Herkese serbest işçiye yasak
Geçtiğimiz hafta sizlerden bir haftalık bir izin almıştım. Bir haftalık sürede ne değişebilir ki diye düşünme saflığında bulunmuş olacağım ki her yeni olayda not defterim biraz daha kabardı.
Uzun uzadıya yazıp 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nda sizleri yormak ya da sıkmak istemiyorum.
Ama 1 Mayıs ile başlamanın da doğru olduğunu düşünüyorum.
“Benim emrime nasıl karşı gelirsiniz? Benimle nasıl inatlaşırsınız” hırsıyla yıllardır gözleri kör bir şekilde siyaset yapan Erdoğan iktidarı bu sene de 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkışa izin vermedi.
“Siz de gidin başka bir yer bulun” diyerek işin içinden çıkılamayacak bir sembol Taksim.
1977’de kanlı 1 Mayıs’ta The Marmara Otel’in çatısından kalabalığa ateş açılmak suretiyle 34 kişinin hayatını kaybettiği, ve bu katliamın faili meçhul olarak kaldığı bir yer.
Dolayısıyla manevi anlamı bu bayramı kutlamak isteyenler için çok büyük.
İstanbul’un her yerinden Taksim’e geçişi kapatmak çok ilginç fotoğraflar alınmasına da vesile oldu.
Kevgire dönen sınırlar bomboşken Taksim’e girişte binlerce polisin beklemesi komik geldi bana.
Suriyeli sığınmacılardan, hilafet yanlılarına kadar her türlü gruba serbest olan Taksim işçilere yasak. Bahane olarak da terör örgütleri gösteriliyor. Devletin istihbaratının görevi olayları olmadan önce önlemektir. Eğer varsa bir tehlike bu yasakla çözülmez.
Ama tabii “Erdoğan istifa” seslerini duyması en muhtemel alan İşçi Bayramı’nın kutlanacağı alan olacağı için izin vermek istemiyorlar. İşçilerin, emekçilerin kenetlenip gövde gösterisi yapabilme ihtimaline karşı polis emekçileri halkla karşı karşıya getiriyorlar.
Kendileri de muhtemelen aynı saatlerde kuzu çevirme yiyordur.
SONUNA KADAR CUMHUR İTTİFAKI
MHP’nin resmi X hesabından geçen hafta yayınlanan video çok konuşuldu. Devlet Bahçeli eşofmanlarını çekmiş Ferdi Tayfur’un “Söyleten Sensin” parçası eşliğinde yürüyüş yapıyordu.
Şarkının sözleri, yürüyüş yapılan yerin parkur olmasından dolayı ben de dahil olmak üzere herkes bunun Erdoğan’a bir mesaj olduğunu düşündük.
Nitekim siyasi parti ciddiyeti düşünüldüğünde olsa olsa bu bir mesajdır dedik.
Ancak dün Devlet Bahçeli grup toplantısında bunu şiddetle ve her zamanki gibi insanlara hakaret ederek reddetti.
“Sonuna kadar Cumhur ittifakı” devam edecek dedi. Sayın Cumhurbaşkanı ile olan kardeşlik ve dostluğumuz diye de devam etti...
Allahım sen beni 10 sene önce sövdüğüm insanlarla bugün Erdoğan-Bahçeli gibi olacak duruma getirme ya Rabbim!
Esas mesele şu...
Siyasi partilerin varlık amacı yekten bir siyasi iddia ortaya koyabilmelerine bağlıdır. İttifaklar da genel anlamda sonsuza ya da sonuna kadar doğası gereği gidemez. Nitekim siyasi partilerin programları birbirlerinden farklı olduğunda çıkar çatışmaları illaki olacaktır.
Eğer çıkar çatışması olmuyorsa bir parti diğer partinin egemenliği altındadır.
ÖZEL – ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Chp Lideri Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yarın AK Parti Genel Merkezi’nde bir araya gelecekler.
Özel’in Çankaya ricasına karşı Erdoğan’ın buluşma yeri olarak Beştepe’yi göstermemesi bazı yazarlar tarafından incelik olarak algılansa bence durum biraz daha farklı.
Erdoğan AK Parti Genel Başkanı sıfatının daha ön planda olacağı bir ev sahipliğine hazırlanıyor. CHP’nin AKP tarihi boyunca ilk kez birinci parti çıkmasından sonra psikolojik dengeler alt üst oldu.
Bu görüşmeyi çok önemli ve normal buluyorum. Olması gereken böyle buluşmaların gerçekleşmesi, hükümet ile ana muhalefetin çok yakın temas halinde olmasıdır.
Biz kutuplaşma siyasetine o kadar alıştık ki en normal şeyler bile bize anormal geliyor.