15 Temmuz’da Darbeci general Semih Terzi’yi vurarak darbenin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’in şehit edilmesiyle ilgili iddianamede bir ilk gerçekleşti. Ankara Başsavcılığı FETÖ için ilk kez ‘terör örgütü’ tanımlaması yapılan 26 Mayıs 2016 tarihli MGK kararını delil olarak dosyaya koydu.
HİLAL ÖZTÜRK
Şehit Ömer Halisdemir iddianamesinde bir ilk gerçekleşti. Ankara Başsavcılığı FETÖ/PDY’nin bir terör örgütü olduğunu ‘resmi belgelerle’ delillendirmek adına örgütle ilgili MGK’da alınan kararları da iddianameye koydu. MGK’da FETÖ ile ilgili 26 Şubat 2014’ten 26 Mayıs 2016 tarihine kadar alınan 14 karar aktarıldı. İddianamede, ‘MGK’nun FETÖ Hakkındaki Değerlendirmesi’ başlığıyla verilen bölümde şöyle denildi: “Süreç içinde Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından FETÖ/PDY’nin milli güvenliği tehdit ettiğine, bir terör örgütü olduğuna ve diğer terör örgütleri ile işbirliği yaptığına dair kararlar verilmiştir. Bu bağlamda MGK Genel Sekreterliği tarafından Kurul toplantılarına ilişkin basın duyurularının FETÖ/PDY ile ilgili değerlendirme yapılan kısımları şöyledir.”
İddianamede yer verilen MGK kararlarında, FETÖ ile ilgili değerlendirmelerin 26 Şubat 2014 yılından itibaren ‘halkın huzurunu ve ulusal güvenliği tehdit eden yapılanma’, ‘devlet içindeki illegal yapılanma’, ‘paralel yapılanma’, ‘paralel devlet yapılanması’ ve ‘terör örgütleriyle işbirliği içinde hareket eden paralel devlet’ ifadeleri kullanıldığı görülüyor. Kararlarda ‘Terör örgütü’ ifadesinin 26 Mayıs 2016 tarihli MGK toplantısına kadar kullanılmadığı dikkat çekiyor.
‘MİLLİ GÜVENLİĞİMİZİ TEHDİT EDEN BİR YAPI’
MGK toplantılarında 26 Şubat 2014’ten itibaren başlayarak 24 Mart 2016’ tarihli toplantıya kadar gerçekleşen 13 MGK’da FETÖ/PDY ile ilgili kararlar alınmış ve bu terör örgütüyle yapılacak mücadalenin kararlı bir şekilde süreceği belirtilmiş. Ancak toplantı sonrası açıklanan kararlarda ‘Paralel Devlet Yapılanması’ tanımı geçerken ‘Paralel Devlet Yapılanması-Terör Örgütü’ tanımı ilk kez 26 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşen MGK’da kullanılıyor. 26 Mayıs 2016 tarihli MGK taplantsında alınan karar Genel Sekreterlikçe şöyle açıklanıyor: “Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanması amacıyla yürütülen faaliyetler, terör ve teröristle mücadelede gelinen aşama, millî güvenliğimizi tehdit eden ve bir terör örgütü olan paralel devlet yapılanmasına karşı alınan tedbirler görüşülmüştür.”
PARALELCİLERİ MİT’E ‘YEĞEN’ DEŞİFRE ETTİ
FETÖ’nün gizli haberleşme ağları ByLock ve Eagle’nin, İzmir’de itirafçı olan ‘Yeğen’ kod adlı gizli tanığın ifadesiyle deşifre edildiği ortaya çıktı. Her şey, darbe kalkışmasından 5 ay önce; Şubat 2016’da ‘Yeğen’ kod adlı gizli tanığın ifadesiyle başladı. Savcılığa ve İzmir TEM‘e ifade veden veren gizli tanık, “FETÖ, ByLock isminde özel bir haberleşme sistemi kullanıyor diyerek” örgütün şifreli yazışma programlarını açıklayan ilk kişi oldu. Örgütün iç yüzünü ve sistemini de anlatan gizli tanık, daha sonra bu bilgileri MİT ile paylaştı. MİT’de, daha sonra da gizli tanığın bilgileri doğrultusunda örgütün haberleşme ağına girmek için yoğun çalıştı. MİT, çalışmalar sonucunda ise örgütün şifreli yazışma programlarının içerisine girerek, tek tek mesajlara ulaştı. ByLock’un içeriğini çözen MİT, ortaya çıkardığı örgüt üyelerinin isimlerini 81 ildeki savcılık ve emniyetle paylaştı, ardından seri operasyonlar başladı. Emniyet ve savcılık kaynaklarına göre, gizli tanığın devletin bekasını ilgilendiren ve devletin bekasını kurtaran çok önemli bilgileri de verdiği öğrenildi.
AYAKKABI TOPUĞUNDA OPERASYON PLANI
Bursa’da hazırlanan FETÖ iddianamesine delil olarak giren ihbar mektubunda, MİT’e yönelik planlanan operasyonla ilgili bilgiler dikkati çekti. Bursa Başsavcılığına hitaben EGM’ye gönderilen, kentteki FETÖ içinde yer alan bazı emniyet personeli ve yargı mensuplarının örgüt adına işledikleri suçların yazıldığı ihbar mektubunda, şu ifadeler yer aldı: “Sürekli olarak TSK ve MİT personelini izlemişlerdir. 2010 yılında kendilerine uymayan MİT başkanını tutuklamak amacıyla Bülent Arınç’a eylem yapacakları iddiasıyla başkan ve 10 MİT mensubunu gözaltına almaya çalışmışlar ancak MİT’çilerin silah çekip restleşmeleri üzerine ülke çapında sansasyonel silahlı çatışma olacağından korkup serbest bırakmışlardır. Bu olayda Bülent Arınç’ın akrabasının evini gösteren krokinin bulunduğu, koruma otosunun plakalarının içinde olan flash bellek gözaltı işleminden sonra bir MİT görevlisinin ayakkabı topuğuna gizlenmiş şekilde konulup, sonra bulunacaktı. Bu operasyon için gerekli geçmiş tarihli izleme, dinleme ve gözaltı kararları Bursa’daki savcıya imzalatılmıştı.”
YAYINI KESEMEYİNCE TÜRKSAT’I BOMBALADILAR
TBMM Darbe Komisyonu, cuntanın bombaladığı ve 2 çalışanını şehit veren Türksat’ı ziyaret etti. Türksat Yönetim Kurulu Başkanı ve Milli Savunma eski Bakanı Vecdi Gönül tarafından karşılanan komisyon üyelerine Türksat Genel Müdürü Cenk Şen kalkışma gecesi yaşananları yaptığı sunumla anlattı. Cenk Şen, şöyle konuştu: “Saat 22.15’te kalkışmanın haber alınması üzerine tüm personeli kampüse çağırdık. Konya yolundan geleceklerini değerlendirerek, yolu itfaiye aracı ve kepçe koyarak kapattık. 00.14’te korsan bildirinin okutulması üzerine Türksat 4A ve 3A uydularını ardından da çeşitli yöntemlerle TRT’nin yayınını kestik. Saat 00.47’de helikopterle gelerek 14 kişilik bir timi nizamiyenin önüne indirmişler. Nizamiyeye giden Direktör Ahmet Özsoy ve çalışan Ali Karslı’yı tarıyorlar.” Türksat’ın 4 kere bombalandığını, ilk bombanın saat 03.12’de atıldığını kaydeden Şen, şu ifadeleri kullandı: “Birinci bomba büyük anteni yakınındaki binaya isabet ediyor. Ele geçiremedikleri istasyonu bombalamaya karar veriyorlar.” Vecdi Gönül ise darbecilerin ilk saldırıda ATAK helikopteri kullandığını söyledi.