Altınbaş Üniversitesi MYO Çocuk Koruma Bölümü Öğr. Gör. Barış Tuncer, aşı reddinin ölümcül olabileceğine dikkat çekti.
Aşıyı reddeden aile sayısının her geçen artmasının endişe verici olduğunu söyleyen Altınbaş Üniversitesi MYO Çocuk Koruma Bölümü Öğr. Gör. Barış Tuncer, “Aşılama programları bulaşıcı hastalıkları engelleme ve ortadan kaldırma, sağlıklı bir toplum oluşturma için en etkili yöntemdir. Aşıyı reddeden aile sayısı artmaya devam ederse, ortadan kalkan bazı hastalıklar tekrar ortaya çıkacak, görülme sıklığı azalan bazı hastalıkların sıklığı artacaktır ve bu durum çocuk ölümlerine bile sebep olabilir” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamada, bağışıklama hizmetlerinin çocuklara yönelik en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer aldığı belirtilmişti. Açıklamada, 21. yüzyıla girerken aşı uygulamaları sayesinde yılda 5 milyon 977 bin 855 ölümün önlendiği, bunun yanı sıra 750 bin çocuğun sakatlıklardan korunduğunun hesaplandığı kaydedilmişti.
“YANLIŞ SÖYLEMLER AİLELERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Ailelerin, ‘aşı çocuklar için zararlı, otizme ve alzheimera sebep oluyor, anne-çocuk hastalıkları yaşamın bir parçasıdır, çocuğun bu hastalıkları geçirmesi gerekir, çocuklara çok fazla aşı yapılıyor’ gibi söylemlerden olumsuz etkilediğini ve bu söylemlerin bilimsel bir açıklamaya dayanmadığını dile getiren Barış Tuncer, sağlık personelinin halkı bu konuda ayrıntılı olarak bilgilendirmesinin aşı reddindeki artışa engel olacağını söyledi. Tuncer, sözlerine şöyle devam etti:
“Bunun yanında çocuk aşılanmaz ve hastalığı geçirirse daha iyi bir bağışıklık sağlanır, anne sütü çocuğu hastalıklardan korur gibi söylemler de var ancak aşılama bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmede en etkili yöntemdirve bazı hastalıklar telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabilir. Aşıların çocukların bağışıklık sitemine zarar verdiğine dair iddialar ortaya atılıyor. Fayda- zarar dengesi düşünüldüğünde yapılan bilimsel çalışmalar aşı ve aşılama lehinedir dolayısıyla bu düşünce de yanlıştır. Tamamlayıcı ve alternatif tıp daha etkin, yan etkileri daha azdır gibi düşünceler de ileri sürülüyor.Bunlar hekim tavsiyesiyle tıbbi tedaviye destek olmak amacıyla uygulanabilir ancak tıbbi tedavinin yerini tutmaz ayrıca bu yöntemleri uygulayan kişilerin bir çoğunun eğitimsiz olması, bu yöntemlerin Sağlık Bakanlığı denetimi dışında uygulanması halk sağlığı için çok büyük bir tehlikedir”.
“AŞI YAPTIRMAMAK SAĞLIK İHMALİDİR”
Barış Tuncer, Türkiye’de aşı reddinin eskiden beri olduğunu ancak olumsuz söylemlerin bu rakamı artırdığını ifade etti. Çocuğa aşı yaptırmamanın sağlık ihmali olduğuna dikkat çeken Tuncer, “Ülkemizde aşı reddi eskiden beri olan bir durumdu ancak 2017 rakamlarına göre 23 bin aile aşıyı reddetti ve çocuklarına aşı yaptırmadılar. Bu sağlık ihmali demektir. Çocuğun yaşına uygun gerekli sağlık bakımının sağlanmaması demektir. Ailelerin aşıyı neden reddettiğine dair bilimsel çalışmaların yapılması ve buna göre bir yol izlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
“AİLELER FAYDA/ZARAR HESABI YAPMALI”
Aşılamanın bağışıklık için en etkili yollardan biri olduğunu ve çocuğun aşılarının eksik yapılmasının, zamanında yapılmamasının ya da hiç yapılmamasının sağlık ihmali olduğunun altını çizen Tuncer, “Bu sağlık ihmali ölüme bile sebep olabilir. Aşı için çocuk hastalıkları uzmanlarının ve aile hekimlerinin verdikleri periyotlar doğrudur. Ailelerin sağlık personeli tarafından detaylı bilgilendirilmesi önemlidir. Aşıların bazı yan etkileri olabilir ancak aşıların yan etkileri hastalığın kendisi ile kıyaslandığı zaman çok daha seyrek ve hafif düzeydedir” ifadelerini kullandı.
“AİLELERE EĞİTİM VERİLMELİ”
Sağlık uzmanlarının ve Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına istinaden aşı yoluyla birçok hastalığın ortadan kalktığını ve çoğu hastalığın da görülme sıklığının azaldığını belirten Tuncer, “Aşı reddi hızlı bir şekilde artmaya devam ederse ortadan kaldırılan bu hastalıklar tekrar ortaya çıkacak ve görülme sıklığı azalan hastalıkların oranı artacak. Bağışıklama, bireysel olarak sadece çocuğu korumuyor. Toplumsal bağışıklığa da katkı sağlıyor. Çocuklar aşılandığı zaman aşılanmayan çocuklar da hastalıklardan korunabiliyorlar. Öncelikle ailelere bu durumun detaylı olarak anlatılması gerekiyor. Aşı reddindeki artışı önlemek amacıyla, anne-baba okulu projeleri, eğitim programları düzenlenebilir, sağlık uzmanları bu konuda görev alarak ebeveynleri çocuk sağlığı, bulaşıcı hastalıklar ve aşılar konusunda bilgilendirebilirler. Sağlık hizmeti alan ve verenlere mali teşvikler sağlanabilir. Sağlık personeli anne-baba adaylarına, yeni anne-baba olmuş kişilerin evlerine ziyaretler düzenleyerek aşı konusunda doğru bilinen yanlışlar konuşunda bilgi verebilirler. Medya ve sosyal medya etkin olarak kullanılarak, bilimsel veriler kullanılarak halk aydınlatılabilir ailelerin aşılar konusundaki tereddütlerini gidermek için çalışmalar yapılabilir” dedi.