Yargı kılıcı kelle avındayken…

Türkiye’de bir kısım yargı mensubunun oluşturduğu görüntü budur. Siyasetçi kellesi almak için elinde “adalet kılıcı” ile züccaciye dükkanına giren bir fil görüntüsü… Ve bu görüntü karşısında Kılıçdaroğlu, “siyaset yargıdan elini çeksin” buyurmuş. Bu sözün şöyle bir cevabı var, “yargı da siyasetten elini çeksin.” Hangisinin elinin daha uzun olduğu, kimin elinin diğerinin içinde ne kadar süreyle kaldığı ciddi bir bilimsel çalışma gerektiriyor. Ancak kamuoyunun radarından yapılan tespitlere göre, “yargının elinin siyasetin içinde daha uzun kaldığı, bu elin siyasete yönelik çok daha ağır ve kabul edilemez operasyonlar yaptığı” açıkça görülüyor…

Seçim kazanmış, halk desteğini alıp Başbakan olmuş Menderes’i idam sehpasına gönderen yargının mı, darbecilerin mi eliydi? O elin dizayn ettiği şey siyaset değil de başka birşey miydi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, başkası tarafından yazılmış bir şiiri okuduğu için görevden alan, cezaevine gönderen, çıkınca muhtar bile olmasını yasaklayan el yargının değil de Çevir Bir’in elimiydi?

İktidardaki Refah Partisi’ne kapatma davası açıp, gerekçesinde Milli Görüş Davasına “habis ur” diyen yargının eli miydi, yoksa Vural Savaş’ın eli miydi?

%50 oyla iktidar olan AK Parti’nin kapısına kilit vurmak, Genel Başkanı ve Başbakan başta olmak üzere en önemli siyasetçilerini siyaset dışına atmak için dava açan el yargının eli miydi, Büyükanıt’ın eli miydi?

Yargıtay’ın, Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümlerinde ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanını, seçilmiş Başbakanını karşısına alıp tokat manyağı yapan el yargının eli miydi, Feyzioğlu’nun eli miydi?

Seçilmiş Başbakan hakkında “dönemin Başbakanı” fezlekesini hazırlayan savcılar, yargının eli miydi, Pensilvanya’nın eli miydi?

Türkiye’nin dev projelerine imza atacak işadamları hakkında fezleke hazırlayıp, o dev projeleri başlamadan bitirmek isteyen el, yargının eli miydi, İngiltere ve Almanya’nın eli miydi?

HSYK tarafından meslekten atılan savcı Celal Kara’nın, “sonları Menderes'ten beter olacak” dediği Cumhurbaşkanı için öngördüğü sonda yargının eli mi olacak, Paralelin mi?

“Son asırda kimse diktatörlüğe özenmesin. Sonu Saddam gibi, Kaddafi gibi olacaktır.” Mesajını Twitter’den paylaşırken Zekeriya Öz, hala savcıydı. Bu mesajla Cumhurbaşkanı’na dipçiği gösteren yargının eli miydi, Jack Dorsey’in eli mi?

MİT Müsteşarını KCK Davasında tutuklamak isteyen el yargının eli değil de, Öcalan’ın eli miydi?

MİT tırlarını Adana’da durduran el, yargının eli miydi, Esat’ın eli miydi?

Cübbeli siyasetçilerin, adliye koridorlarında, mahkeme salonlarında siyasete ayar verme ayinlerini göremeyenlerin; siyasetin kendini saldırılara karşı koruma çabalarına söz söylemeye hakkı olamaz.

Ellerinde cemaat liderinin şifreli talimatlarıyla hazırlanmış fezlekelerle adliye önünde korsan bildiri dağıtan savcıları göremeyenlerin bugün siyasetin elinden bahsetme yüzsüzlüğü kabul edilemez.

Devlet içinde kurdukları devletin temellerini sağlamlaştırmak için, önlerindeki tüm engellere kumpas kuran, onlara şantaj yapan kara cübbeli adamların elindeki yargı kılıcını göremeyenler, infaz edilmekten kaçan siyasetçileri, yargıya müdahale etmekle suçlama cambazlığı yapmaları masum ve inandırıcı değildir.

“Yargı kılıcını” siyasete, siyasilere karşı pervasızca kullananları yargı olarak adlandırmak doğru bir tespit değildir. Yargının kılıcı adalet dağıtmak için var. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kellesini almak için değil…

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum