Yüce Allah, ilgili ayetlerde insanlara olan ülfet nimetini hatırlatmakta; bu değer olmasa birbirlerine düşman kimseler olarak uçurumun kenarına kadar gelebileceklerini hatırlatmaktadır
[Karar]
YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN GÜREL
Bireysel ve toplumsal açıdan İslam’ın öngördüğü güzel ahlakı şekillendiren temel değerlerden biri ülfettir. Ülfet kelimesi, bir ahlak terimi olarak “insanların birbirine alaka duyması ve sevgi beslemesini, maddi-manevi destek vermesini temin eden; sosyal ahenk, birlik ve beraberliği kuvvetlendiren kaynaşma ve birlikte yaşama becerisi” olarak tarif edilir.
Kur’an-ı Kerîm’de ülfet değeri toplumsal ve ahlâkî anlamları ağırlıklı olacak şekilde kullanılmaktadır. Ülfet değeri ile ilgili ayetlerde vurgu yapılan en önemli husus, bu değerin insanların gönlünde filizlenmesinde ve aralarında yayılmasının sağlanmasında mutlak gücün Allah’a ait olduğu gerçeğidir.
Yüce Allah, ilgili ayetlerde insanlara olan ülfet nimetini hatırlatmakta; bu değer olmasa birbirlerine düşman kimseler olarak uçurumun kenarına kadar gelebileceklerini hatırlatmaktadır (Âl-i İmran, 103). Enfâl sûresinin 63. ayetinde de Hz. Peygamber’e hitaben, “Dünyanın bütün servetlerini harcasaydın onların gönüllerini birleştiremezdin fakat Allah onların kalplerini birleştirip aralarında ülfeti var etti” ifadesiyle insanların kaynaşmalarının ancak Allah’ın kalplerine koyduğu ülfetle gerçekleşeceğini bildirilmiştir.
Peygamberimiz de iman edenleri “başkalarıyla ülfet eden kimse” diye tanımlamış; ülfet değerini dualarına konu edinmiş; “Allahım, kalplerimize ülfet ver, aramızı düzelt!” şeklinde dua etmiştir.
TAZE DİMAĞLARA ÜLFET
Toplumsal manada ülfeti temin etmek İslam ahlakının olduğu kadar İslam eğitiminin de hedefidir. İnsanlar arasında yumuşak huyluluk, müsamahakârlık, davete icabet, hediyeleşme, fakirlere ilgi, hastaları ziyaret, cenazelere iştirak, özür dileme, selam alıp verme, güler yüzlü olma gibi faziletlerin kabul görmesi ve yaygınlaşması için gerçekleştirilecek teorik ve pratik bütün uygulamalar, ülfet değerinin eğitimi / öğretimi amacıyla gerçekleştirilecek faaliyetlerin merkezine konulmalıdır. Bu nedenle ülfet değerinin taze dimağlara benimsetilmesinde din eğitimcileri ve anne-babalara özellikle görev düşmektedir.