Değişim kazandı

Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultay’ında partinin TBMM Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel Genel Başkan olarak seçildi.

Tarihe geçecek detayların olduğu bir kurultay izledik.

Örneğin Kemal Bey konuşmasında Meral Akşener’i kastederek “sırtımda hançerle seçime girdim” ifadesini kullandı. Bu ifadeyi birkaç ay sonra yerel seçim için ittifaka ihtiyaç duyulacak bir siyasi ortamda söylemek büyük bir strateji hatasıydı. Kurultay kazanmak için tüm köprüleri yıkma stratejisinin delegeler üzerinde negatif bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Zaten son dönemde CHP Genel Merkezi seçimlerde göstermedikleri performansı kurultay için gösterdiler demek yanlış olmaz. Ve bu süreçte maalesef Kılıçdaroğlu’na yakın isimler çirkinleşmekten de geri durmadılar.

Kılıçdaroğlu’na yakın delegeler erken saatlerde salona getirildiler. Sık sık Özgür Özel’in konuşmasını susturmaya çalışan gruplar ortaya çıktı.

Özellikle dün gece bir rezalet yaşandı ve bunu kimlerin organize ettiği bulunana kadar suçlu olarak tüm oklar eski Genel Merkez üyelerini gösterecek.

CHP delegelerinin cep telefonlarına İstanbul İl Başkanı tarafından atılmış gibi gösterilen mesajlarla Kılıçdaroğlu’na destek istendi.

Ancak tüm bunlara rağmen ilk turda salt çoğunluktan sadece 2 oy eksik alan Özgür Özel kazandı ancak seçim ikinci tura kaldı.

Bu noktada 29 Mayıs’tan beri koltuktan çekilmesi beklenen Kemal Bey’den son bir hamle bekledi tüm CHP seçmeni.

Ben de dahil.

Ancak İsmet İnönü’nün “İktidarda değil itibarda kalmak önemlidir” sözünü hiç duymamışçasına delegenin desteğini kaybetmesine rağmen ikinci tur öncesi de çekilmedi Kemal Bey.

Ve sonuç da daha büyük bir kayıp yaşadı.

Keşke böyle davranmasaydı…

Tarih ona tarihe geçmesi için çok kez fırsat sundu. O Eren Erdem’i dinlemeyi tercih etti.

Bu arada şunu da söylemek istiyorum. CHP’deki bu koltuk değişiminin mimarı ve arka plandaki gerçek ismi Ekrem İmamoğlu’dur.

29 Mayıs sabahı “değişmeyen tek şey değişimdir” diyerek parti içi muhalefet ateşini yakan İmamoğlu Özgür Özel ile birlikte yok yürüyerek Kemal Bey’i mağlup etmiş oldu.

Yeni Erdoğan’dan sonra Kemal Bey’i de yenen aslında İmamoğlu oldu demek yanlış olmaz.

Elbette bazı arkadaşlarımla konuştuğumda “bu nasıl değişim? Özgür Özel Kılıçdaroğlu’nun sağ koluydu, yapılan her hatada onun da parmağı var” gibi eleştiriler duyuyorum.

Haklılar da. Evet Özgür Özel partinin dışlanmış çocuğu olarak bir isyan başlatıp oyları toplamadı.

Ancak bu zaten gerçek dünyada ve delege sisteminde mümkün olabilecek bir şey de değildi.

CHP gibi problemli delege sistemi olan partilerde sıfırdan yükselmek imkansıza yakındır.

O yüzden bu 180 derecelik bir değişim zaten olmayacaktı. Yine aynı yüzler, kendi aralarında yarışacaktı.

E öyleydi de madem neden heyecanlandın diye soranlar olacaktır.

Birkaç sebepten dolayı…

Birincisi ben Özgür Özel’i de Ekrem İmamoğlu’nun da siyaset yapma tarzlarını beğeniyorum. Ve Özel’i İmamoğlu’ndan bağımsız düşünmüyorum. Beraber bu işe giriştiler ve seçimlerde kazanabilirler umudu taşıyorum.

Bir diğer nokta da Kemal Kılıçdaroğlu’nun varlığı rakip partilerde kaybettiği seçim sayısıyla alakalı bir alay konusuna dönmüştü. Bu da partililerin seçimde motivasyonlarını zaman zaman kaybetmelerine, demoralize olmalarına neden oluyordu. Artık Bay Kemal klişesinden karşı tarafı kurtarmak da beni mutlu etti diyebilirim.

İzleyip göreceğiz.

Ancak bir eleştirim var.

CHP Genel Başkanı adayı olmak demek illaki de Demirtaş’a selam göndermeyi mi gerektiriyor?

Konuşulacak onca sorun varken bu milletin milli hassasiyetleri bilinmesine rağmen neden Demirtaş’a selam gönderiliyor?

Klasik cevap: HDP oyları için, ittifak için vs değil mi?

Bence yanlış yapılıyor.

Daha önce de yanlış yapıldı…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.