Görüşler

2020’ler: Nasıl bir dünyayı yaşayacağız?

2020’ler: Nasıl bir dünyayı yaşayacağız?

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı E. Fuat Keyman, 2020’ye ilişkin yapılmış çalışmadan hareketle gelecek vizyonu üzerine değerlendirmede bulunuyor.

FUAT KEYMAN

2020 yılı nasıl geçecek?  

Bu soru üzerine düşünürken, aslında bir on yılı bitirdiğimiz ve yeni bir on yıla da girdiğimiz verisi içinde,  2019 yılında 2020’ler üzerine yapılmış bir çalışmayı okuyucuların dikkatine çekmenin daha yararlı olacağını düşündüm. 

2010 yılında Tunus’da başlayan ve Mısır’a hızla geçen ve halkların “haysiyet ve adalet çağrısı”nı içeren “Arap Baharı”nın Suriye’deki iç savaş ve Mısır’daki darbeyle bölgesel istikrarsızlığa ve ve insan trajedisine dönüşmesi; ve 2008’de Amerika’da başlayıp, Avrupa ve dünyaya yayılan “küresel ekonomik kriz”in bugüne kadar çözülememesi, bugün yaşanan küresel ve bölgesel çalkantının iki net göstergesi. Bu göstergelere, iklimden işsizliğe kadar insan hayatımızı etkileyen sorunların yarattığı insani güvenlik riskleri de ekleyebiliriz. 

***

2010’lu yıllar, gerek ciddi güvenlik riskleri, gerek ekonomik kriz, gerek küresel ısınma ve iklim değişikliği, gerekse de yoksulluktan dışlanmaya ve zorunlu göçe kadar uzanan geniş bir alanda yaşanan “adaletsizlikler ve insan trajedisi” içinde, ulusal-bölgesel-küresel düzeyde büyük bir savruluş ve çalkantı içinde geçti.   

Peki, tüm bu meydan okumalar, riskler, ve belirsizlikler içinde, küreselleşen dünyamız  2020’li yıllarda nasıl bir dünyaya evrilecek, nasıl bir dünyada yaşayacağız, hangi unsurlar gelecek on yılı şekillendirecek? 

Bu sorulara yanıt arama amacıyla ve ağırlıklı olarak uzmanlara sorularak yapılan önemli bir simülasyon çalışmasında, 2020’li yılların esas sorun olarak “altı farklı dünya”yı ortaya çıkarabileceğini öneriyor.   

Diğer bir değişle, küresel ve bölgeel çalkantı içinde ön plana çıkan sorunlar ve süreçlere bağlı olarak 2020’lerde “altı farklı dünya”dan bahsedebiliriz: 

***

Güvenlik Dünyası: bu görüşü savunalar, ABD-Çin arasında şimdiden “ticaret savaşıları”yla başlayan çatışmanın jeopolitik alana da yayılacağını ve 2020’li yıllara damga vuracağını, bu nedenle de “güvenlik alanı”nın ekonomi ve demokrasinin önüne geçeceği bir dünya da yaşayacağımız söylüyor. Güvenlik Dünyası, ABD-Çin çatışması temelinde 2020’lere damga vuracaktır;  

Kurallar ve Kurumlar Dünyası: bu görüşü savunanlar, tüm güvenlik, ekonomik, çevresel, ve insani sorunların devam edeceğini kabul etmekle birlikte, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan BM, NATO, AB, Dünya Bankası, İMF, Dünya Ticaret Örgütü, ve benzeri önemli uluslararası ve bölgesel örgütlerin yeni on yılda etkilerini arttıracağını ve bu sorunlara çözüm bulma da önemli rol oynayacaklarını söylüyorlar.  Çok taraflı hareket eden “Kurallar ve Kurumlar Dünyası”, küresel-bölgesel çalkantıya karşı, “istikrar ve normalleşme”ye 2020’lerde dönüşü devletlerden daha etkili olarak  sağlayacaktır;  

Eşitsiz Dünya: bu görüşü savunanlar, küresel ölçekte, gerek büyük çapta yaşanan “işsizlik sorunu”nun, daha somutta, “genç işsizlik sorunu”nun ve dünya nufusunun 47%’sinin, yani 3.5 milyara yakın insanın, günde 12 Tl altında bir parayla yaşamaya çalışmasını ifade eden “mutlak açlık sorunu”nun,  gerekse de zengin ile fakirin arasındaki gelir ve refah uçurumunun çok ciddi boyutlara ulaşmasının  yarattığı “eşitsizlik ve refahdan dışlanma sorunu”nun 2020’leri şekillendireceğini söylüyorlar.  Gelecek on yılda, “Eşitsiz Dünya”yı yaşayacağız ve bu soruna çözüm toplumun siyasetten temel talebini oluşturacaktır; 

Kabile Dünyası: bu görüşü savunanlar, bir taraftan, Suriye, Irak, Libya, Yemen, Sudan, v.b ülkelerde etnik, dinsel, aşiret temelinde  yaşanan “kimlik sorunları”nın, diğer tarfatan, Amerika’dan Avrupa’ya, Rusya’dan Çin ve Japonya’ya uzanan İslam korkusu, mülteci ve göçmen korkusu, yabancı korkusu temelinde yaşanan “kutuplaşma sorunu”nun, dünyayı “Kabile Dünyası”na dönüştürdüğünü söylemektedirler. 2020’li yıllar, kimlik ve kutuplaşma siyasetlerinin demokrasi ve hukukun üstünlüğünün önüne geçtiği, ve ben-öteki ayrımı üzerinden  yaşanan içe kapammanın ve milliyetçiliğin güçlendiği bir on yıl olacaktır; 

***

Isınan Dünya: bu görüşü savunanlar, güvenlik, ekonomi ve demokrasi sorunlarını yandan kesen, son yıllarda yaygınlaşan ve derinleşen, ve gençlerden başlayarak tüm kesimler tarafından aktivizm, sivil toplum, siyasi partiler yoluyla güçlü bir sesle dillendirilen bir sorunun 2020’li yılları şekillendireceğini söylemektedirler.  Bu sorun, “küresel iklim değişikliği ve küresel ısınma” sorunudur.  Küresel ısınma, tüm insanları, tüm ülkeleri, tüm canlıları tehdit eden bir sorundur. Gıdadan suya ve toprağa, işsizlikten ekonomik istikrara, demokrasiden güvenliğe, her alanda yaşanmakta, ve ancak “küresel işbirliği ve yeni bir siyaset-toplum anlayışı”yla çözülebilecek bir sorundur.  2020’li yıllarda “Isınan Dünya” gerçeği artık inkar edilemeyecek bir gerçeklik olarak yaşanacaktır; ve, 

Digital Dünya: bu görüşü savunanlar, tüm bu sorunları ve riskleri kabul ederken, çözümün, son yıllarda giderek hızlanarak gelişen bir gerçeklikte yattığını, ve bu gerçekliğin 2020’lere damga vuracağını söylüyorlar: teknoloji de devrim niteliğinde yaşanan değişimler, 4. Sanayi Devrimi denilen digitalleşme ve otomasyon, diğer bir değişle “Digital Dünya”nın ortaya çıkması ve hayatın her alanına etki etmeye başlaması.  2020’lerde, Küreselleşen dünya aynı zamanda giderek belirginleşecek Digital Dünya da olacak. 

*** 

Bu seçenekleri yan yana yazalım: 2020’ler, küresel ve bölgesel çalkantının devam edeceği ama esas olarak (1) Güvenlik Dünyası; (2) Kurallar ve Kurumlar Dünyası; (3) Eşitsiz Dünya; (4) Kabile Dünyası; (5) Isınan Dünya; (6) Digital Dünya olarak şekillendirecek.      

Şimdi, okuyucularla şu oyunu oynayalım: Eğer iki tercih hakkınız olsaydı, sizce bu altı seçenekten hangilerini birinci ve ikinci tercihiniz olarak seçerdiniz? 5 dakikanız var, düşünün ve tercihinizi yapın. 

Yazının ikinci kısmında, son dönemde yurt içinde ve dışında yaptığım konuşmalarda bu soruya dinleyicilerden aldığım yanıtları sizlerle paylaşacağım ve bu yanıtlar temelinde “2020’li yıllarda dünya ve Türkiye’nin nasıl yönetilmesi” gerektiği üzerine görüşlerimi aktaracağım. 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir