103 emekli amiralin imzaladığı bildiriye ikinci kez tepki gösteren Babacan, "Darbe gündemden çıktı diyemeyiz" dedi ve ekledi: Hükümet, bunu sonuna kadar kullanacak. Bundan sonra 'Kanal İstanbul'u istemiyorum' diyenlere, 'Darbeci amiraller mi berabersin' yoksa 'benimle mi' diyerek tipik kutuplaştırma yapılacak.
MELEK GEDİK | KARAR
DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sorularını cevapladı.
103 amiralin imzaladığı bildiriye ikinci kez tepki gösteren Babacan "'Darbe artık gündemden çıktı, böyle bir risk yok, Türkiye'de demokrasi oturdu' demek, çok kolay değil. Dolayısıyla her an teyakkuzda olmak lazım, dikkat etmek lazım.
"TİPİK KUTUPLAŞTIRMA OLACAK"
Hükümet, bunu sonuna kadar kullanacak. Bundan sonra 'Kanal İstanbul'u istemiyorum' diyenlere, 'Darbeci amiraller mi berabersin' yoksa 'benimle mi' diyerek tipik kutuplaştırma yapılacak" dedi.
Çok tartışılan Kanal İstanbul Projesi ile ilgili endişelerini de paylaşan Babacan "Doğru bildiğimizi ısrarla söyleyeceğiz. Kanal İstanbul'la ilgili çevre konusunda ciddi endişeleri olan bilim insanları var.
İstanbul'un bir ada haline gelmesinin güvenlik ve deprem açısından riskleri var. Uluslararası hukuk konusunda riskler var" ifadelerini kullandı.
Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"21. yüzyılda ne darbesi diyoruz ama daha 5 sene önce FETÖ'nün darbe teşebbüsü oldu. Darbenin gündemden çıktığını, Türkiye'de demokrasinin oturduğunu söylemek çok kolay değil. Silahlı Kuvvetler'in kadrosu tamamen liyakat bazlı olmalı. Başka hiçbir faktör, hiçbir kriter söz konusu olmamalı. Silahlı Kuvvetler'e hak edenler girmeli. Her gelen iktidar kendi ideolojisini benimseyen bir insan kaynağının derdinde olursa, başımız problemlerden kurtulmaz.
"CESARET HİÇ KİMSEDE YOK"
Hükümet, Kanal İstanbul’la ilgili 'inadına yapacağım' diye iş tutuyor. Teknik, hukuki ve çevresel değerlendirmeler bir kenara itiliyor. Eskiden kurumlar teknik görüş oluştururdu. 'Benim istediğim gibi görüş hazırlayın' denmezdi. Geçenlerde emekli 126 Büyükelçi ortak açıklama yaptı. Niye? Dışişleri Bakanlığı'nın eli ayağı bağlanmış durumda. Konuşamıyorlar, çalışamıyorlar. Bürokrasi adeta kendi içinde kıvranıyor. Endişeleri Cumhurbaşkanı'na söyleyecek cesaret hiç kimsede yok.
"CİDDİ BİR BASİRETSİZLİK"
Emekli amirallerin açıklamaları kabul edilebilir değil. Emekli olduklarına göre, defalarca darbe teşebbüsü ve darbe görmüşler. Böyle bir açıklamanın ucunun nereye gideceğini hesap etmeleri gerekir. Ciddi bir basiretsizlik var. Zamanı yanlış, mecrası yanlış… Mesele Montrö’yse Montrö… Konuyu genişletip yanlış anlamaya müsait hale getirerek çok büyük bir hata yapmışlar.
"KANAL İSTANBUL İÇİN KULLANACAKLAR"
Hükümet önümüzdeki günlerde insanların önüne 'Kanal İstanbul'u ya destekleyeceksin ya da darbecisin' gibi bir alternatif koyabilir. Ellerindeki propaganda makinesini böyle çalıştırabilirler. Bu işin 'Kanal İstanbul'u istiyor musun, istemiyor musun?' havasına girmesine üzülürüm.
Vatandaşlarıma da sesleniyorum. Önümüzdeki haftalarda hükümet şunu söyleyecek. 103 Amiral, adeta altın bir tepsi içinde bu imkanı sundu. Hükümet de bunu sonuna kadar kullanacaktır. Bundan sonra 'Kanal İstanbul'u istemiyorum' diyene 'Ha sen darbeci Amirallerle mi berabersin' denilebilir. Tipik kutuplaştırma.
KANAL İSTANBUL TEPKİSİ
Biz ısrarla doğru bildiğimizi söyleyeceğiz. Teknik, bilimsel veriler ışığında doğruları vatandaşlarımızla paylaşacağız. Birincisi; Kanal İstanbul’la ilgili çevre konusunda ciddi endişeleri olan bilim insanları ve raporları var. İkincisi; İstanbul'un sadece sınırlı sayıda köprüyle bağlı bir ada haline gelmesi güvenlik ve deprem açısından riskleri var.
Üçüncüsü; Karadeniz’le alakalı uluslararası hukuk konusunda riskler var. Bunların iyice çalışılması lazım. Hükûmet bu işi dönüp dolaşıp Kanal İstanbul'a bağlamak isteyecek, uyanık olmalıyız. Bizim isteğimiz tam demokrasidir, bu tartışmaya açık bir konu değil."
"ÇÖZÜM TAM DEMOKRASİDİR"
DEVA Partisi lideri Babacan, 103 amiralin imzaladığı bildiriye dün de tepki göstermişti.
Twitter'dan paylaşımda bulunan Babacan " Tarihimizin utanç sayfaları askerlerin siyasete yönelik hadsiz müdahaleleriyle doludur. Bu acı hafıza depreştirilmemelidir. İktidarın, sürekli "düşman" belirlemesi ve suni mağduriyet kampanyasına devlet kurumlarını katması ise yarınlarımıza zarar verir. Çözüm tam demokrasidir" ifadelerini kullanmıştı.
NE OLMUŞTU?
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un "Bir Cumhurbaşkanı Montrö'yü de feshedebilir mi?" sorusuna "Teknik olarak evet" cevap vermesi 'Montrö Sözleşmesi' tartışmalarının fitilini ateşlemişti.
Tepki çeken sözlerinin ardından Şentop, herhangi bir sözleşme ismi zikretmediğini hatırlatarak yeni bir açıklama daha yapmıştı. Şentop "Ortalama zeka seviyesini düşünerek konuşuyoruz. Bunun altında olanlar için benim yapabileceğim bir şey yok" ifadelerini kullanmıştı.
Şentop'un ifadeleri özellikle muhalefeti kızdırmıştı. Son olarak 103 emekli amiral Şentop'un açıklamalarına tepki göstererek ortak bir bildiriye imza atmış, bildiriye iktidar kanadından peş peşe sert tepkiler gelmişti.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili ortak açıklama yapan bazı emekli amiraller hakkında da bu sabah saatlerinde gözaltı kararı verilmişti.