7 Haziran seçimleri öncesinde gerçekleştirilen provokatif terör saldırılarından sonra 1 Kasım seçimleri öncesinde yine HDP ve çevresindeki grupların hedef alınması, akıllara şu soruyu getirdi: Bu eylemler kimin işine yarıyor?
[Karar]
Bugün Ankara'nın Sıhhiye Meydanı'nda düzenlenmesi planlanan Barış Mitingi öncesinde Ankara Garı yakınlarında patlayan bombalar şu ana kadar 86 can aldı. Katliamda ayrıca yüzden fazla yaralı olduğu bildirildi.
Türkiye, 7 Haziran seçimleri öncesinde de bu tür provokasyonlara sahne olmuştu. 5 Haziran'da HDP'nin Diyarbakır mitinginde bombalı saldırı düzenlenmiş, ayrıca Adana ve Mersin'deki HDP binalarına çiçek içinde gönderilen zaman ayarlı bombalar patlatılmıştı. Şans eseri bu son olayda hayatını kaybeden olmamıştı.
Ayrıca seçimlerden sonra Temmuz ayında Suruç'ta gerçekleştirilen bombalı katliamda 34 kişi hayatını kaybetmişti.
Suruç ve Adana ile Mersin'de yapılan bombalı saldırıların faillerinin, PKK ve DHKP-C'nin eski militanları olduğu iddia edilmişti. Ankara'daki katliamda da canlı bomba kullanılması, saldırının bir terör örgütü tarafından düzenlendiği şüphesini artırıyor.
Silahların susmasını isteyemenler mi var?
"Silahlar sussun" şiarıyla yapılan bir mitingde bomba patlatılması, silahların susmasını istemeyen çevrelerin olduğunu gösteriyor. PKK, Suruç Katliamı'ndan sonra çatışmasızlık sürecini sona erdirerek Adana'da iki polis memurunu lojmana düzenlediği bir eylemle şehit etmişti. Ankara'daki katliamdan sonra örgütün nasıl bir tavır alacağı da ipuçları verecektir.
"Terörle topyekün mücadele", Türkiye'yi hedef haline getirdi
Öte yandan Türkiye, son aylarda PKK, DHKP-C ve IŞİD'in hedefte olduğu bir "topyekün terörle mücadele" sürecine başladı. Bu süreçte IŞİD sınırda bir askeri şehit etti, bir askeri ise kaçırdı. DHKP-C, ABD Konsolosluğu ve AK Parti İstanbul İl Binası'na silahlı saldırı düzenledi. PKK ise hemen her gün düzenlediği eylemlerde yüzden fazla kolluk görevlisini şehit etti.
Bunlar gösteriyor ki, Türkiye'nin üç terör örgütüyle aynı anda büyük bir mücadeleye girişmesi, ülkeyi terör tehditlerine açık hale getirmiştir. Ankara ve Suruç gibi katliamlar, özellikle de PKK ve DHKP-C gibi örgütlere kendi saldırılarını meşrulaştırma, kendi taraftarlarına propaganda yapma imkanı vermektedir.
Velhasıl, halka yönelik gerçekleştirilen eylemler, Türkiye'de en çok terör yapılanmalarının işine yaramaktadır.