Yazıktır…Ayıptır…Günahtır…
Bu ülkenin…
Al bayrağın…
Ezan’ın…
Senin, benim, çocuklarımızın huzur ve güvenliği için gece gündüz çalışan…
Polislerimiz, askerlerimiz şehid düşüyor…
Anadolu’nun birlik ve beraberlik ruhu yeniden Türk/Kürt askerlerin, Türk/Kürt polislerin kanıyla yoğruluyor. Türkçe ve Kürtçe söylenen ağıtlara herkes gözyaşlarıyla eşlik ediyor. Gözyaşının dili, ırkı, rengi yok. Gözyaşı her yerde gözyaşı. Herkes gözyaşından aynı şeyi anlıyor…
Dökülen kanın yeniden yoğurduğu Anadolu toprakları, yeniden gözyaşlarıyla sulanarak; yeni bir geleceğe, yeni fidanlar yetiştirmek için bağrını ve kollarını açmış. Dökülen kan ve gözyaşı bu toprakların, bu coğrafyanın, bu medeniyetin bedeli olmuş…
Terör yine kan kusuyor…
Anladık ki, Devlet ne verirse versin terör bitmeyecek…
Kürt halkının daha önce verilmeyen tüm hakları son 3-4 yıl içinde yasal güvence altına alınarak verildi. Ancak Kürt hakları için dağa çıktığını söyleyenler, haklarını veren Erdoğan ve AK Parti’ye karşı daha büyük bir düşmanlık ve nefretle silahlara sarıldılar. Size haklarınızı veren adama ve partiye karşı sergilenen düşmanlığın akılla, mantıkla açıklanacak bir tarafı yok. Bu büyük bir çelişki, büyük bir vefasızlık, en önemlisi de büyük bir vicdansızlıktır…
Yazıktır…
Ayıptır…
Günahtır…
Ovaya inip siyaset yapmanız için yollarınıza güller döküldü. Kırmızı halılar serildi…
Siz elinizdeki silahla şehirlere, ilçelere, köylere, mahallelere indiniz…
Seçim sandığını silahlarınızla esir aldınız. Silahın egemen olduğu bir coğrafyada, halkın barış için kıvrandığı bir zamanda, bir avuç politikacı koltuğu için Kürt halkına yaptığınız zulümdür…
Silahlar susup siyaset konuşacakken, siyaset gidip sırtını dağa yaslıyor…
Yazıktır…
Ayıptır…
Günahtır…
1071’de Alparslan’la ittifak yaparak aldığınız Anadolu’nun anahtarını şimdi kime vermek istiyorsunuz?
Selahaddin-i Eyyubi dururken, Stalin, Mao’yu Kürt halkının sırtına vurmanız…
Yavuz dururken, Şah İsmail’i Kürt halkının sırtına vurmanız…
Şeyh Said dururken, Deniz Gezmiş’i Kürt halkının sırtına vurmanız…
Said-i Nursi dururken, Marks’ı Kürt halkının sırtına vurmanız…
Mehmet Akif dururken, Nazım Hikmet’i Kürt halkının sırtına vurmanız…
1400 yıldır Müslüman olan Kürtlerin sırtına Zerdüştlüğü vurmanız…
Yazıktır…
Ayıptır…
Günahtır…
Kürt halkının oylarıyla…
Kürtlükle, Kürt sorunuyla, Kürt halkının sorunlarının çözümüyle ilgisi olmayan…
Figen Yüksekdağ’ı…
Ertuğrul Kürkçü’yü…
Sırrı Süreyya Önder’i…
Levent Tüzel’i…
Erol Dora’yı…
Garo Paylan’ı…
Felek Nas Uca’yı…
Hüda Kaya’yı…
Kürt halkının sırtına yüklemeniz…
Yazıktır…
Ayıptır…
Günahtır…
Aydın Doğan’ın…
Rupert Murdoch’un…
Neo-Con’ların…
CNN İnternational’ın…
CNN Türk’ün…
FOX’un…
Türkiye ve Erdoğan ile kavgasını Kürt halkının sırtına yüklemeniz zulümdür. Tiraj ve reyting uğruna toprağa düşen gencecik bedenlerin onlar için bir kıymeti harbiyesi olduğunu mu zannediyorsunuz?
Yazıktır…
Ayıptır…
Günahtır…
İran’ın…
İsrail’in…
Almanya’nın…
Rusya’nın…
Amerika’nın…
Esad’ın…
Emellerini, hesaplarını, cinayetlerini Kürtlerin sırtına vurduğunuz yeter…
Yazıktır…
Ayıptır…
Günahtır…
Kürt Halkı, size Kandil’den “barışı alıp getirmeniz için” oy verdi. Siz gidip Kandil’deki savaşı alıp; Diyarbakır’a, İstanbul’a, Siirt’e, Bingöl’e, Batman’a getirdiniz…
Kürt halkı, çözüm için size oy verdi. Sizi seçim barajının altında bırakmadı. Siyasetinize hayat verdi. Siz seçim barajını aştınız, Kürt halkı kandan barajların altında kaldı. Onların size bağışladığı hayatı şimdi siz onlardan esirgiyorsunuz…
Yapmayın.
Yazıktır.
Ayıptır.
Günahtır.
