Mujica: Görüntü sol, beyin darbeci
CHP sanki sol bir partiymiş gibi…
CHP’nin sanki sol diye bir derdi varmış gibi…
Türkiye’de sanki hiç solcu kalmamış gibi…
CHP gerilla liderliğinden Uruguay Devlet Başkanlığı’na uzanan bir kariyere sahip Jose Mujica’yı Türkiye’ye getirmiş. Seçimden önce getirdiler. Belki CHP oylarına biraz katkısı olur diye…
Belki de CHP’nin %0.4’lük oy artışının sebebi Mujica’nın Türkiye ziyaretidir. CHP’li belediyelerin düzenlediği toplantılarda yaptığı konuşmaların katkısı olmuştur.
Bilemiyorum tabi. Bildiğim bir şey varsa, o da CHP’nin sol bir parti olmadığıdır…
Haklı olarak sormazlar mı adama, sol partide müftünün ne işi var?
PKK avukatlarının ne işi var?
Ülkenin kaymağını yiyen patronların ne işi var sol bir partide?
Yılmaz Özdil’in dediği gibi, “Atam’ın partisinin içini cemaatçi ve Kürtlerle doldurmuş” bir partinin solculuğu pek de inandırıcı değil.
Büyük emeklerle binlerce kilometre öteden gelen Mujica’nın gelişi sessiz, gidişi sessiz oldu. “Gariban edebiyatı”, “sol”, “solculuk” bu topraklarda miadını doldurmuş bir siyasi yol. Mujica’nın gelişiyle bir kez daha bunu görmüş olduk. Umarım CHP de görmüştür…
Mujica’yı bari ben yazayım da CHP’nin emekleri, CHP’li Bakırköy Belediyesi’nin kasasından çıkan yüzbinlerce lira boşa gitmesin. Aslında işin özü ses getirmekse, “Ham Çökelek Atilla’nın” CHP’ye katılmasının Mujica’dan daha çok ses getirdiğini kabul edelim. Hem de çok düşük bir maliyetle. Atilla’nın yakasına tenekeden bir CHP rozeti taktılar. Adam tüm gazetelerde haber oldu...
Salon salon gezdirdikleri Mujica’ya kimse dönüp bakmadı. Ne zaman mı medyanın dikkatini çekti. Adamı dünyanın en fakir solcu devlet başkanı propagandasıyla gezdirirken, kimsenin ilgi göstermediği Mujica, Kemal Kılıçdaroğlu ile buluşunca medyanın dikkatini çekmeyi başardı…
Allah’ın işine bakın. CHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Beştepe Külliyesi’ne zenginlik, gösteriş ve şatafat eleştirisi yapacakken kendi kalesine gol atıverdi. Bu tarihi buluşmada, tabi dikkat çeken konu solcu Mujica’nın, Türkiye’de solun temsilcisi olduğu iddia edilen Kılıçdaroğlu ile büyük vuslatı değildi. Buluşmanın dikkat çeken noktası Kılıçdaroğlu’nun iki bin liralık ayakkabıları oldu...
Mujica’yı donuna kadar soysan üzerindeki esvapların tutarı iki bin lira etmezdi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a gol atacağım derken, yine kendi organizasyonuyla kendi kalesine golü atıverdi…
Kemal kendi kalesine gol atarda Uruguaylı solcu boş durur mu. O da tam doksana golü asıverdi. Solcu Mujica, “Solun stratejik olarak askerlerle çalışması lazım. Silahlı kuvvetler olmadan olmaz. Onları yanlarına çekmeye çalışmaları lazım” diyerek aslında Türkiye’deki solculardan pek de bir farkının olmadığını ortaya koydu.
Mujica’nın görüntüsü, 1960/70’li yılların solcularını andırıyor. Ancak zihin dünyasının da o günlerden farklı olmadığı anlaşıldı. Siz bakmayın solun asker ve darbe karşıtı söylemine. Meğer dünyanın her yerinde askerle kol kola olmak, onlarla işbirliği içinde olmak solun bir kuralıymış da bizim haberimiz yokmuş. Biz solun askerle el ele verip darbe yapmasını, Başbakan asmasını sadece Türkiye’ye has bir strateji zannediyorduk. Meğer dünyadaki genel, geçer kuralıymış askerle işbirliği yapmak.
Sanki dünyadaki tüm solcular bir anadan doğuyor. Türkiye, Uganda, Uruguay fark etmiyor. Hepsi aynı zihin dünyasına sahip. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir daha “böyle sol mu olur” diye eleştirmeyeceğim. Sol meğer dünyanın her yerinde aynıymış da benim haberim yokmuş…
Kılıçdaroğlu, CHP’nin kalesine, Mujica solun kalesine; Murat Bardakçı da hem Kılıçdaroğlu’nun, hem Mujica’nın, hem CHP’nin, hem de solun kalesine altın golü atıverdi. Haber Türk yazarı Murat Bardakçı, Jose Mujica'nın sözde Ermeni soykırımını tanıyan ilk devlet başkanı olduğunu ve sözde soykırım komitesinde de yer aldığını yazdı. Bu gol zor çıkar.
CHP, büyük (!) bir organizasyonu daha yüzüne gözüne bulaştırarak noktaladı. Bunların devlet yönetimine talip olmaları ise ayrı bir komedi…
