Gıda enflasyonu

Pandeminin dünya ekonomisini tabiri caizse yerle bir ettiği tartışmasız bir gerçek. Bunu tüm saygın ekonomistler kabul ediyor.

Ancak pandeminin kırılgan ekonomileri daha fazla etkilediği de tartışmasız bir gerçek…

Türkiye ekonomisi pandemiyle birlikte başlayan, akabinde saçma sapan faiz inatlaşması sonrası kurun patlamasıyla gözlerdeki ışığı söndüren bir krizin içine gireli dolu dolu 3 sene oldu…

3 sene…

Pandemiden dolayı etkilenen dünya ekonomileri kendilerini toparlarken biz patinaj çekip, çamura batmaya devam ettik.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun açıkladığı Mart Ayı Gıda Raporu’na göre dünyadaki gıda fiyatları 7 ay sonra ilk kez yükselişe geçmiş.

Yani 7 aydır düzenli olarak düşen fiyatlar aylık bazda yüzde 1,1 artmış ama geçen yılla kıyaslandığında yüzde 7,7 düşüş göstermiş durumda.

Biz de ise durum felaket.

İnanırsak TÜİK’e göre aylık yüzde 3,14, yıllık yüzde 70,41 gıda enflasyonu.

İktidarın her şeyiyle her saniye bu konuyla ilgilenmesi gerekiyor…

3 yıldır ilgilenmeliydi…

POLİS TARAFINDAN TOKATLANAN BAŞÖRTÜLÜ KIZ

AKP’nin yıllarca kullandığı ve bazın noktalarda haklı da olduğu bir mağduriyet konusu vardı. “Başörtülü gençlerin polisler tarafından şiddete uğraması” başlıklı bir konuydu bu.

Gerçekten de geçmiş yıllarda böyle kötü görüntüleri görüyorduk televizyonlarda.

AKP gelmiş bu konu sorun olmaktan çıkmıştı.

En azından retorik bu şekildeydi.

Ancak bu hafta Beyoğlu’nda Türkiye Cumhuriyeti’nin İsrail ile olan ticareti devam ettirmesini protesto eden gençlere polisin sert müdahalesi ters kelepçeyle gözaltına alınan, tokatlanan başörtülü kızları televizyonlardan, sosyal medyadan izlememize neden oldu.

Çok sembolik bir görüntüydü açıkçası.

AKP’nin eleştiriye tahammülsüzlüğü artık sınır tanımıyor.

Halbuki tam da bu yüzden kaybettiler.

Olaylar sosyal medyada infial yaratınca İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya “iki emniyet personelinin açığa alındığını” paylaştı ama iktidarın bu tepkisi de halk tarafından not alındı diye düşünüyorum.

Ve belki de bu konudaki en iyi tweeti kıymetli ağabeyim İsmail Saymaz attı.

“CHP iktidar olsaydı ve bir polis, İsrail protestosunda örtülü bir genç kızı tokatlasaydı, İslamcılar sokağa dökülmüştü.

Fatih Camisi, tekbirlerle yıkılıyor…

Ayasofya beddualarla inliyordu.

İsrail’le ticari ilişkiyi sürdüren AK Parti olunca koca bir “tıss” sesi geliyor.”

Bilmiyorduk, tamam.

İstanbul Büyükşehir Başkanlığı’nı tekrar kazanan Ekrem İmamoğlu Anıtkabir’i ziyaret etti. Aslanlı Yol’da yürürken kendisiyle bir yandan röportaj yapmak isteyen gazetecilerle konuşuyordu.

Görevliler yanlarına gelerek sessizlik istediler.

Hiçbir sorun yok.

Evet orası sessizliğin olması gereken bir yer.

Görevliler AKP’li herhangi bir isme böyle bir uyarı yapamadı bugüne kadar. Hele ki Anıtkabir’in tam önünde “Her yer Tayyip, her yer Erdoğan” gibi tahrik edici ve saygısızca bir sloganı izlemekle yetindiler o görevliller.

Bu çifte standardı da not ettikten sonra Ekrem İmamoğlu’nun tepkisini tebrik etmek istiyorum.

İmamoğlu “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” gibi bir tavra girmeden “Bilmiyorduk, tamam” dedi.

İşte bu kadar basit.

Hatayı kabul etmek dünyanın en güzel şeyi.

SÜPER KUPA

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Trabzonspor maçında yaşanan olaylardan sonra Süper Kupa maçına U19 takımı ile çıkacağını günler önceden açıklamıştı.

Herkes bu konuyu biliyordu.

Ancak nedense dün yayıncı kuruluş yorumcuları hadlerini aşarak Fenerbahçe’nin topluma, kupaya saygısızlık yaptığına kadar getirdi konuyu.

Fenerbahçe futbola protesto kültürünü getirmiştir.

Sonuna kadar destekliyorum.

Tek eleştirim Fenerbahçe’yedir. U19 yerine as takımla aynı protesto yapılabilirdi.

Daha şık olurdu. Daha net bir mesaj olurdu belki de.

Galatasaray’ın müthiş kutlaması da gözlerden kaçmadı…

DİZİ, FİLM, KİTAP

Bir okuyucum bana televizyon dizisi izleyip izlemediğimi sormuş.

Şöyle cevap vereyim.

2 saat 20 dakika dizi olmaz.

Bu bir çok filmin süresinden fazla bir süre.

Senaristlerden her hafta bir film senaryosu yazmalarını istemektir bu.

Bu yüzden de bir yerden sonra insanı sıkan uzun uzun bakışmalar, sıkıcı tekrarlar, video klipler izletilir izleyiciye.

Ben bu yüzden her sezon bir ya da iki dizi izliyorum.

Onu da yayın gününden sonra Youtube’dan ilerlete ilerlete izliyorum.

Sezona İnci Taneleri ve Gaddar ile başlamıştım ama İnci Taneleri’ni artık ilerlete ilerlete 15 dakikada izleyebildiğimi farkettiğim için artık izlememeye karar verdim.

Yılmaz Erdoğan “dur kendimi bir öveyim” dizisi çekmiş nitekim.

Benim en sezon en beğendiğim dizi ise tartışmasız Taş Kağıt Makas.

Senaryo, oyunculuklar çok tatmin edici.

Hiç ilerletmedim henüz.

Ozan Güven’e oynadığı rol cuk oturmuş.

Sonuç olarak şuan da televizyon dizilerinden sadece Gaddar ve Taş Kağıt Makas’ı izliyorum.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum