Jeolojik Mühendisi Prof. Dr. Nafız Maden, Rize'nin Çayeli ilçesi açıklarında petrol rezervinin var olup olmadığını belirlemek amacıyla numune almak için denize açıldı. Elde edilen numuneler, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na gönderildi.
Gümüşhane Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi Jeolojik Mühendisi ve Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafız Maden, Rize'nin Çayeli ilçesi açıklarında petrol rezervinin var olup olmadığını belirlemek amacıyla denize açılarak numune alındığını açıkladı. Çayeli ilçesinin yaklaşık 7 mil açıklarında bulunan tabakalardan alınan numuneler, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) gönderilerek petrol potansiyeli incelenecek.
Prof. Dr. Nafız Maden, yaptığı açıklamada, Çayeli'nde bulunan petrol rezerv alanının Osmanlı dönemlerine kadar uzandığını belirtti. Ayrıca, petrol kokusunun hissedildiği ve sızıntılarının olduğu bu bölgenin tarihi bir mevki olduğunu ifade etti. İptal edilen bir ruhsatın bulunduğunu ve daha önce buradan örnekler alındığını da belirten Maden, bugün ise yeni numunelerin alındığını ve jeokimyasal analizlerin yapılacağını söyledi. Bu analizlerin sonucunda, petrolün tipi ve kalitesinin belirleneceği ve sondaj faaliyetlerine geçileceği bilgisini verdi.
SONDAJ ÇALIŞMALARINA HAZIRLANILIYOR
Çayeli'deki petrol araştırması, sadece Doğu Karadeniz bölgesinde sınırlı kalmayacak. Ünye açıklarında da petrol sızıntılarının olduğunu ve hatta Gürcistan'ın Batum açıklarında da dört farklı noktada petrol sızıntılarının bulunduğunu belirten Maden, jeofizik yöntemlerle tespit edilen bu alanlarda da araştırmaların devam ettiğini aktardı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na ait Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Ünye açıklarında sismik araştırmalar yaptığını ve verilerin değerlendirildikten sonra sondaj faaliyetlerine geçileceğini de sözlerine ekledi.
“GÜNDE 1 TON PETROL YÜZEYE SIZDI"
Prof. Dr. Maden, petrol rezervinden yılda yüklü miktarda petrolün sızdığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:
“Büyük bir alanda sızıntı var. Yapılan hesaplamalar burada günde 1 ton petrolün yüzeye sızdığını yılda yaklaşık 350 ton olduğunu göstermiştir. Bu sızıntılardan hafif olanlar güneşle beraber buharlaşıyor. Ağır olan kısımda yine birikerek yine yoğunluğu arttığı için toplanıyor. Sondaj gemisi gelmeden önce sismik araştırma yapılması gerekiyor.
Bu araştırmalar neticesinde sondaj lokasyonunun ilgili uzman kişilerce belirlenecek. Ondan sonrada sondaj faaliyetine geçilecek. Sondaj faaliyetleri sonucunda bu rezervuar alanı sismik yorumlamalarla yapılan sondaj alanı ve oradan da petrolün çıkması gerekiyor. Dolayısıyla bir sondaj gemisinin buraya gelip sondajın yapılması gerekiyor. Birkaç noktadan sondaj yapıldıktan sonra muhtemel rezerv alanı hesaplanabilecek.”
