Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeytin dalı Harekatı’nın o bölgenin kendi halkının refahı için yapıldığını söyledi. Erdoğan “Bu harekat sınır güvenliği kadar bin yıllık komşuluğumuzun gereğidir. Ülkemizde kamplarda, konteyner kentlerde kalan 3.5 milyon misafir ilelebet buralarda kalmayacak elbet. Bu insanlar evlerine dönene dek mücadelemiz sürecek” diyerek Türkiye’nin bakışını dünyaya ilan etti.
HABER MERKEZİ / İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’de PYD bölgesinin temizlenmesi için başlatılan ve dün 5’inci günü tamamlanan Zeytin Dalı Harekatı’nın o bölgede evlerinden olan insanlar için yapıldığını söyledi. Erdoğan “Önce teröristlerin kökünü kurutacak, sonra da orayı yaşanabilir hale getireceğiz. Kimler için? Misafir ettiğimiz 3.5 milyon Suriyeli için” ifadelerin kullandı. Beştepe’de 44’üncü Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Erdoğan’ın gündemi Zeytin Dalı Harekatı’ydı:
ADIM ADIM AFRİN’E: “Türk Silahlı Kuvvetlerine ait birlikler ile ÖSO unsurları adım adım Afrin’i kontrol altına alıyor. Son bir kaç yılda 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silahla donatılan terör örgütünün son mensubu da etkisiz hale getirilene kadar bu operasyon devam edecektir. Bin yıllık komşuluk ve kardeşlik hukukumuzun gereği olarak bölgeyi adı DEAŞ ister PKK veya onun uzantıları olsun, hiç fark etmez, tüm terör örgütlerinden arındırmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz.”
TAHAMMÜL ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ: “Gözümüzün içine bakıla bakıla yalan söylenmesine tahammül etmek zorunda değiliz. Fırat Kalkanı Harekatı’nda 3 bini aşkın DEAŞ’lı ve yüzlerce PYD/YPG’liyi etkisiz hale getirdik. Altyapısıyla, eğitimiyle, sağlığıyla tüm belediye hizmetleriyle ayağa kaldırdığımız 2 bin kilometrekarelik alana yüz bine yakın kardeşimiz geri dönüp normal hayatını sürdürmeye başladı.”
ŞİMDİ DE AYNISI OLACAK: “Afrin’de de aynısı olacak. Önce teröristlerin kökünü kurutacak, sonra da orayı yaşanabilir hale getireceğiz. Kimler için? Misafir ettiğimiz 3.5 milyon Suriyeli için. Suriyelileri anavatanlarına geri göndereceğiz. Sürekli olarak çadırda, konteynerlerde, buldukları yere iskan edecek halimiz yok.”
YPG DEAŞ İŞ BİRLİĞİ: “Bölücü örgüt, güya hapishanelerde tuttuğu DEAŞ’lıları bize karşı beraberce savaşmak üzere salıvermiş. Çünkü bunların birbirinden farkı yok. Al PYD’yi vur DEAŞ’a. Al YPG’yi vur DEAŞ’a, DHKPC’ye. Hepsi aynı. Her iki örgütün de ipini elinde tutanlar, işlerine geldiğinde birini, işlerine geldiğinde ötekini öne sürüyor.”
DEAŞ REZERVLERİNİ VURUYORUZ: Rakka’da kuşatılıp kolayca imha edilebilecek olan DEAŞ’lılar kamyonlarla oradan çıkartılarak, çeşitli bölgelere dağıtıldı. Bunların bir kısmının da ülkemize yönelik eylemler için rezervde tutulduğunu gayet iyi biliyoruz. Afrin’e yaptığımız operasyon, aynı zamanda işte bu rezervin bir kısmını da ortadan kaldırmaya yöneliktir.
268 PYD’Lİ ETKİSİZ HALE GELDİ: “Her mücadelenin bir bedeli var. 2015 yılı Temmuz ayından beri terörle mücadelede sınırlarımız içinde binin üzerinde şehit verdik. Fırat Kalkanı Harekatı’nda da 22 şehit verdik. Zeytin Dalı Operasyonu’nda ÖSO ve bizim şehitlerimizle beraber 7-8 şehidimiz varsa, 4 gün içerisinde karşı taraftan da 268 kişi etkisiz hale getirildi. Ya çekip gidecekler ya çekip gidecekler. Bunun başka çaresi yok.”
DERDİMİZ TOPRAK DEĞİL: “Bizim derdimiz oranın toprakları değil, orada adaletin tesisidir. Bizim derdimiz, 3.5 milyon Suriyeli benim ülkemde yaşıyor, bu insanların kendi topraklarına dönüşünü sağlamaktır. Nasıl Bab, Cerablus, bu bölgeye yüz bine yakın insan dönüp yerleştiyse inşallah Afrin, İdlib ve Münbiç’e de yine dönüp oraya asıl oranın sahiplerinin yerleşmesini sağlamaktır.”
OBAMA BİZİ ALDATTI
Obama dönemindeki harekatın adının da “Zeytinlik” olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Sayın Obama döneminde bizim bir de Zeytinlik Harekatı vardı. Zeytinlik harekatında da ne yazık ki Obama orada bizi aldattı. O harekat Münbiç’i teröristlerden temizleme harekatıydı. Sözünde durmadı. Defalarca kendisiyle görüşmemize rağmen, biz üzerimize düşeni yaptık ama onlar yapmadılar. Münbiç yüzde 95 ile Araplarındır. Orada Kürt yoktur ama sözlerinde durmadılar çünkü hesap başkaydı. Hesap, orada yeniden bir terör devleti oluşturmanın hesabıydı. Adını Kürt Devleti koyuyorlardı. Burada Kürt yok ki yüzde 95 Arap var. Aynısını Kobani’de yaptılar. Onları, oradan kovdunuz, oraya da yine aynı şekilde terör örgütünün mensuplarını yığdınız.”
ALMANYA NASIL BİR DEVLET
Erdoğan, Almanya’nın Hannover-Langenhagen Havalimanı’nda, izinsiz gösteri yapan terör örgütü PYD/PKK yandaşlarının Türk yolculara saldırdığını anımsattı. Türkiye’ye dönecek yolcuların havalimanında dövüldüğünü aktaran Erdoğan, şöyle konuştu: “Tekme tokat, ellerindeki sopalarla, çeşitli araçlarla dövmeye yöneliyorlar ve Alman polisi izliyor, seyrediyor. Böyle güvenlik olabilir mi? Bu senin en güvenli olduğun yer. Neresi? Havalimanı. Havalimanında bu yapılıyor, bunlara müdahale yok. Nereye kadar, nasıl olacak bu? Söylediğimiz zaman da ‘doğru değil ha, olmuyor ha.’ Bu güne kadar zaten bunları hep yuttuk, yuttuk. Hep söylenen şey, ‘Yargı var, hukuk var.’ Tamam da bu nasıl yargı, bu nasıl hukuk? Oradaki yolcunun yol güvenliği yoksa sen nasıl devletsin, sormazlar mı?”
SİLAHLARI TOPLAYIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında, Trump’ın talebiyle gerçekleşen telefon görüşmesinde, Erdoğan, Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatı’nı uluslararası hukuk temelinde ve meşru müdafaa hakkı uyarınca gerçekleştirdiğini vurguladı. Erdoğan’ın, Türkiye’nin kendi ulusal güvenliği için Afrin’i terör unsurlarından arındırmayı hedeflediğini ifade ettiği görüşmede, terörle mücadelede ikili iş birliğinin önemi üzerinde duruldu. Cumhurbaşkanı, terörle mücadele çerçevesinde PYD/YPG’ye ABD’nin silah desteğine son vermesi gerektiğine tekrar dikkati çekti. Görüşmeye ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre ise Trump’ Erdoğan’a Afrin’de tırmanan şiddetten duyduğu kaygısını ileterek bunun iki ülkenin Suriye’deki ortak çıkarlarını zayıflattığını söyledi. Türkiye’ye gerilimi tırmandırmama, askeri operasyonlarını sınırlı tutma, sivil kayıpları önleme çağrısı yaptı. Türk Amerikan güçleri arasında bir çatışma riskini engellemek için Türkiye’nin ihtiyatlı davranmasını istedi. İki ülkenin ve bütün tarafların DEAŞ’ı uzun vadeli bir yenilgiye uğratma hedefine odaklanması gerektiğini yineledi.