Finans çarkının dönmesi için sürekli yabancı sermaye girişine ihtiyaç duyan Türkiye’de yılbaşından bu yana sadece finansal piyasalardan 10 milyar dolarlık sermaye çıkışı oldu. Küresel sermayenin yatırım kararında belirleyici olan MSCI da 2020 raporunda, uygulanan ekonomi politikalarına işaret ederek ‘Piyasaya erişim bozuldu. Türkiye yatırım endeksinde alt lige düşebilir’ diyerek bugünkünden daha olumsuz bir tablo uyarısında bulundu.
Yabancı yatırımcılar Türkiye piyasalarından her fırsatta çıkış yapmaya devam ediyor. Azalan rezervler karşısında swap arayışları ile döviz açığı kapatılmaya çalışılıyor. Koronavirüs salgınıyla birlikte tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de derin ekonomik yaralar açıldı. Özellikle ülke içinde nakit akışının sağlanması için para basılması ihtiyacı doğdu. Koronavirüsün getirdiği olumsuz ekonomik ve finansal gelişmelere paralel olarak Türk Lirası’nın yıl başından beri dolara karşı yüzde 13 değer kaybetmesi, Türkiye’deki düzenleyicileri kurun hareketini kısıtlamaya yönelik önlemler almaya itti. Olağan üstü bu durum karşısında neredeyse birçok ülke para basmaya yönelirken, karşılığını da doldurması bekleniyordu. Fakat, Türkiye para basmanın karşılığını döviz ile dolduramadı. Elindeki olan rezervlerin gün geçtikçe erimesi yabancının panik yapacak kaçmasına neden oldu. Hükümet tarafından TL’ye getirilen likidite sınırlamaları da bazı yabancı bankların -ki bu bankalar ülkenin swap köprülerinden biri- TL cinsinden işlemleri askıya almasına yol açtı.
Merkez Bankası verilerine göre, yabancı yatırımcıların yıl başından bu yana toplamda 10 milyar 970 milyon dolarlık finansal varlık satışı yaptığı görülüyor. Bunun sadece 3 milyar 924 milyon dolarlık kısmını hisse senetleri oluştururken, 7 milyar 046 milyon doların da devlet tahvillerinden (DİSB) çıkış yaptığı görülüyor. Son 3 aylık dönemde ise (Mart-12 Haziran) toplamda yabancıların 7 milyar dolara yakın satış yaptığı Merkez Bankası kayıtlarında mevcut. Öte yandan yılın ilk 4 ayında ödemeler dengesi verileri de benzer sonuçları barındırıyor. Bahsedilen dönemde 8 milyar 572 milyar dolar finans hesabından, 3 milyar 685 milyon dolar da kaynağı belirsiz çıkış gerçekleşmiş. Buna 12 milyar 855 milyon dolarlık cari açık eklendi mi rezervler 25 milyar 128 milyon dolar erimiş. Veriler Türkiye’nin ciddi bir şekilde döviz ihtiyacı olduğunun altını çiziyor.
Dünyanın en büyük endeks sağlayıcısı MSCI ise bu verilerden yola çıkarak Türkiye hisse senedi piyasasının gelişmekte olan ülkeler endeksinden çıkarabileceği uyarısında bulundu. Şirketin yaptığı açıklamada hisse senetleri piyasasına kurumsal yatırımcı erişiminin daha da zorlaşması durumunda Türkiye’nin bir alt endekse düşürülebileceğini kaydedildi. Dünya çapında endeks izleyen fonların büyük bir bölümü MSCI endekslerine bakarak portföylerini belirliyor. Bir ülkenin endeksten çıkarılması veya endeks içindeki ağırlığının azaltılması hisse piyasalarından yatırımcıların çıkmasına neden olabiliyor. MSCI ayrıca Türkiye hisse senedi piyasasına yatırımcı erişiminin daha da kötüleşmesi durumunda, Türkiye endeksinin gelişme ihtimali olan veya solo/tekil piyasalar statüsünde yeniden sınıflandırılabileceğini belirtti.
SORUNLU KREDİLER GELECEK YIL ARTACAK
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global Ratings Türkiye bankacılık sektöründeki sorunlu kredilerin önümüzdeki seneye kadar yüzde 20 seviyesini aşacağını tahmin etti. Sebep olarak ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik daralma ve liradaki değer kaybı gösterildi. S&P sektörde takipteki alacak (NPL) oranının son verilere göre yüzde 4,6 ile görece düşük düzeyde olmasına rağmen Türkiye’deki bankaların, diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla yüksek şirket borçları gibi baskı yaratan unsurlar ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Yapılan açıklamada “Kredi Garanti Fonu (KGF) ve son dönemde kamu bankaları üzerinden hızla kredi verilmesine ek olarak dövizle borçlanma oranının çok yüksek olması gibi... spesifik nedenler riskleri artırıyor” denirken, döviz kredilerin toplam kredilere oranının yüzde 37’si seviyesine yakın olduğu ifade edildi.
TÜRKİYE’DE KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ ZAYIF
S&P’den yapılan açıklamada “2021’e kadar NPL’lerin yüzde 11-12 seviyesine yükselmesini, Eylül 2019’da yüzde 10 düzeyinde olan sorunlu kredilerin (NPL ve yeniden yapılandırılan krediler) yüzde 20 seviyesini aşmasını bekliyoruz” ifadesi yer aldı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bankalara yeniden yapılandırmaları hızlandırmaları çağrısında bulunmuş ve “Tüm paydaşların kazandığı etkin ve hızlı çalışan model ortaya koyabilirseniz biz de devlet olarak bu yapıya tüm desteği sağlarız” demişti. S&P ek olarak Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesinin zayıf durumda olduğunu ve bu nedenle TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aldığı kararların kalitesi ve bağımsızlığına yönelik soru işaretleri oluştuğunu ifade etti. Kuruluş Türkiye’nin bankacılık sektörünün Azerbaycan, Mısır, Kazakistan, Yunanistan, Bangladeş ve Arjantin ile aynı grupta değerlendirdiğini belirtti.
AÇIĞA SATIŞ YASAKLARI YATIRIMCIYI TETİKLEDİ
MSCI’dan yapılan açıklamada “17 Haziran 2020’de yayımlanan ‘MSCI 2020 Piyasa Erişimi İncelemesi’nde vurgulandığı üzere, Türk hisse senedi piyasasına yatırımcı erişimi, Ekim 2019 ve Şubat 2020’de açığa satış ve hisse senedi borç/ödünç verme yasaklarının getirilmesinden olumsuz etkilendi. Yasaklar, kurumsal yatırımcıların aktif yatırım görüşlerini ifade etme ve portföy riskinden korunmasını kısıtlıyor” denildi.
TURKCELL’İN ORTAĞI AZA ÇOĞA BAKMADI
Geçen haftalarda Turkcell’in Türkiye Varlık Fonu’na satışı gündem olmuştu. Bloomberg, İsveçli Telia’nın Turkcell’deki hisselerini satmak için Türkiye Varlık Fonu ile görüşmesiyle ilgili bir haber analiz yayınladı. Telia’nın belirttiği 530 milyon dolarlık fiyatın, şirketin piyasa değerine göre yüzde 54’lük bir indirime işaret ettiğine dikkat çeken Bloomberg, Telia’nın Türkiye’den çıkabilmek için “yüksek bir fiyat” ödemeyi göze aldığını yazdı. Satışın Turkcell’in yönetimi, temettü politikası ve diğer konulardaki 15 yıllık anlaşmazlıklara bir nokta koyacağına dikkat çeken Bloomberg, TL’deki değer kaybının da Telia’nın gelirlerini azalttığını belirtti. Haberde, Telia’nın İskandinavya’da büyümeyi planladığı bilgisi verildi. Şirket 2000 yılında 17 milyar dolara halka arz edilmişti.