Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geriatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Doruk, dünyada her 3,2 saniyede bir yeni alzheimer vakası eklendiğini belirterek, "2015 yılı itibarıyla hastalığın dünyaya tahmini maliyeti 818 milyar dolardır. Buna göre 2018 yılında 1 trilyon, 2030'da ise 2 trilyon dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Eğer alzheimer bir ülke olsaydı, dünyanın 18. büyük ekonomisi olacaktı" dedi.
Akademik Geriatri Derneği tarafından düzenlenen "Uluslararası Akademik Geriatri Kongresi" Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde başladı.
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan Prof. Dr. Hüseyin Doruk, alzheimer hastalığının görülme sıklığına yönelik yapılan çalışmalarda, 2016 yılında Türkiye'de 500 bin, ABD'de 5 milyon, dünyada da 50 milyon hasta olduğunun tespit edildiğini kaydetti.
Bu sayının her 20 yılda bir, neredeyse ikiye katlanacağının öngörüldüğünü vurgulayan Doruk, "2050 yılında hasta sayısının 130 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir. Ülkemizde var olduğu hesap edilen 500 bin hastanın yaklaşık 75 bini, yani 7'de biri tedavi ve kayıt altındadır. Ülkemizde sağlık, politika ve ileriye yönelik öngörüleri planlarken bu durumu göz önünde bulundurmak gerekir." dedi.
2015 yılı Dünya Alzheimer Raporu verilerine de işaret eden Doruk, şöyle konuştu:
"Dünyada her 3,2 saniyede bir yeni vaka eklenmektedir. 2015 yılı itibarıyla hastalığın dünyaya tahmini maliyeti 818 milyar dolardır. Buna göre 2018 yılında 1 trilyon, 2030'da ise 2 trilyon dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Eğer alzheimer bir ülke olsaydı, dünyanın 18. büyük ekonomisi olacaktı."
FAZLA İLAÇ KULLANIMI
Akademik Geriatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Karan da yaşlılarda çoklu ilaç kullanımının hem hekimler hem de yaşlılar için ortak bir problem olduğunu söyledi.
Kişilerde yaşlanmaya bağlı kronik hastalık sayısında artış olması nedeniyle çok sayıda ilaç kullanımına ihtiyaç duyulabileceğini söyleyen Karan, "Çok sayıda ilaç kullanımı, uygunsuz olan bir ilacın kullanımı ve ilaç yan etkileri gelişmesi bakımından önemli bir risk faktörüdür. Kullanılan ilaç sayısı arttıkça, ilaçlar arası olumsuz etkileşim sıklığı da artar." dedi.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı tarafından, polikliniğe başvuran bireyler arasında yapılan bir çalışmaya dikkati çekerek, 65 yaş ve üzerinde ilaç kullanım oranlarına ilişkin bilgi veren Karan, "65 yaş üzerindeki bireylerde, kadınlarda yüzde 63, erkeklerde ise yüzde 55 oranında 5'ten fazla ilaç kullanıldığı saptanmıştır. Bakımevlerindeki yaşlılar ise diğer yaşlılara göre daha fazla sayıda ilaç ve gereksiz ilaç kullanımı için risk altındadırlar." dedi.
YAŞLILARDA BESLENME
Akademik Geriatri Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ülev Deniz Erdinçler ise yaşlılarda beslenme konusuna değindi.
Yaşlanmayla acıkma hissi ve yemek yeme alışkanlığının azaldığını belirten Erdinçler, her 3 yaşlıdan 2'sinin bir öğünü atladığını vurguladı. Bu nedenle yaşlıların çoğunun günlük enerji ve besin ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ifade eden Erdinçler, şöyle konuştu:
"Tat ve koku alma duyusu, tatları ayırt edebilme yeteneğindeki azalma, iştahı olumsuz etkiler. Ağız hijyeninin bozuk olması, diş ve çiğneme problemleri, beslenmeyi etkiler. Yalnız yaşama, yoksulluk, eğitimsizlik, fiziksel olarak bağımlı olma, demans, depresyon gibi hastalıklar beslenmeyi etkileyen diğer faktörlerdir. Yaşlılarda yetersiz beslenmeye bağlı olarak meydana gelen kilo ve kas kitlesinin kaybı, düşme ve kalça kırıklarına, bu gibi durumlarda iyileşme sürecinin daha uzun olmasına, enfeksiyonlara direncin azalmasına, yatak yaralarına, yara iyileşmesinde gecikmeye, daha uzun süreli hastane yatışlarına, yaşam kalitesinin azalması gibi olumsuz durumlara yol açar ve ölüm riskini artırır."
Demans, depresyon, düşme, diyabet, hipertansiyon, parkinson ve enfeksiyon hastalıklarının ele alınacağı kongre, 16 Nisan'da sona erecek.
ANTALYA/AA