Devletin kentsel dönüşümde faiz desteği 2018 yılında da devam edecek. Kamu ve özel bankalarda ortalama yüzde 1.20 seviyesindeki 120 ay vadeli kredi faizinin yüzde 0.41-0.33’ünü yine devlet üstlenecek. Böylelikle, evlerini dönüştürecek vatandaşlar yüzde 0,78-0.86 maliyetle bankadan kredi çekebilecek.
HAMİDE HANGÜL / EKONOMİ SERVİSİ
Kentsel dönüşümde standartları yeniden yazan hükümet, Türkiye’de 7.5 milyon konutun 15-20 yılda yenilenmesi perspektifiyle kentsel dönüşümde faiz desteğini bir yıl daha uzattı. Böylelikle şu anda kamu ve özel bankalarda yüzde 1,19-1,20 seviyesindeki aylık faiz oranının yüzde 0.41 ile yüzde 0.33’lük kısmını yine devlet üstlenecek. Bu sayede evlerini müteahhitlere vererek yeniden dönüştürecek olan vatandaşlar, 120 ay vadeyle aylık yüzde 0.78 ile 0.86 faiz oranlarıyla bankadan kredi kullanabilecek. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararla birlikte, hak sahiplerince kullanılacak kredilere sağlanacak faiz desteği 31 Aralık 2018 tarihine kadar sürecek. Söz konusu krediden yararlanabilmek için öncelikle binanın kentsel dönüşüm kapsamına girmiş olması gerekiyor. Müteahhit seçimi yapıldıktan sonra kentsel dönüşüm kredisi veren anlaşmalı bankalara başvuru yapılıyor. Bir daire için en fazla 100 bin lira kredi kullanılabiliyor. Eğer başvuru yapan kişinin dört ya da beşten fazla dairesi var ise hepsinin toplamı için en fazla 500 bin liralık kredi çekebilmek mümkün. Vatandaşın talebiyle gerçekleşen dönüşümde devletin sağladığı teşvikler sadece faizle sınırlı değil. Düşük KDV desteği de var. Bu kapsamdaki daire ve iş yeri satışındaki KDV oranı yüzde 1. Mevcut durumda ise yüzde 18. Böylelikle, eski bir binaya “deprem risk raporu” alarak kentsel dönüşüm kapsamına giren dairelerin satışındaki KDV yüzde 1 olarak uygulanırken, daire başına yüzde 17 KDV avantajı sağlanmış oluyor. Diğer taraftan hükümet de kentsel dönüşüm çalışmalarına yasayla hız verme hazırlığında.
Bu konudaki çalışmaları anlatan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Depremle ilgili çok geniş kapsamlı kanun teklifini hazırladık. Önümüzdeki günlerde Meclis müsait olduğunda getireceğiz. Tüm Türkiye’yi ilgilendiren dönüşüm ve değişimi başlatacak şekilde kanunları yapacağız” diye konuştu.
Bu kanun teklifiyle aynı zamanda kentsel dönüşümün de temel standartlarının hesaplanıp, hazırlanacağına işaret eden Özhaseki, “Şimdiye kadar 5 yıldır neredeyse Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulanıyor. Birincisi bu uygulama içerisinde bu işin hızlanmadığını gördük. İkincisi de birtakım yapılan yanlışlıkları gördük. Bu yapılan yanlışlıkları da tek tek tespit ettik. Kentsel dönüşümün kendine has ana kurallarını belirledik.” ifadelerini kullandı. Bu ana kurallardan birincisinin “Herkese yerinde ev vererek, dönüşümü sağlamak” olduğunu dile getiren Mehmet Özhaseki, şöyle konuştu. “İnsanların evini yıktıktan sonra ‘Sizin 3 tane evinizi yıktık ama bir tanesini veririz’ gibi bir mantık doğru değil. İçerisinde oturanın ev, konut, hane hakkını kollamak üzere herkese ev vermek esas. Belki stok, depo alanlar oluşturup vatandaşa, gönüllülük esasına göre gitmek isteyenleri o tarafa taşıyabiliriz. Onların boşalttıkları yerleri de özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde sosyal donatı alanı olarak kullanıp, o ilçenin daha da rahatlamasını sağlamak da esas. İstanbul’da bir ilçe düşünün oradan 100 tane binayı yıkıyorsunuz. Vatandaşlar gönüllü olarak gitmek istiyorlar. İşte o yıktığınız binaların yerini değerlendirirken de rant getirici bir unsur değil o ilçeleri rahatlatacak, ihtiyacı olan sosyal donatıları neyse, yeşil alan mı otopark mı sağlık alanı mı vesaire neyse bütün bunları planlayarak yapacağımız bir kentsel dönüşüm sürecine giriyoruz.”
KONUTLARA ‘DÜŞÜK KAT’ AYARI
Kentsel dönüşümdeki en büyük sıkıntıların başlamış veya devam eden yüksek katlı konutlarda yaşandığına değinen Özhaseki, yeni sistemi şöyle anlattı: “Biz bundan sonra sanki bir çizgi gibi, sanki bir dönüm noktası gibi bir dönüm belirleyerek yapılacak olan bütün konutlarda biraz daha düşük katlı, biraz daha yöresel mimariye uygun olan bir mahalle konsepti içerisinde planlama yaptırmayı hesaplıyoruz.” İstanbul için Esenler bölgesinde çok güzel bir çalışma yaptıklarını aktaran Özhaseki, şöyle devam etti: “Tamamıyla depreme hazırlık babında yapılacak olan bu çalışmada mahalle konsepti var. Ayrıca bizim Yapı İşleri Genel Müdürlüğümüzün neredeyse bütün il ve ilçeler için hazırlamış olduğu, o illerin kendine has özelliklerini taşıyan mimari tarzlar da var. Bütün bu tarzlar da aslında yüzyıllar boyunca vatandaş tarafından benimsenmiş, şartlarına göre oluşmuş tarzlar. Bir mimar grubunun oturup tasarladığı bir şey değil. Medeniyetlerinden kendilerine miras olarak gelenleri yapıyorlar.”