Türkiye’de aşılananların sayısı 5 milyonu aştı. Ancak tedarikteki sorunların giderilememesi kaygıları artırıyor. Miktarı yetersiz, geliş takvimi belirsiz Çin dozları dışında ihtiyacı karşılayabilecek seçenek oluşturulamadı. Aşı şirketlerinin üretim kapasitelerinin sınırlılığı dolayısıyla sipariş kotaları dolduğu için bu noktada ‘ortak üretim’ formülü öne çıktı. Yerli ilaç fabrikalarının devreye sokulmasıyla desteklenecek bu yöntemle tıkanıklığın aşılması mümkün.
Salgının yıldönümüne yaklaşıldığı dönemde dünya, koronavirüse karşı en büyük silah olarak elde bulunan aşıda yol alıyor.
Uzmanlar toplumsal bağışıklık için 120 milyon doz gerektiğini belirtirken Çin aşısından bugüne kadar gelen miktar ve dile getirilen 50 milyonu aşkın toplam rakam tedarikte alternatifin gerekliliğini gösterdi.
Bir yandan yerli aşı çalışmaları sürerken aşı şirketleriyle ortak üretimin pratik çözüm olabileceği vurgulandı.
‘ÇEŞİTLENDİRMEDEN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK’
Rus Sputnik ve Alman BionTech’le yapılacağı söylenen ortak çalışmaların somut netice alacak şekilde hızlandırılması büyük önem taşıyor.
Bununla birlikte tek dozluk seçenek sunan Johnson&Johnson ve AstraZeneca gibi şirketlerle ortak üretim için masaya oturulabileceği kaydedildi. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal “Aşıyı çeşitlendirmekten başka çaremiz yok. Üretimle alt yapımızı geliştirmemiz lazım” dedi.
AŞIDA ÇÖZÜM ORTAK ÜRETİM
Bilim insanlarının Türkiye’de toplumsal bağışıklık için sınır olarak 120 milyon doz aşıyı işaret etmesi tedarikteki belirsizliklerin giderilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu noktada ortak üretimin seçenek oluşturabileceği belirtildi. Sputnik ve BionTech dışında Johnson&Johnson ve AstraZeneca gibi şirketlerle Türkiye’de üretim için harekete geçilmesi gerektiği kaydedildi.
Koronavirüsle küresel mücadele sürerken dünya çapında yaşanan mutasyonlar süreci daha da belirsiz bir hale getirdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da Güney Afrika, İngiltere ve Brezilya varyasyonlarının tespit edildiğini dile getirdi. Türkiye genelinde aşılama yapılanmasın sayısı 5 milyonu aşarken Bakan Koca sırası gelen kişilerin koronavirüsle mücadele kapsamında aşı yaptırması yönünde çağrıda bulundu.
Koca Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Aylardır yaşadığımız korku, sonunda bir iğne ucu kadar küçülecek. Sıramız gelmişse aşımızı yaptıralım” ifadesini kullandı. Salgının bundan sonraki seyrini belirleyecek olan kritik süreçte aşı tedariğindeki belirsizlikler öne çıktı.
Türkiye aşı temininde yalnızca Çin şirketi Sinovac’ın CoronaVac aşısını tercih etti. Alman BionTech dozlarından da belirli miktarda alınacağı dile getirildi. Ancak bilim insanları Türkiye’nin aşı ihtiyacının toplamda yaklaşık 160 milyon doz olduğunu vurguladı.
Toplumsal bağışıklığın sağlanması için gerekli olan miktarın ise 120 milyon doz olduğu kaydedildi. Ancak bugüne kadar Çin’den parça parça gelen miktarın yetersizliği “Tıkanıklık nasıl aşılacak?’ sorusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Yetersiz dozlar tedarikte alternatifin gerekliliğini gösterdi. Bir yandan yerli aşı çalışmaları sürerken aşı şirketleriyle ortak üretimin pratik çözüm olabileceği vurgulandı.
Rus Sputnik ve Alman BionTech’le yapılacağı söylenen ortak çalışmaların somut netice alacak şekilde hızlandırılması büyük önem taşıyor. Bununla birlikte tek dozluk seçenek sunan Johnson&Johnson ve AstraZeneca gibi şirketlerle ortak üretim için masaya oturulabileceği kaydedildi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da televizyonda katıldığı programda hassas noktaya işaret etti.
Prof. Dr. Ünal “Sinovac aşısıyla ilgili yapılan yeni bir çalışmaya göre 60 yaş üzerinde tek doz aşılamada çok düşük bir koruma oranı sağlanırken, ikinci dozda yüzde 90’ları aşan bir koruma ortaya çıkıyor. Bu bize bir şey gösteriyor, Çin aşısını olalım ama ikinci dozunu 28 gün içinde olalım” dedi.
Ünal şöyle devam etti: Bu arada aşıyı çeşitlendirmekten başka çaremiz yok. Geçenlerde duydum mesela Sputnik 5’in Türkiye’de üretilmesi için özel bir şirketle anlaşma imzalanmış. Bunu yapmalıyız. Aşı üretimiyle ilgili alt yapımızı geliştirmemiz lazım. Aşı üretimiyle ilgili alt yapımızı çok hızlı geliştirmemiz lazım. Araştırma yapacak düzeyde aşı üretmekle milyonlarca doz aşı üretmek arasında çok fark var.