Kamuoyu baskısıyla 16 ay sonra yazılan Sinan Ateş iddianamesi ‘içi boş’ eleştirilerine rağmen kabul edildi. İddianamede, kamuoyunun bile bildiği delillerin, bilirkişi raporunun ve talimatı verene ilişkin en kritik unsurların olmaması ‘örtbas’ iddialarına zemin oluşturdu. Siyasi etkiye dönük rahatsızlık işaret edilerek soruşturma dosyasında yer alan kanıtların neden iddianameye girmediği sorgulandı.
İDDİANAMEDE BİLİRKİŞİ RAPORU DA YOK TALİMATI VEREN DE
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in katledilmesinin ardından kamera görüntüleri, telefon kayıtları organize suikastı ortaya koydu. Buna rağmen üç kez savcı değiştiren dosyanın iddianamesi geçen hafta yazıldı. Ancak 145 sayfada talimatı verene ve cinayetin nedenine ilişkin bilgi yer almadı. Soruşturmada en önemli delillerden olan bilirkişi raporu ile Ateş’in adresini isteyen Ülkü Ocakları Başkanı’nın adının iddianamede geçmemesi de dikkat çekti.
'ANKARA'DAKİ SİYASİ SUİKAST DÜPEDÜZ ÖRTBAS EDİLİYOR'
Tartışmalar sürerken Bahçeli’nin “Beklentimiz iddianamenin kabul edilip yargılamanın derhal başlatılması” sözleri sonrası mahkeme iddianameyi kabul etti. Daha önce “Siyasi isimler geçtiği için ifadem unutulmuş” diyen Ateş’in eşi Ayşe Ateş “İçi boş kağıt parçası” tepkisini gösterdi. CHP’li Oğuz Kaan Salıcı da “Ankara’nın ortasındaki siyasi bir suikastı sadece 6 sayfalık bir değerlendirmeyle geçiştirmek bu cinayeti düpedüz örtbas etmektir” dedi.
DELİLLER SORUŞTURMADA VAR İDDİANAMEDE YOK
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 16 ay sonra hazırlanan iddianame kabul edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen dosyada 22 tutuklu şüpheli bulunuyor. Ancak bilirkişi raporu dahil olayın organizasyonunu ortaya koyan onlarca delilin iddianameye konulmadığı belirtildi. Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in aralarında siyasilerin de olduğu isimleri verdiği 17 sayfalık ifadesine dahi yer verilmedi. Ateş “İçi boş kağıt parçası” dedi.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de, Ankara’nın en merkezi yerlerinden Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Üzerinden 16 ay geçen cinayete ilişkin soruşturma kapsamında aralarında tetikçi Eray Özyağcı, silahlı eylemi organize eden Doğukan Çep, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat Serdar Öktem ile 3 polisin de aralarında bulunduğu 22 tutuklu hakkında düzenlenen iddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Sanıklar ‘tasarlayarak öldürme’, ‘öldürmeye teşebbüs’ ‘suça azmettirme’ ve ‘suça yardım etme’ suçlarından yargılanacak. Mahkeme, dava için duruşma günü belirleyecek.
17 KİŞİ AYRI DOSYADA SORUŞTURULACAK
Ancak iddianamede soruşturma dosyasında bulunan pek çok delil yer almadı. Bilirkişi raporu dahil olayın organizasyonunu ortaya koyan onlarca delil değerlendirilmedi. Azmettiricinin kim veya kimler olduğu da dosyada açıklanmadı. Soruşturma sırasında tutuklu olmayan 17 şüpheli için bir cümlelik değerlendirme ile ayırma kararı yer aldı. Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17’si hakkındaki soruşturma ayrı bir dosya üzerinden sürdürülecek. Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in verdiği 17 sayfalık ifade de iddianamede yer bulamadı.
AYŞE ATEŞ: İÇİ BOŞ KAĞIT PARÇASI
Ateş’in eşi Ayşe Ateş, hazırlanan iddianameye X hesabı üzerinden tepki gösterdi. Ateş “İddianame adı verilen içi boş kağıt parçasının kabul edildiğini büyük bir üzüntü içerisinde öğrenmiş bulunmaktayım. Çocuklarım bana ‘Babamızı polisler mi öldürdü’ diye soruyor. Ben onlara her defasında ‘Yok anneciğim, devletimizin polisleri bizi koruyor. Arkamızdan gizlice takip ediyorlar’ diyorum ki devlete olan güvenlerini kaybetmesinler. Fakat bugün bir kez daha gördüm ki devletimiz ne sağımızda ne solumuzda ne önümüzde ne de arkamızda. Bir kez daha ifade etmekte fayda var: Bedeli her ne olursa olsun hukuki mücadelemin siyasi çıkarlar sofrasına meze edilmesine izin vermeyeceğim. Başkalarının çocukları rahat uyusun diye benim çocuklarıma reva görülen gözyaşlarının, benim çocuklarımın elinden zalimce alınan çocukluk yıllarının, zehir edilen günlerinin hesabını yargı önünde tek tek soracağım. Bana ve benim çocuklarıma uyku haramsa bizim bugün bu durumda olmamıza sebep olan tek bir failin bile rahat uyku uyumasına müsaade etmeyeceğim” dedi.
CHP: CİNAYETİ ÖRTBAS EDİLİYOR
CHP’li Oğuz Kağan Salıcı da mahkemenin 22 şüpheli hakkında hazırladığı iddianameye tepki gösterdi. Salıcı şu ifadeleri kullandı: “Faili gizleyen çok iddianame gördüm ama acıyı yok sayan iddianameyi az gördüm! Bu iddianamenin kabul edilmesi bir hukuk skandalı olduğu kadar bir insanlık krizidir. Yahu, Sinan Ateş cinayeti öncelikle ailesinin acısını hafifletmek için yargılanmıyor mu? Peki neden bu acıya sessiz kalınıyor? Neden tüm bulgular değerlendirilmiyor? Bir an için kendi eşinizin, kendi oğlunuzun, kendi dostunuzun öldürüldüğünü düşünün. İçiniz yanıyor. Acınızı, feryadınızı anlatıyorsunuz. Fakat sizi duyan yok. Sizi gören yok. Sizi ciddiye alan yok. Elinizi vicdanınıza koyun. Ne hissedersiniz? Biz bu iddianame için 1 buçuk sene bekledik. Ortaya 145 sayfalık bir iddianame çıktı. Peki savcı bu 145 sayfanın kaç sayfasında değerlendirme yapmış? 6! Sadece 6! Ben savcıya hakikate giden tüm bağlantıları çözüp birleştirseydi ‘Helal olsun’ derdim. Ama Ankara’nın ortasında işlenmiş siyasi bir suikastı sadece 6 sayfalık bir değerlendirmeyle geçiştirmek, bu cinayeti düpedüz örtbas etmektir. Dahası, cinayet siyasi bir suikast olarak görmemektir. Benim yargıdan beklentim, “Sinan Ateş cinayeti hangi masada kurgulandı?” sorusunun doğru yanıtını bulmasıdır.”
İDDİANAMEYE EKLENMEYEN AYŞE ATEŞ’İN İFADESİ: OLCAY KILAVUZ’UN DA SUİKASTTA DAHLİ OLDUĞU KANAATİNDEYİM
Ayşe Ateş’in iddianameye eklenmeyen ifadesi de ortaya çıktı. T24’ten Asuman Aranca’nın ulaştığı 17 sayfalık ifadede Ayşe Ateş, siyaset içinde olan bazı isimleri de telaffuz ediyor. Ateş ifadesinde, eşinin Ülkü Ocakları Başkanı olmasından sonra sürekli itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kontrolünde olan bazı isimlerin yönettiği sosyal medya hesaplarından eşi aleyhine paylaşımlar yapılmaya başlandığını belirterek, “Rahmetli eşim kendisine karşı medya üzerinden yapılan saldırıların, Mersin’de meydana gelen olay (Çağrı Ünel) ve devam eden süreçlerde yaşananların ve kendisinin aleyhine gerçekleştirilen faaliyetlerin mevcut Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan olan Ahmet Yiğit Yıldırım ve kendisinden önce Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanlığı yapan MHP Mersin Milletvekili olan Olcay Kılavuz’un birlikte hareket etmek suretiyle planlandığını defalarca kez bana ifade etmişti” dedi.
İddianamede azmettirici olarak görünen Tolgahan Demirbaş’ın, eşinin bir arkadaşına giderek kendisini Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz’un elçi olarak gönderdiklerini söylediğini kaydeden Ateş, Demirbaş eşimin arkadaşına “Sinan Ateş’in yanında durma abi, Ocak onun kalemini kırdı, sen de zarar görme” dediğini anlattı. Ayşe Ateş, eşinin çalıştığı ofisin önüne 10 Mart 2022 tarihinde Ankara Ülkü Ocakları’nın kullanımında bulunan 06 AT 2020 plakalı bir araç ile silahlı 4 kişinin geldiğini, eşinin de aracın fotoğrafını çekerek arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir’e “Ankara Ocak, Silahlı 4 kişi göndermiş” yazdığına ilişkin ekran görüntülerini de dosyaya sundu. Ateş, Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığını hatırlatarak, “Kılavuz’un da suikastta dahli olduğu kanaatindeyim” dedi. Ateş Demirbaş ve Kılavuz’un HTS kayıtlarının da incelenmesini istedi. Eşi ile Ömer Çağrı Özdemir arasında geçen 11 Mart 2022 tarihli Whatsaap mesajlaşmasının da incelenmesini talep etti. Ateş ayrıca, eşinin ölümle tehdit edildiğine dair sosyal medya paylaşımlarını da savcılığa sundu. Ateş ifadesinde tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ye getiren koruma tahsisli aracın araştırılmasını da istedi. “Cinayet organize biçimde işlendi” dedi.
"AYŞE ATEŞ’İN İFADESİ DOSYAYA GİRMEDİYSE YUMUŞAMA ANLAMSIZ"
Sinan Ateş iddianamesine Davutoğlu da partisinin grup toplantısında tepki gösterdi. “Bir iddianame çıkıyor. İddianame hazırlanırken maktulün eşinden ifade alınıyor. Eşi bir takım ifadelerde bulunuyor, muhtemelen Sinan Ateş’in kimseye söylemediği şeyleri söylüyor ama eşinin ifadesi iddianamede yok. Sayın Erdoğan, siz eğer maktul yakınları yerine katiller ve onun azmettiricileri ile yumuşarsanız Özgür Özel ile verdiğiniz resmin ne anlamı kalır” dedi.
Saadet- Gelecek Partisi ortak grup toplantısında konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun gündeminde Sinan Ateş cinayetine dair hazırlanan iddianame vardı. Davutoğlu “Sayın Erdoğan çıktı ve dedi ki, ‘siyasi yumuşama devri başladı’. Gerçekten siyasi yumuşama isteniyorsa anayasa önümüzde. Gerçek bir sivil ve kapsamlı anayasayı tartışmaya açtılar. Anayasaya makyaj yapmalım. Getirin anayasanın her şeyini tartışalım. Ama gündem değiştirmek, oyalamak için anayasa değişikliği getirirseniz önce şunu sorarız biz; peki şu elinizdeki anayasaya uyuyor musunuz? Mesele yoksulluğu örtmek, emeklilerin feryadını örtmek için anayasayı kullanmaksa bu oyuna gelmeyiz. İktidara buradan sesleniyorum; eğer gerçekten yumuşamaysa Can Atalay’la ilgili kararı derhal uygulayın” dedi.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ifade eden Davutoğlu “Bir iddianame çıkıyor. Bu iddianame hazırlanırken maktulün eşinden ifade alınıyor. Eşi bir takım ifadelerde bulunuyor, muhtemelen Sinan Ateş’in kimseye söylemediği şeyleri söylüyor ama eşin ifadesi iddianamede yok. Şimdi sayın Erdoğan, siz eğer maktul yakınları ile yumuşamak yerine katiller ve onun azmettiricileri ile yumuşarsanız Özgür Özel ile verdiğiniz resmin ne anlamı kalır? Eşkıya Başkent’e inmiş, başkent sokağında genç bir akademisyeni katletmiş ve iktidar o eşkıya ile yumuşama içinde ama maktulun eşinin ifadesini iddianameye sokmuyor.
Eğer bir yumuşama olacaksa basın ve düşünce özgürlüğüne yönelik bütün davalar düşürülsün. Düşünce ise suç değildir densin. Basına açıklamada bulunulsun; bize en sert şekilde eleştirebilirsiniz denilsin. Yaşı ileri ve hasta tutuklular konusunda da bir siyasi yumuşama sergileyin ve bırakın. Eğer çok ağır şartlarda hasta ise ailesinin yanında vefat etsin. Yaşı 90’a gelmiş bir 28 Şubatçıyı hapishanelerde ölüme terk edeceksiniz o yıllarda sivil teorisyenliğini yapanlar Beştepe’de memur sıfatına sokacaksınız işte bu adaletsizliktir. TRT başta olmak üzere medya üzerindeki ambargoları kaldırın. Eğer toplumsal bir yumuşama bekliyorsanız 15 Temmuz darbesine karışan herkesi cezalandırın ama 15 Temmuz darbecisinin en baş sorumlusunun ağabeyini Hollanda’ya büyükelçi yapıp Anadolu’da parası olmadığı için sizin törenlerle açtığınız okullara çocuklarını gönderen aileleri yedi göbek cezalandırmayı bırakın.”
"SİYASİ CİNAYETLER BİLE ÇÖZÜLEMEZKEN YENİ ANAYASA MI YAPILIR?"
KARAR TV’de Bi’ Karar Ver programında Yıldıray Oğur’Un konuğu olan DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu “Türkiye’de bir taraftan Tayyip Erdoğan bu yabancı düşmanlığına söylem açısından olarak karşı çıkıyor ama bunun zeminini oluşturan da bizzat kendisi. Bir taraftan bu mesele ile ilgili bir politikasız oluşuyla diğer yandan da tek kimlikçi bir politikayı sürdürmekle iki taraflı şekilde sığınmacı karşıtlığını besliyor. Bir kere mülteci konusuyla ilgili toplumun düşüncelerini göz ardı eden bir siyaset anlayışı olamaz” dedi. Siyaset gündemine de değinen Yenroğlu “AK Parti’nin bugünkü şartlara rağmen bu kadar yüksek oy alabilmesi asıl tartışılması gereken konudur. AK Parti eski yerini, eski anlayışını terk etti ve aşırı devletçi, milliyetçi, güvenlikçi bir noktaya savruldu. Sayın Özgür Özel çok önemli açıklamalar yapıyor, geçmişten ders çıkarmış iddialar ortaya koyuyor. Bunların altını doldurursa Türkiye kazanır” ifadesini kullandı. Yeni anayasa konusunu Sinan Ateş cinayeti üzerinden değerlendirdi. “Siyasi cinayetler bile çözülemezken yeni anayasa mı yapılır?”
