstüne üstlük 4+ milyon Suriyeli alıp onlara 40+ milyar dolar harcamışsın.Allah akıl fikir versin! Allah milletimize de bütün bu olup bitenlere dayanma gücü versin
Yanıtla (0) (0)"devlet aklı" geriye bakmadan ileriye doğru koşarken değil ama önüne bakıp ilk adımları atarken olsaydı bugün bunları konuşmamıza gerek kalmazdı.bu nedenle bendeniz bu noktada böyle sözleri anlamsız ve boş buluyorum.ve türkiye ensar olmadığı gibi gelenlerde muhacir değildir.burada muhacır lafını ileri geri yerli yersiz kullanan birinden kurtulmuşken sizinle karşılaşmak hoş değil.
Yanıtla (0) (0)O yanlışı düzeltmenin iki yolu var,sayın Cömert,1-Ya rejimle masaya donanımlı oturacağız,ateşkesden sığınmacılara kadar bütün konularda tam mutabakat sağlayıp,2011 öncesine döneceğiz yada 2-sığınmacılarda askere elverişli olanları eğitip,donatıp kendi ülkeleri için cepheye göndereceğiz.
Yanıtla (0) (0)Niye Müslüman Ülkelerde kaçıyoruz.
Yanıtla (0) (0)Düşünecek olan bir devlet mi, bir kişi mi? “Kişi”yi gaz vererek destekleyen içteki “hayalci akıl küplerine” bir şey yazın doğrudan. Direkt olarak seslenmezseniz anlamazlar. Düşünce ve düşünme kapasitesi, “tabur dur, Kandıralı sen de dur” düzeyinde. Akılları fikirleri “fetihte” ama elin adamları ülkemizi adım adım fethetiyorlar ama farkında bile değiller. Vicdan ve merhamet de sadece kelime olarak var, anlamımı kaybetmiş bu güruhta...
Yanıtla (0) (0)Yazık ki çok yazık : Şu yazınıza yazık demekten başka bir şey demiyorum . Derim ama kalbiniz kırılır.
Yanıtla (0) (0)Savaş ve başkanlık sistemi destekçisi olanlar Cumhurbaşkanının Suriye ile savaşa girme yetkisi yok.Herşeyi halkın çoğunluğunun oyuna göre meşrulaştıran Cumhurbaşkanlığı bu savaş ile ilgili bir referandum yaparsa ki anket yaptırıyordur.Tokat gibi cevabı gelir.Milletinize hizmet etme erdemini bırakıp kendi milletinize ve diğer milletlere hükmetme hastalığına kapıldınız.Yazık !
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar, hafızasını kaybedenler kısa zamanda düşünme yeteneğini de kaybeder. Suriye olayı patlak vermeden önce Obama, Suriye'ye girelim Esat'ı devirelim anlamında bir konuşma yaptı! O dönemdeki ABD Genelkurmay Başkanı General Martin dedi ki, "ordumuz Suriye'ye giremez, girerse çıkamaz. Suriye Irak'a benzemez" Obama onu görevdn mi aldı? Hayır! Kapat çeneni mi dedi? Hayır! Peki dedi ve daha önemlisi görev süresini bir dönem daha uzattı! Çünkü orada demıokrasi var! Irak'ta Coniler ölmeye başlayınca Helga sokağa çıktı Newtork'ta! Obama'nın ödü koptu! Hemen askerini çekti! AKIL HAZİNEDİR..
Yanıtla (0) (0)"Şehidin eşi var, bebeği var, annesi, babası var." yanlış buradan başlıyor, savaş meydanına iki eli bir başı olan gönüllüleri göndermek lazım yeni evli yeni nişanlı olanı değil,
Yanıtla (0) (0)07 12 sabır - Savaş kaçınılmazdı öyle mi? Suriye ordusu Hatay'a mı girmişti? Esat'ın uçakları Gaziantep'e bomba mı atmıştı! Kafanı kuma gömersen sadece karanlıkları görürsün! Hafızanı yokla ve KARDEŞİM ESAT İLE ELELE VERDİK SINIRDAKİ MAYINLARI KALDIRDIK sözünden kısa süre sonra Mekke camisi histerisi doğdu! Aslında ABD emrindeki adamlarına Suriye'ye girin Coni'nin hayatı kıymetli, o ölürse ben Helga'ya hesap veremem dedi! Kumdan çıkar kafanı ve sayın yazarın sözlerini bir daha düşün. Hafızan zayıfsa google gir ve sor o günlerde neler olmuş? İşkembeden yorum yapma, beyinden yap lütfen!
Yanıtla (0) (0)Dünyada şimdi zor zamanlar. Hızlı nüfus artışı nedeni ile geri kalmış ülkeler başta her yerde ciddi niteliksiz yığınlar oluşuyor. Bu ırkçı ve cahil bir ortam hazırlıyor. Niteliksiz yığınlar savaşlar nedeni ile giderek artan ölçüde göç ediyorlar. Masum gençlik yeterli eğitim ve gelişme ortamı bulamayınca adi suçlar ortamının büyümesine sebep olabiliyorlar. Meksika’da bu suç ortamı onbinlerce insanın ölümüne neden olam bir suç kaosunda ki bu savaş kayıplarının üstünde.
Yanıtla (0) (0)Yusuf bey,savaşta olduğumuzu unutmuşsun.İslam tarihinde uhut savaşın da müslüman orduları hata yaptılar diye anlatılır.Ama hiç kimse o gün bunu eleştirmediler..Bu yazılarınız ibretlik oluyor.Bu savaş kaçınılmazdı.Yapılıyor.Ordumuzu ve milletimizi demorilize etmeye hakkınız yok.
Yanıtla (0) (0)Sınırlarıından 4 milyon sığınmacının sokulmasına ilk defa Türkiye izin vermiştir. Hiçbir Avrupa ülkesi sığınmacıları başıboş bırakıp bütün şehirlere dağılmalarına gözyummaz. Esas olarak kontrol altında tutulan kamplarda kalırlar.Oturma izni çıktıktan sonra hareket hakkına sahip olabiliyorlar. İstanbul’da 600 bin Suriyeli olduğu söyleniyor. Zeytinburnu bölgesi tamamile dolmuş durumda. Çok şükür insanlar arasında kavga dövüş çıkmıyor. Belki de bu sakinlik bizim misafirperverliğimizden ileri geliyordur. Tamam! Memleketindeki zulmden kaçıp geldikleri biliniyor. Fakat çoğu genç insanlar.
Yanıtla (0) (0)