Türkiye’yi PKK’ya Değişmezler…

Boşuna hayal kurmayın. ABD, Almanya, İngiltere, AB, hatta İran ve hatta İsrail dahil, PKK’yı Türkiye’ye karşı koz olarak kullanan ve kullanmak isteyen ülkeler vakti zamanı geldiğinde PKK’ya karşı Türkiye’nin yanında durur, PKK’yı ellerinin tersiyle bir kenara itiverirler. PKK’nın ve sırtını ona yaslayıp siyaset yapanların bunu anlaması lazım.

Peki anlıyorlar mı? Anladıklarına eminim. Ancak çıkmamış candan umut kesilmez misali bir umutla bu güçlerin PKK’nın yanında Türkiye’ye karşı saf tutmasının bekliyorlar. Böyle bir şey boş bir beklenti, kuru bir hayalden öteye geçemez…

Demirtaş, Türkiye’nin son operasyonlarını şikayet etmek için PKK’nın Avrupa’daki yöneticileri ve AB temsilcileriyle görüşmek üzere Brüksel’e gitti. Brüksel’de yaptığı açıklamalar, görüşeceği Zübeyir Aydar’ın peşinen yaptığı açıklamalar yukarıda belirttiğim beklentilerinin boşuna olduğunu ortaya koydu.

“Türkiye’ye karşı bize destek verin”, “masada bizim yanımızda durun” açıklamalarına anında, ABD, AB ve İngiltere’den cevaplar verildi. Demirtaş ve Aydar’ın hayalleri, açıklamalarının üzerinden dakikalar geçmeden Obama tarafından yapılan, “Türklerin PKK saldırılarına karşı kendini savunma hakkı bulunmaktadır” sözüyle yerle bir oldu.

Türkiye, PKK’nın silah bırakıp, siyaset kanallarını kullanması için Öcalan ile direk masaya oturarak Kürt sorununu çözmek istediğini tüm dünyaya gösterdi. Kürt halkına tanıdığı özgürlüklerle de samimiyetini teyit etti. Türkiye’nin bu adımları tüm dünyada takdirle izlendi, destek ve kabul gördü. Bugün Türkiye’nin yürüttüğü operasyonlara en ufak bir itiraz ve eleştiri gelmemesinin sebebi de budur.

Aynı süreçte PKK ise silah bırakmadığı gibi, silahlı unsurlarını sınır dışına çekmeyerek çözüm istemediğini dünyaya gösterdi. Bugün PKK’nın ve sözcülerinin tüm çağrılarının cevapsız ve hatta tepkiyle karşılık bulmasının da sebebi budur. Dünya kamuoyu artık sorunun çözümünde tarafların ne istediğini açıkça görmüştür.

İşte o dünyaya yapılan, “çözüm için aracı olun”, “bize yardımcı olun” çağrıları karşılık bulmuyor. Hatta çözüm masasına dönüş için Türkiye’nin en önemli şartı olan PKK’nın silah bırakması artık masaya davet ettikleri ABD ve AB tarafından en üst temsille, en açık ifadelerle kamuoyuna açıklanıyor.

Demirtaş’ın, “AB, PKK ile Türkiye arasında müzakereleri çok açık ve belirgin bir şekilde desteklemelidir. Müzakerelere tarafsız bir gözlemcinin de dahil olması gerekir. Bu rolü AB ya da başka bir kurum üstlenebilir” açıklamasına ve KCK Yürütme Kurulu Üyesi Zübeyir Aydar’ın “ABD, Türkiye ile bizi bir masada buluştursun” çağrısına ABD ve AB’nin verdiği cevaplar, “Türkiye’nin PKK’ya değişilmeyeceğini” teyit ediyor.

“Türkiye’nin hangi coğrafi bölgelerde (Kandil kastediliyor) ne yapmak isteyeceği Türk devletinin vereceği bir karardır. ABD, Türkiye’nin kendi savunma hakkına saygı duyuyor. Operasyonlar PKK tarafından başlatılan saldırılara bir cevap olarak yapılıyor. Çözüm süreci bir iç meseledir, iç süreçtir ve öyle de sürmelidir. Bu sürece geri dönülmesi için atılacak ilk adım PKK’nın terör saldırılarına son vermesidir. İlk adım budur.”

Batı, artık HDP ve PKK’ya mesajlarını diplomatik bir dille vermiyor. Soruna uluslararası bir boyut kazandırmak isteyen HDP ve PKK’nın beklentileri karşılık bulmuyor. İşin özü yazının başlığında kullandığım, “Türkiye’nin PKK’ya değiştirilemeyeceği” gerçeğidir. PKK bunu ne kadar kısa zamanda kavrarsa o kadar az insan hayatını kaybeder.

PKK ve HDP’nin anlaması gereken Türkiye, NATO’da, BM’de, İslam dünyasında, Ortadoğu’da, Kafkaslar’da, Orta Asya’da, Avrupa’da çok güçlü ve değerli bir ülke. Kimse PKK ve HDP için Türkiye’yi karşısına almak istemez. Almaya cesaret edemez. Hele de PKK’nın yaptığı terör saldırılarına her gün, her dakika bir yenisi ekleniyorken.

Türkiye ile oturup bu sorunu çözme dışında bir yol ve bir çıkış yok. Başka yol ve çıkışlar bulmak için; umurunda olmadığınız devletlerden medet ummayı bırakın. Türkiye’de yaşayan halkların size verdiği ve vereceği değeri bir Amerikalıdan beklemeniz doğru da değil, mümkün de değil.

Türkiye’nin size gösterdiği ve göstereceği yakınlığı, samimiyeti, dürüstlüğü de ABD’den beklemeyin. Bunu da bulamazsınız. Masaya davet ettiğiniz emperyal güçler için, onların menfaatlerine ne kadar hizmet edeceğiniz dışında bir yer edinemezsiniz. Vakti zamanı geldiğinde de, size ödettikleri bedelleri hiç düşünmeden, terk edilmişliğin en acısını yaşatırlar size...

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum