Süreç dün de bitmedi
Uzay Yolu izlemiş olanlar Klingonlar’ı tanır. Evrenin sert ve savaşçı ırkıdır. Soğuk Savaş zihniyetinin sızdığı dizide Klingonlar otoriter rejimleri temsil etmektedir. Aslında bir nevi ABD olan Federasyon’un ilk başlardaki baş düşmanlarıdır.
Tabii Kaptan Kirk’ün de... Kirk, sadece siyaseten değil, kişisel olarak da Klingonlara düşmandır. Çünkü oğlunu öldürmüşlerdir.
Ama serinin bir yerinde Federasyon ile Klingonlar arasında barış görüşmeleri başlar.
Peki, görüşmelerde Klingonların imparatoruna dünyaya kadar kim eşlik eder; Tabii Kaptan Kirk.
Tam o anda Spock, Kirk’e bir Volkan atasözünü söyler: “Çin’e ancak Nixon gider”
Tabi bu bir Volkan atasözü değildir.
Amerikan siyasetinde, bizdeki “Yürümekle yolla aşılmaz” gibi geçmiş özdeyişlerden biridir.
Sözün sahibi ABD Senatosu’nda 60’lar ve 70’ler boyunca Demokrat Parti’nin liderliğini yapan senatör Joseph Mansfield’dir.
Komünist Çin, 1949’dan 1971’e kadar dünyadan izole edildi. BM’de meşru Çin yönetimi olarak Tayvan tanındı.
Asker olarak bulunduğu Çin ile ABD arasındaki ilişkilerin yeniden kurulması için çalışan senatör Mansfield, 1971 yılında verdiği bir röportajda, BM’de bile sandalyesi olmayan komünist Çin ile ilişkileri ancak Cumhuriyetçi Başkan Nixon’un düzeltebileceğini söylerken bu sözü söylemişti: “Çin’e sadece Nixon gidebilir.”
Çünkü Cumhuriyetçi Başkan Nixon, inanmış bir anti-komünistti.
Daha genç bir senatörken, McCarthy komünist cadı avında Sovyet ajanı Dışişleri Bakanlığı görevlisi ve Alger Hiss'in peşine düşerek siyasi şöhret yapmıştı.
Vietnam’ı komünizmle mücadele için kana bulamıştı.
Bu yüzden de ancak o komünist Çin’e giderse, bunun siyasi ve toplumsal meşruiyeti sorgulanmazdı.
Tabii Demokrat Mansfield 1971’deki o röportajda bunu dediğinde herkes gülüp geçti, olur mu öyle şey dedi.
Ama birkaç ay sonra Nixon Şubat 1972’de Çin’e gitti.
Bu söz de literatüre geçti.
Bu kalıp başka benzer cesur adımları tarif etmek için de kullanıldı.
Mesela savaş kahramanı Fransa cumhurbaşkanı De Gaulle’un Cezayir’den çekilmesi, Teksaslı yani Güneyli Başkan Johnson’un siyah beyaz ayrımını bitiren Eşit Haklar Yasası’nı çıkarması. Yine sıkı bir anti-komünist olan Reagan’ın Gorbaçov’la anlaşma imzalaması. Eski terörist yeni Başbakan Menachim Begin’in Sina yarımadasını Mısır’a bırakıp barış anlaşması imzalaması. Sabra ve Şatila kasabı lakaplı Ariel Şaron’un Gazze’den çekilmesi. Irkçı De Klerk’in Mandela’yı bırakması ve apartheid rejimi bitirmesi. Şahin eski Savunma Bakanı, yeni Kolombiya Cumhurbaşkanı Santos’un FARC’la barış imzalamas…
Türkiye’de buna verilecek fazla örnek yok.
Çünkü bizdeki liderler hem toplumsal meşruiyet olarak hem de devlete hakimiyet olarak genelde zayıflardı.
Belki Atatürk’ün Yunanistan Başbakanı’nı ağırlaması, Özal’ın PKK ile ilk müzakereleri, yakın tarihin en güçlü ve toplumsal meşruiyeti yüksek lideri Erdoğan’ın Kıbrıs çözümü, Çözüm Süreci, Dersim özrü, 1915 taziyesi sayılabilir.
Bugünlerde ise bir “Nixon Çin’e gider” hadisesinin içinde yaşıyoruz.
Devlet Bahçeli’nin açılımından bahsediyorum.
Aslında böyle demek de yanıltıcı.
Devletin, muhtemelen MİT’in yürüttüğü bir müzakere sürecinin kamuoyu önündeki yüzü oldu Bahçeli.
Ama bu rolü hiç çekinmeden, el yükselterek, altını doldurarak sürdürüyor.
Bunun tarihsel değeri ve önemini anlamak için bir miktar tarih bilmek ve kafanı şahsi hırsların ve gündelik tartışmalardan kaldırabilmek yeterli.
Yoksa “Nixon’ın Çin açılımı”na kusur bulmak kadar Bahçeli’nin açılımına da kusur bulmak çok kolay.
Aktörleri tanıyoruz. Onlara güven duymamak için elde bir hayli malzeme, geçmiş deneyim var.
Demokrasi, insan hakları, özgürlükler konularında sicilleri parlak değil. Ülkenin sicili de parlak değil.
Ama dünyada harika aktörler ile yürütülen harika süreçler yok.
En harika çözüm modellerini, en ileri demokratik normları ileri sürüp kusur bulmak kimsenin aklına gelmeyen süper bir keşif değil.
Ama barış yapmak için ille de en üstün demokrasi teknolojisine ihtiyaç yok.
Öyle olsaydı Hitiler ve Mısırlılar bundan 3000 yıl önce Kadeş Anlaşması’nı yapamazdı.
Eldeki malzeme, aktörler, şartlarla bir helva yapmak zorundasın.
Yoksa Urfa Suruç’ta birbirlerini öldürmüş iki ailenin kan davasını; iki aileden iki milletvekilini bir araya getirerek çözen Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve yıllar sonra ilk kez birlikte bir iş yapan, üstelik bir barış yapan AK Partili ve DEM’li siyasetçilere bakınca fotoğraf karesine kadınların girememesini, arkada dizilmiş bayrakları görüp “böyle barış olmaz olsun”a kolayca varabilirsin
Üstelik barış yapanlar bundan memnunken.
İstanbul’daki Woke hayatını sürdürürken, onlara kendi standartları içinde bir barışı bile layık görmediğin Suruç’taki yüzlerce insan bir kan davasının gölgesinde güvensiz yaşamaya devam eder.
İnsanın aklına Refik Halid Karay’ın 80 yıl önceki benzerleri için yazdığı satırlar geliyor:
“Bu işten hayır kalmadı,” der, “artık hiçbir tarafından tutulamaz. Bundan sonra ne hürriyet, ne refah, ne istiklal! Beşeriyeti bekliyen esaret ve sefalettir!” Davasını büyük bir talakatle, heyecanla, kederle izah eder; adeta inandırır. İnandıramadıysa bile, muhakkak maneviyatınızı sarsmıştır. Başlarsınız dertli dertli düşünmeğe, etrafı karanlık, ümitsiz görmeğe… Ona gelince, bunları sayıp zehrini yüreğinize döktükten sonra sizden ayrıldı mı, afiyetle, iştahla rakısını çeker, yemeğini yer, piposunu doldurup radyoda hafif şarkılar dinler, nihayet yatağına girer, dudağında memnunlara, toklara, işi tıkırında gidenlere has bir yumuşak, lezzetli tebessümle, iradını, akarını düşüne düşüne rahat bir uykuya dalar!”
Kendinden başka derdi olmayan insanların süper standartlarıyla her gün test edilen, gayrimemnunların her gün bir kenarında bir kusur bulup bittiğini ilan ettiği, İmralı’ya kalkan kostere rağmen hala Bahçeli’nin aniden nükseden hümanizm nöbetine bağlanan, namı diğer süreç 28. gününe ulaştı.
Erdoğan’dan ısrarla istenen imzalı mühürlü kaşeli süreç beyanı formu bakalım bugün gelecek mi?
Uzay Yolu’nda çözüm süreci başarılı olmuş, Federasyon ve Klingonlar başka ortak düşmanlara karşı ittifak halinde mücadele etmişti.
Bakalım Türkiye Yüzyılı filminde sezon sonu finali nasıl olacak?
Bir başka Volkan özdeyişinde dendiği gibi: “Uzun yaşa ve müreffeh ol!”















Sayın Yazar, fazla zorlamayın lütfen. Uzay Yolu, Klingonlar, Atatürk, ABD Başkanı Nixon, Yunanistan Başbakanı, Özal,Hititler , Mısırlılar, Kadeş Antlaşması, MİT ,Milattan Önce, Bahçeli,Urfa, Suruç, Cumhurbaşkanı, Çin Açılımı,Kan Davası,DEM, Refik Halit, AKP,
Yanıtla (10) (1)Helva.... En sonunda çorba.
Yazar her şeyi birbirine karıştırıyor mu demek istiyorsunuz.
Yanıtla (1) (0)sisifos çok fos
Yanıtla (0) (0)Bahçeli'den daha çok CHP nin el yükseltip devlet ve eşit vatandaşlık vaat etmesi ve dün bunları anayasal değişiklikle yapmaktan bahsetmesi önemli..iflas eden paradigmayi kuran parti CHP işin içinde ve başında.
Yanıtla (11) (5)Cumhuriyet kurulurken ve sonrasındaki aşiret, tarikat ve aklı havada münevver kesimin medeniyete karşı ortak direnişinin yeniden güçlendiği bir dönemdeyiz. İşin aslı da bu. Daha dün aynı Yazar DEM söylemlerinin saçma sol karakterini anlatıyordu, bu gün başka şey anlatıyor. Oysa iktidar ortaklarının toplumun aldatmalar ile felç olmuşluğuna güvenip iç politika, dış politika, siyasette yaptığı U dönüşleri sayısız. Ama gaflete düşenlerin verdiği yetki ile denetim kalmadı,.
Yanıtla (10) (3)Hangi medeniyet o.
Yanıtla (3) (1)İşte bu kafanın dedeleri, Kürtleri toplu katliama tabi tutarak PKK'yı başımıza bela eden kafadır.
Yanıtla (4) (4)Bütün etnik unsurların kazandığı savaşın üstüne çöreklenen bu kafa, çeyreklik azınlık dışında kalan kesimlere de hayat hakkı tanısaydı, elimizde bugün heykelden başka şeyler de olurdu.
Kendi yazdığınız masallar ile yaşıyorsunuz. Bu çatışmalar her zeminde olmuştur. Amerikan iç savaşı, Avrupa’ da savaşlar. Osmanlının Türk kıyımları vs. Medeniyete gelinmez ise de devam eder durur. Şu taşra kültüründen kurtulmak gerek. Solumuz da, sağımız da, liberalimiz de, aydın heveslilerimiz de taşra kültüründen kurtulana kadar bu boş işler devam eder!
Yanıtla (4) (1)yazarın bir gün önce yazdığı yazı ile bu yazı arasındaki çelişkiyi merak ettim.
Yanıtla (0) (0)Sn Yazar. Verdiğiniz örnekler buraya uymaz. Bizdeki algılarla şişirilmiş kumaşlar kullanır. Birisi kral çıplak derse her şey biter. Bunu da ancak bir İmamın oğlu diyebilir.
Yanıtla (0) (0)Satır arasında yine eşsiz lider Atatürk’ü küçümsemeye teşebbüs edilmiş bir yazı. Hiç güven vermeyenleri güvenilir kılma gayreti. Bunlar denendi kendi siyasi emelleri doğrultusunda. Siz lütfen Türk milletinin değerlerine de, verdiği şehitleri de değerlendirerek yazsanız daha aydınlatıcı olur, yaranmak yerine
Yanıtla (2) (1)nihayet yatağına girer, dudağında memnunlara, toklara, işi tıkırında gidenlere has bir yumuşak, lezzetli tebessümle, iradını, akarını düşüne düşüne rahat bir uykuya dalar
Yanıtla (0) (0)esenyurt belediyesini basan zihniyetten cözüm süreci uman yıldıray beyin yazılarını mizah yazısı gibi görüyorum ama iyi bir mizah değil maalesef bayat bir mizah
Yanıtla (2) (0)Bakıyorum da Kemalist kafalılar Kürt meselesinde bahsedilince her zamanki cahilliklerini sergileyerek olayı 'feodalite, ağalık' vs'ye bağlamaktadırlar. Kendisin Kürt moderneleşmesinin daha doğrusu Kürtleri dinsizleştirmenin öncüsü gören PKK/DEM de aynı kavramları kullanmakta ve Kürtleri çağdaşlaştıracağını iddia etmektedir. Totaliterlik, halk düşmanlığı ve İslam düşmanlığı her iki zihniyetin ortak özelliğidir.
Yanıtla (9) (13)Dindar dediğin Kürtler kime oy veriyor?
Yanıtla (3) (0)DEM bu oyları kimden alıyor?
Önce kapının önünü temizle, sonra mahalleye kabahat bul olur mu?
Biraz da ABD ve İsrail Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelere niye sarkıntılık yaptı da PKK-YPG ve daha bilmem ne cıfıt tayfasını başımıza bela etti diye oku, danış, düşün ve konuş.
islam da düşman olunmayacak gibi değil yani .Her türlü hile hurda islamcılarda çıkıyor .VİP mekke -medine gezileri , halkın malını araklama hep bu islamcı görünümlü şeytana tapan zihniyette çıkıyor nedense.
Yanıtla (3) (2)İSLAM'a, KÜRDLER asla düşman olmaz ve olamaz. Kürdler ile İslam'ı birbirine düşmanlastirmak için daimi çabalayan iki amil/faktör vardır. Bu iki faktörü de rom ı fılle soylular , dizayn ediyorlar. Birinci faktör, 1960'lardan itibaren sol ve pkk vasıtasıyla, Kürdlerin birliğini, ruhunu / maneviyatini bozmak- ki devletin hizmetinde olan turkmen anali ocalan- bunu net itiraf ediyor. İkinci faktör de İslam'ı dünya menfaati için satan müteşeyyih taifesi.
Yanıtla (2) (0)Bahçeli gibi her sözünde öfke akan birinin bu işin akıncılığını üstlenmesi konunun ciddiyetsiz olduğunu başka hesaplar yaptıklarını düşündürüyor. Ayrıca bu el uzatmanın neden sadece doğu meselesiyle sınırlı olduğu, birileri istedi diye insanların içeride olduğu veya hayatı zindan edildiği gerçeği karşısında nasıl güvenilecek bunlara. Bu kadrodan iyi bir şey çıkmaz. Aksine en ufak falsolarında ortalık yangına döner. Planı yapanların amacı da bu mu diye düşünmeden edilmiyor.
Yanıtla (7) (2)Doğu meselesi nedir yahu, yön tabelası mı yanlış dikilmiş?
Yanıtla (3) (0)Meseleyi gündeme koyanlar dahi adını koyamamışken. Gün aşırı söylem değiştirirken biz ne yapalım. Daha meselenin ne olduğu neyi kapsadığı masaya konmuş değil. Barış yapılacak bitti. Ya seve seve yada döve döve barışacağız tek söylenen bu.
Yanıtla (0) (0)Nixon yönetimi büyük zorluklarla karşı karşıyaydı: Vietnam'da felaketle sonuçlanan bir savaş,ülke içerisinde toplumsal çekişmeler vardı ve SSCB ile nükleer silahlanma görüşmeleri durmuştu.Çare olarak SSCB ve Çin'i, istikrarlı bir güç dengesi yaratmak için karşı karşıya getirme fikri ortaya atıldı ve Çin ziyaretiyle uygulamaya konuldu.Nixon kamuoyuna karşı kendisini popülist bir muhafazakar politikacı olarak tasvir etse de, tarih bilen, kurnaz bir stratejistti. Nixon "ASİL BİR DÜŞMAN" dı.
Yanıtla (0) (0)Hz. Ömer, İslam peygamberinin tebliğ ettiği dine başlangıçta şiddetle karşı çıkmıştır. O dönemde Hz Ömer Hz. Muhammed'in (sav) için "ASİL BİR DÜŞMAN" dır ama Allah'ın (cc) takdiriyle kalbi İslam'a yönelmiştir.Rasûlullah (sav) duasını şöyle nakletti; “Allah’ım, şu iki adamdan Ebû Cehil ve Ömer b. Hattâb’tan- sana en sevimli olanı ile İslam’ı güçlendir.”sonra sözünü şöyle sürdürdü: “O iki kişiden Allah’a sevimli olanı Ömer’di.”
Yanıtla (0) (0)Kaptan Kirk, Uzay Yolu dizileri ve filmlerinde dürüst,sözüne güvenilir, sağduyu sahibi, üstün vazife bilinci ile donanmış,cesur, bir komutan olarak karakterize edilmiştir. Bütün düşmanları Kirk'ün başarılarına ve onurlu duruşuna hayranlık beslemektedir. Kirk tüm rakipleri için "ASİL BİR DÜŞMAN"dır, bu sebepten sözüne ve vazifeye olan sadakatine güvenilir.
Yanıtla (1) (0)Kürt kardeşlerimizin hakları için mücadele veren biriyim. Ama Öcalan in serbest bırakılmasına , yani, Yönteme karşıyım. Mülteci karşıtı değilim ama hükumetin mülteci politikasına karşıyım. Sizin Baris iyidir diye yazilar yazıp, devlet bahçeli açılımına yöntem olarak karşı çıkanlari savaş yanlısı gibi görmenize de karşıyım.
Yanıtla (3) (1)Daha dün ODTÜ gibi sözde türk solunun hakim olduğu üniversitede Kürt kadın öğrencilere saldırıkdi.turkiye turktur türk kalacak bu alçak faşistlerinizin yularini niye bırakıyorsunuz? Kürtler aptal mı sizin teslimiyetçi barislariniza inansın.ocalan değil babası gelse bu saatten sonra Kürtleri özgürlük mücadelesinden alikoyamaz.
Yanıtla (3) (8)Yani böleceğiz de böleceğiz bu ülkeyi diyorsunuz ha. Gerçi bu olasılığı aklı başında insanlar oldu. Kısa süreliğine kardeşlerimizin bu oyuna gelebileceği sonra akılları başlarına gelip kendi hatalarını kendilerinin tamir edeceği düşünülmüyor değil.
Yanıtla (3) (1)Sözü bilmiyorum ama "Nixon Çin'e gider" değil "Çin'e Nixon gider" olarak Türkçe'ye çevrilmeli bence. Kelimelerin yeri vurguda önemli.
Yanıtla (3) (0)Kaptan Kirk’ün oğlunu öldürmüşler. Biz onbinlerce Şehiti Gaziyi ölen vatandaşlarımızı unutamayız. Ha benim de önerim var İsteyen pkk’lı ve yandaşları Iraka Suriye’ye gitsin oralardaki Türkmenler bize gelsin. Değiş-tokuş yapalım para da vereli zaten milyarlarca dolar harcadık. Cevabı da biliyorum Olmaz diyecekler. Çünkü Irak ve Suriye pkkypg başındakiler bunları istemeyecekler Lider kavgaları başlayacak birbirlerine düşecekler. Kirli siyasi oyunlar dönüyor
Yanıtla (1) (1)Filmi ve sonunu bilmem. Ama geçen gün(lerde) haberlerde, kavga/cinayet sonrası kan davalısı haline gelen şenyaşar ve yıldız aileleri (ölen/öldürülenlere rağmen) barıştığı yazıldı. Bu barışmaya (gazete haberlerine göre) devlet erkanı ve Kürt siyasetçiler katkı sağladı. Aynı tarz katkı (temiz sayfa açarak) Türkler ve Kürtlerin kaynaşması içinde sağlanabilir/sağlanmalı.
Yanıtla (2) (2)Hadi ilk kavga seçim hırsları ile oldu bunu anlıyorum ama Valla karşı taraf benim kocamı çocuklarımı hastanede yaralı iken savunmasız iken hastane basarak öldürürse ben bunu unutmam. Kan davasına çevirmem ama bunu da Unutmam…
Yanıtla (1) (0)Öcalan'ı meclis kürsüsüne davet eden Bahceliyi alkislayanlar, belediye başkani olan bir akademisyeni 10 yıldır PKK ile ilişkisi var diye suçluyor ve tutukluyorlar. Sizin kadar olumlu baksalardi çözüm sürecinde bu tür insanlardan yararlanma yolunu secmezler mıydı?
Yanıtla (4) (1)Yeni bir süreç yeni bir “yetmez ama evet” akıl tutulmasının yolunu açıyor. İktidar bu tuzakların abonelerini iyi tanıyor ve kullanıyor. Yukarıda verilen aklın sahipleri 2010 da ne ummuş ne bulmuşlardı da şimdi millete akıl veriyorlar. Mesele sorun değil gerçekte masada olan iktidarın aklındaki ve salt menfaatlere dayalı tezler ile DEM tarafında Öcalan’ a verilmesini istedikleri tavizler. Kimsenin hatta asli tarafların bile gerçek anlamda çözüm olacak medeni bir sosyal sistem için iradeleri yok.
Yanıtla (5) (7)Nick değiştirsende, uslubun yine seni ele vermiş, tavşan-serçe nickli yorumcu olduğun çok belli.Hep saçmalıyorsun, farklı nicklerle zıt şeyler yazan sensin, tam trol taktiği.
Yanıtla (8) (2)Üslubları da takip edemiyorsun Tavşan, Serçe gibiler de sizler gibi savruk. Bir kısmı dış güçler hamaseti yapar, ötekiler de dış güç yok der. Ben sadece Karar ırumuzu kullanırım. Kürt meselesinin önemli bir parçası da bizzat kürtlerdir. Gelişme, demokratik zemin konularında elle tutulur iletleme kaydeden Demirtaş şimdi sorun oldu, DEM dahil iktidar şimdi Öcalan’ dan medet umar hale geldi 2019 da yaptıkları gibi. ABD ise Güneyde ciddi güç oluşturdu. Türkler ve Kürtler ders çıkarmalı.
Yanıtla (4) (6)Uslup farkını ayırt edemeyen, cut ile net'i bile karıştıran, anlatılsa da anlamayan sensin.Ayna tutulunca işte kendini görürsun böyle zavallı:) Net gibi türkler ile Cut gibi kürtler sizin gibilerden; kemalizm, baascılık, kürtçülük vb virüslerden önce huzur içinde yaşıyordu.
Yanıtla (4) (2)Bahçeli ikna oldu, evet. Şimdi sıra Dem ve Kandil'in iplerini elinde tutan ABD ve İsrail'i ikna etmede.
Yanıtla (0) (0)PKK'yı üreten Kemalizmin varislerinin de bu işe sıcak bakması Türkiye adına kaçırılmayacak tarihi bir fırsattır. İnşallah bu defa da heba edilmez.
Bu işin sonu da anayasada bazı yeni haklar verme tuzağına “yetmez ama evet” diye düşülerek sonunda iktidarın AYM yi de Anayasayı da bir kenara atacak güce eriştilmesi , ya da “Nass var, Nass” diyip ekonomiyi haketmediği kadar ağır bir krize sokulması gibi bir sonuç vereceği muhakkak! İktidarın söyleyip de tersini yapmadığı nerede ise tek bir durum yok. Demekki yazarlarımızım gözlüğü ile bu görülmüyor. Ne de olsa “aya yol” yapılan bir ülkede yazıyorlar.
Yanıtla (3) (1)Bahçeli'nin 'El Uzatma' çıkışının,müzmin muhalif kafa' (bireysel veya kurumsal) ile bu ülkenin hiçbir temel meselesinin hâllinin mümkün olmadığının anlaşılması ve aşikar olması bir buradaki yorumcu yorumlarında da kendini gösteriyor maalesef...
Yanıtla (0) (2)Sanki bu işi MHP, CHP ile birlikte tasarlamis gibi..Bahceli bir söylüyor Özgür Özel üstüne iki koyup el yükseltiyor, ikisi de hevesli istekli....Erdogan 1 hafta sonra hala kaçamak cevaplarla işi basindan savurma, zamanı kaynatma peşinde, Olmaz da demiyor ancak belli ki ortağina tam güveni de yok gibi..Çünkü ışler ters giderse bütün risk hükümet olarak altına atacağı imza ile Erdoğan a yıkılmış olacak.
Yanıtla (5) (1)Hımm. Valla yabana atılası bir fikir değil. Bu bahçeli hep kritik zamanlarda her şeyi değiştiriyor. Akp zayıflayınca şimdi de chp ile bir ittifak kurabilir. Olur mu olur. Bu Bahçelşden herşey beklenşr.
Yanıtla (2) (1)Konu, barışı kimin yapacağı değil, nasıl anlaşma sağlanacağıdır. Taraflardan birinin derdi, DEM desteği ile seçim kazanmak ve RTE nin ömür boyu başkanlığnı garanti etmek, Diğerininki ülkenin üniter bütünlüğüne aykırı talepler. Amaçlar ve hedeflerin samimiyetsiz olduğu bir laf kalabalığından hayır çıkar mı? İktidar ülkeyi yönetemiyor. Erken seçim, derhal seçim.
Yanıtla (2) (1)12 Eylül'e giden süreçte yaşananları anlatan silahlı mücadelenin içindeki bir solcunun kurduğu cümle aklımdan çıkmaz; "Biz dağda gerilla olarak mücadele ederken bize talimat veren N***** Ankara'da Arjantin birasını yudumluyordu" (Olayın yaşandığı yer Ordu'nun Aybastı İlçesi)
Yanıtla (3) (3)Örneğinden hareketle vermek istediğin mesajı ben tam anlayamadım.
Yanıtla (0) (0)Geçen hafta bu yazar yazmıştı sanıyorum. Eğer ben böyle bir şey yazsaydım hapsi boylamıştım diye. Bunu Türkiyede sadece Erdoğan veya Bahçeli söylerse suç olmaz demişti. O zaman gözlerim karardı. Ruhum bunaldı bunlu kaldı. Hala da bunlu. Demekki Türkiye de sadece 2 kişi terörist damgası yememe hürriyetine sahip. Adalet ten hapse atılmaktan emin. Yani yaklaşık 85 milyonda 2. Bu adalet adalet midir.
Yanıtla (3) (0)Herşey tamam da siyasi hesapla yapılan işten hayır gelir mi? Siyasi hesap olduğunu nerden biliyoruz dersen, durmadan el yükseltenlerin son bir kaç seçimdir süregelen söylemlerinden...
Yanıtla (1) (0)“..İstanbul’daki Woke hayatını sürdürürken”
Yanıtla (2) (0)taşra kompleksinin tezahürü! İnternette Woke sözcüğü için “ Kelime, kendini beğenmiş (sözde) liberal aydınlanmanın sözcüğü haline gelmesi onu alay konusu olmaya müsait hale getirdi.” deniyor.
Temel motivasyon düşünce yerine kompleks olunca böyle olur. Gerçek manada çözüm ve ilerlemeyi en çok zehirleyen şey böyle göstermelik, altına başka maksatlar gizlenmiş çıkışlardır. Bu güveni sarsar. Ama iktidar peşinden sürükleyeceği saf abonelerini iyi tanıyo
...muhatap imralı imralı diye ciyaklıyanlar samimiyet testine alındı...çoğunluğu pkk nın talimatına uyup savaşı tercih edecek birdaha imralıyı ağzına almayacak...bir kısmı barış deyip öcalandan gelecek hamleleri bekleyecek...az birşey mi.....
Yanıtla (2) (3)Ahmet Altan, hükümetle ters düşmeden önce Taraf gazetesinde yazmış olduğu köşe yazısında mealen şöyle yazmıştı: "Erdoğan çıksa ve Kürtlere tüm haklarını verse, Anadilde Eğitimi getirse, Kürtlerin tüm kültürel haklarını verse PKK yine silah bırakmayacaktır. Çünkü PKK'nın amacı Kürtlerin gasp edilmiş haklarını almak değil, Kürtleri kendilerinin yönetmesidir." Evet, sosyalist diktatörlüğü hedefleyen PKK/DEM'in amacı Kürtleri kendi tasallutları altına almaktır.
Yanıtla (6) (1)Yıldıray Bey'in tarihin zengin kütüphanesinden tezlerini süsleyecek örnekler bulup bunları zekice cümlelerle birbirine bağlamaktaki yeteneğine diyecek bir şey yok. Aksi örneklerin sayısı herhalde onlarca kat fazladır. Barış isteyen Bahçeli'nin eli önce Demirtaş'ın koğuş kapısını açmalı sonra tokalaşmak için ona uzatmalıydı. MHP-AKP ortaklığının iktidarının yeni anayasayla sonsuza kadar sürmesinden başka bir plan yok ortada.
Yanıtla (8) (2)narin uzun yaşayamadı ve müreffeh ölemedi
Yanıtla (3) (1)hatta 3 ayda neden öldürüldüğü bile hala belirlenemedi
süper bir yüzyıl başlangıcı değil mi?
Pardon ama ETA yı bitiren Zapatero ile İRA yı ikna eden Blair' i solcu ve domokrat oldukları için mi yazmadınız acaba? Bahçeli'ye neden diye soran ve sizin Woke diye küçümsediğiniz elitler Özel e de neden Nar festivali'nde konuştun diye soruyor. Allahtan" Lidere sadakat şerefimizdir" demeyip sorgulayanlar da var bu ülkede.
Yanıtla (7) (2)türklerle kürtlerin kendi aralarında bir sorun yok ki, zaten hergün biriz ve beraberiz. mhp daha düne kadar kabahatmiş gibi herkesi demlenmekle suçluyordu. bahçeli gitsin kendi adına demden özür dilesin. bebek katili dediği öcalanı serbest bırakmak nedir.
Yanıtla (6) (2)Bugune kadar tek duydugumuz sey Ocalan PKK'ya silah biraktiracak. Bu zaten mumkun degil de, bir an icin olabilecegini dusunelim. Sonra? Bir cozum plani, yol haritasi var mi? Var da kimseye soylenmiyor mu? Olsaydi bir ipucu verilirdi diye dusunuyorum. Umutlu olmak iyi bir sey de, hayalperestligin kimseye faydasi yok.
Yanıtla (8) (2)vay bee. 60 sene evvele götürdün beni y. oğur.. aşkolsun sana.
Yanıtla (0) (1)Bahçeli Kürd sorunu yoktur, dedi. Erdoğan da Kürd sorunu var dedi . Kürd Mehmet için değişen bir şey yok ve Kürd Mehmet hala nöbet tutmaya devam ediyor.
Yanıtla (4) (0)Ortada 'acilim', çozum' falan yok. Anayasa konusunda DEM'in destegine karsilik Ocalan'in eve cikarilmasi soz konusu. Bunu orasindan burasindan cekistirip 'cozum'mus, 'acilim'mis diye kamuoyuna lanse etmek dogru degildir. Ustelik konu 'derin' tahlillere gerek duyulmayacak kadar basittir. Zaten Bahceli ve Erdogan konusmalarinda ipuclarini vermislerdi. Biraz dikkatli bakis yeterliydi.
Yanıtla (6) (1)"Devletin, muhtemelen MİT'in yürüttüğü..." Nerden vardınız bu kanıya.
Yanıtla (1) (1)Sayın Yazar, Refik Halit'den yaptığınız alıntıyı okuyunca.Yillardir takip ettiğim köşe yazarları geldi aklıma. Şimdi o köşe yazarlarından birisi çıkmış ve iyimser olun, herşeyde bir bahane bulmayın..vs diyor. Yıllardır tutarsız olduklarını yaza yaza bize bellettiklerinizin, sezon finalinde tutarlı işler yapacaklarına ikna etmeye çalışıyorsunuz bu seferde.
Yanıtla (7) (0)