mıyakab netsret ed riB

- E tamam, faiz nas ama şu var, bir de bu var, hatta bir de burdan bak da gör bu çağda faiz olmadan bir şey olur mu olmaz mı

- Tamam, seni mi kıracağım, bugünkü yazıda bir de tersten bakayım faiz konusuna, öyle yazayım
Aslında (benim ancak kendimi idare edecek kadar olan) bilgim çerçevesinde senin haklılık payın var
Parantez içindeki ifadeye de öyle fazla takılma çünkü ülkenin ortalamasından biriyim ancak ve derdimi de ancak bildiğim kadarına göre ifade edebilirim ama herhangi bir ekonomik döngünün içinde yaşayan herhangi bir insan ekonomik durumlardan ne kadar etkileniyorsa ben de o kadar etkileniyorum, bu gerçek

Peki neden haklılık payın var, neden faizsiz olmaz biliyor musun

Çok basit: insanoğlu altın ve gümüşü, parayı, güzel arabaları, güzel yemekleri vb sever
Bu dünya böyle, insan böyle, yapacak bir şey yok maalesef

E parayı ve paraya dayalı şeyleri bu kadar çok seven insan, parayı biriktirmeyi, hatta bazen depolamayı :) sevmez mi hiç

Ara ara bir yerlerde hâlâ toprağa gömülü küplerde altın bulanların haberlerini okuyoruz, küpü gömen kişi, yememiş içmemiş birikimini toprağın altına depolamış, küpün yerini çoluk çocuğuna da dememiş olacak ki iki üç yüz yıl sonra birileri buluyor, hayatın gerçekleri işte, gençler boşuna demiyor "cimriler çok iyi insanlar, kendileri değil çoluk çocukları için yaşıyorlar" diye, neyse konu dağılmasın

Parayı bu kadar çok seven insan, riba ya da faiz (hangisini derseniz deyin bence çok da fark etmiyor çünkü orada teknik bir sürü şey var, iki kelime aynı şey değilse bile aynı kapıya çıkıyor diye anlıyor halk) yasağından habersizken ve/veya haberi olduktan sonra paradan da para kazanabileceğini fark ettiğinde, denediğinde, hele bir de kazandığı parayı ona ödeyenin de başka bir insan olduğunu önemsemeyip kolay para kazanmak kendisine hoş da göründüyse bir faizci oluveriyor

E haksız mı şimdi ama, parası varmış, bir kenarda öylece duruyormuş, biri ondan para istemiş, adama iyilik yapıp para vermiş, kaç ay kullanmış onun parasını, aynen mi versin geri, olacak iş mi o, kullandıysa şu oranda fazlasıyla verecek, o arada ekonomi iyiye gitse de gitmese de onu ilgilendirmez, ille de onun dediği oranda fazlasıyla verecek, hem öyle de yetmez, geciktirirse bunun birleşik hesaplaması var, belli süre içinde ödenmezse temerrüde düşmesi var, sarpa sararsa mevzu borç para alanı köle almaya kadar gidiyormuş eskiden de çok şükür şimdi ne böyle adamlar kaldı ne kölelik, yaşasın bankalar

Faizsiz olmaz çünkü "alışverişten, ticaretten ne farkı var borç verdiğin parayı faiziyle geri istemenin" diyenler var insanlık tarihinin kim bilir taa ne zamanlarından beri

Faizsiz olmaz çünkü böyle gelmiş böyle gider diye içinde bulundukları tatlı kazançların toplumun diğer tabakalarında ürettiği sıkıntıları bırak sorgulamayı, duymamak için kulak tıkayan insanlar var

Faizsiz olmaz çünkü insanda böyle hevesler olduğu müddetçe faizciler de faiz ödeyenler de hep olur ister istemez ve faizli para veren ile faizli borç alan olduğu müddetçe de faizsiz olmaz

Bir de insan maalesef kenarda duran, harcamadığı, faize verdiği paranın arttığını düşünüyor nedense oysa ekonomi, arz talep dengeleri vb gerçekten çok ilginç şeyler, kimi zaman insanın elinde çok para olsa da istediğine ulaştırmıyor, kimi zaman ise az bir para bereket yağdırıyor, bunu tahminimle en çok da faizle iştigal edenler gözlemlemiştir

Ticaret ehli de işi gereği ödemelerini zamanında alamama gibi durumlarla karşılaştığında tabi ki kendisini zarara uğratmayacak tedbirler alacak, çünkü bırak ticareti, iki taraflı herhangi bir mevzuda bile iki tarafın da zarara uğramaması esas, bu, dinen de böyle aklen de, böyle durumlar yaşanmasın diye alınan cezai tedbirlere neden gecikme faizi dendiğini ben de anlamıyorum açıkçası, detaylı bilmediğimiz şeyleri de konunun ehli alimlere bırakmak lazım

Önceki yazıda da belirttim, faiz yasağı bizatihî insana, hassaten Müslüman'a, yasağa uyar-uyamaz, ayrı konu o çünkü o boyut Rabbi ile kişinin kendisi arasında, başka kimseyi de ilgilendirmez
Bir de Yusuf aleyhisselamın kıssasını hepiniz bilirsiniz, Yusuf aleyhisselamın ihtiyacı olanlara nasıl davrandığı açısından hiç okudunuz mu bu kıssayı, ben spoiler vereyim ama siz de bu açıdan bakarak bir daha okuyun bence

Yusuf aleyhisselam, Mısır hükümdarının rüyasını yedi bolluk, yedi kıtlık yılı olacak diye tabir etti, ülkede ona göre önlemler alındı, kıtlık yılları geldiğinde çevre ahali hep onlardan yardım istedi, yardım isteyenler arasında onu kuyuya salan kardeşleri de vardı ve Yusuf aleyhisselam kendisinin senelerce sıkıntılar çekmesine sebep olan kardeşlerine bile "ileride daha fazlasını getirmeniz şartıyla istediğiniz erzakı veririm" demedi, ölçeği tam yaptı

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum