Utanç gecesi
Ligimizin geride kalan 10. haftasında Trabzonspor, İzmir’de oynadığı rakibi Göztepe’ye 2-1 yenildi.
Geri kalan 9 haftada da, birinde rakibin penaltı kaçırdığı, diğerinde ise rakibin maçın sonlarında attığı kıl payı da olsa ofsayt olduğundan sayılmayan golden hemen sonra gelen son dakika golü ile tek farkla kazanılabilen sadece iki galibiyeti bulunuyor, bordo-mavililerin puan hanesinde.
İZMİR’DE UTANÇ GECESİ
Trabzonspor’un 2022 şampiyonluğundan beri ivme kaybeden bir takım grafiği olduğunu biliyoruz. Şampiyonluk sonrası sezonu ve geçen sezon da camiada açık bir hayalkırıklığı oluşmuştu. Bu sezon ise bu hayalkırıklığı artarak devam edecek gibi.
Fakat dün akşam İzmir’de Göztepe karşısındaki Trabzonspor’u tanımlamak için “hayalkırıklığı” kelimesi bile iltifat sayılabilir. Dün akşam Göztepe karşısındaki Trabzonspor kelimenin tam anlamı ile “rezilleri” oynadı ve taraftarını resmen utandırdı.
Geçen sezon ikinci ligde oynayan ve bu sezon yeniden süper lige çıkan, kadrosunda Trabzonspor ya da başkaca bir büyük takımda oynayabilecek kalitede hemen hemen hiçbir yıldız futbolcusu bulunmayan ve hepsinden önemlisi maçın 26. dakikasından itibaren sahada 10 kişi mücadele eden Göztepe takımı karşısında , koskoca Trabzonspor ilk 45 dakikayı tek bir şut, evet yanlış okumadınız “tek bir şut bile atamadan” tamamladı. Kalesinde birçok gol pozisyonu yaşadı. Bunların bir çoğunu kaleci Uğurcan engellerken bazıları da Göztepeli oyuncuların beceriksizliğinden Trabzonspor kalesinde golle sonuçlanmadı.
Teknik direktör Şenol Güneş , ikinci yarıya durumu düzeltmek için 3 oyuncu değişikliği ile başladı.Trabzonspor bu yarıda biraz daha kıpırdanmış bir görüntü verse de Göztepe, bir kişi eksik değil de sanki bir kişi fazla oynuyormuşçasına oyunun kontrolünü asla Trabzonspor’a bırakmadı.
Kaleci Uğurcan ve Mendy ile birlikte takımın ayakta kalan nadir oyuncularından Lundstram’ın kazandırdığı penaltı golüne karşılık Trabzonspor’a 2 gol atıp maçı kazanan Göztepe, yine ilk yarıdaki gibi birçok pozisyondan da yararlanamadı.
Trabzonspor’un Akyazı’da hiçbir zaman yakalayamadığı bir taraftar atmosferi ve destek şekline sahip olan Göztepe, bu taraftarının gözle görülür desteğini de arkasına alarak tabiri caizse futbolun bütün doğrularını yerine getirdi.
Teknik direktör Stoilov ve takımını futbol adına tebrik etmek gerekir. Göztepe taraftarını da, temiz ve sinkafsız mükemmele yakın destek ve tezahürat örneği için ayrıca tebrik ediyoruz.
Trabzonspor ise birkaç oyuncu haricinde belki de tarihinin en “aidiyetsiz” kadrolarından birine sahip. Bu sezon transfer edilen futbolcuların bazılarının bırakın birbirleri ile hasbihali, birbirlerinin isimlerini dahi düzgün telaffuz edebildikleri şüphe götürür. Hangi kulüpte oynadıkları hakkında sağlıklı olarak brife edilmedikleri, edildilerse de anlatılanları pek anlamadıkları ortada. Performanslar zaten yerlerde. Hırs yok, ruh yok, mücadele yok. Şampiyon takımdan Siopis geri dönse muhtemelen bu takımı tanıyamaz, Bakasetas geri dönse de ilk önce bu takımın oyuncuları ile dalaşır muhtemelen.
Dün Göztepe maçında, Trabzonspor’un teknik yönetimi de çok kötü bir performans gösterdi. Takımın başında adeta işe yeni başlamış acemi bir hoca vardı.
Takımda tam altı tane stoper varken , stoper tandemini görece ağır iki orta saha oyuncusu Lundstram ve Mendy’den oluşturan Şenol Hoca, maç içerisinde de tam 3 kez sağ bekini değiştirdi.
Üçüncü sağ bek Edin Visca idi ve 24 yıllık sağ açık oyuncusu, o an sağ bek oynadığını unuttuğundan mıdır bilinmez, Göztepe’nin attığı ikinci golde adeta uyudu ve Göztepeli Pianiç markajsız, bomboş pozisyonda ve adeta yürüye yürüye takımının galibiyet golünü kaydetti. Kendi sahasında bir yıldır yenilmeyen, Fenerbahçe’ye 2 gol geriden gelip galibiyeti kaçıran ve bir basketbol takımı gibi tam saha pres yapan ev sahibi Göztepe’nin analizi neredeyse hiç yapılmamış, yapılmışsa bile gözle görülür her hangi bir tedbir alınmamış gibiydi. Bir büyük takımın savunması , bir deplasmanda üstelik kart ya da sakatlık yokken 5-6 kez değiştirilemez. Eğer bu değişiklikleri savunuyorsanız da o zaman maçtan önce “ hiç çalışmamışsınız” ya da “ yanlış çalışmışsınız” demektir.
Abdullah Avcı kovulmadan önce, Fatih Tekke histerisi de tetiklenerek Trabzonspor için kuymak ve yayla görüntüleri ile lobisi yapılan hocanın , bu süre zarfında vakit ayırarak Trabzonspor’un Avrupa maçlarını izlemediği kanaatindeyiz. Çünkü hoca geleli beri, bir önceki hocanın kovulma gerekçelerini (orta saha oyuncularını stoper oynatma, yan pas-geri pas yapma, etkili hücum yapamama, gol kısırlığı vs. gibi) birebir aynen tekrarlamada.
Büyük bir gürültü ile yaklaşık iki ay önce işbaşı yapan Şenol Güneş’in “iki ay önce takımı aldığı noktadan net olarak çok daha kötü durumda Trabzonspor”.
Üstelik o dönem, sonradan Trabzonspor’un attığı gollerin nerede ise tamamını atan S. Banza’ da takım da yoktu.
Birçok okuyucu ya da taraftar, oyuncu kadrosununun yetersiz olduğunu düşünüyor olabilir ki bize göre de haklıdırlar. Ama o zaman da “daha 90-100 günlük kondisyon yüklemesini dahi tamamlayamamış ve transferleri henüz takıma katılmamış bir teknik kadroyu neden değiştiririz” sorusunu sormak gerekir.
Bu değişikliğin “ her şeyi daha da kötü yapma” olasılığını sanırım bizden başka yazan-çizen de pek olmadı. Yanılmayı çok istemekle beraber, futbol takımı performansının daha da kötüye gitme olasılığı maalesef apaçık ortada.
SAYIN BAŞKAN ERTUĞRUL DOĞAN’ A SON UYARILAR
Bu hafta oynanacak olan “Türkiye Derbisi” yani Fenerbahçe maçının olası kötü bir sonucunda, tartışma ve gürültünün teknik adam ve futbol takımının üzerinden ustaca kaydırılarak ve taşınarak, başkan Ertuğrul Doğan’ı hedef haline getireceği açıktır ki (bu sayfaları okuma fırsatı bulanlar gayet net hatırlayacaktır) sayın başkana “teknik kadro değişikliği konusundaki baskıların asıl amacının” zaten bu olduğunu ta o zaman not etmiştik.
Başkanın ekonomik ve kurumsal anlamdaki( borç azaltma, sponsorluk, altyapı reformu) performansını gölgeleme ve arka plana atmanın yegane yolu futbol takımının performans düşüklüğüdür. Kongreye iki ay kala sayın başkan kurumsal anlamda net bir başarı ortaya koyarken, kamuoyunun her zaman ve açık ara önemsediği ve baz aldığı unsur olan Trabzonspor futbol takımının başarısı anlamında bariz bir negatiflik söz konusu.
Teknik adam ve futbolcu seçimi ve performansı, genellikle yönetimlerin kaderini belirleyen en önemli kriter ülkemizde.
Bu arada sayın başkanın, gerek Trabzonspor bünyesinde, gerekse kişisel portföyünde bulunan scout personellerinin mümkünse tamamını değiştirmesi ve bu personelin, hem Trabzonspor’da sözleşmeli oyuncuların menajerleri hem de genel olarak diğer menajerler ile olan ilişkilerini yakın bir mercek altına alması gerektiği kanaatindeyiz.
Trabzonspor’un aralarında Hamsik, Cornelius, Jervinho, B. Peres gibi futbolcuların bulunduğu isabetli ve şampiyonluk getiren transferlerden sonra yaptığı yüzden fazla transferin bir kaç tanesi hariç tamamına yakını fiyasko durumundadır zira. Bu korkunç maliyet “piley siteyşin” oyunun futbol zanneden ve kulüp girdisini temin etmenin zorluğu hakkında hiçbir fikri olmayan izleyenin çok fazla umurunda değildir. Nasıl olsa en kötü futbolcunun bile en azından sosyal medyada PR ı var.
Trabzonspor’un menfaatini ve sahadaki gücünü düşünen scout ekibinin ,en azından şu an kadroda bulunan 6-7 oynamayan oyuncunun transferine engel olup , o maliyetle Onuachu transferini rapor etmesi, Tomas Meınuer’ in ayrılığı konusunda ön alması, riski ısrarla vurgulaması gerekirdi.
Zira görüldüğü üzere malum “iyi ve verimli futbolcu kolay bulunmuyor” ve bu nedenle de bulununca da “kolayca kaybetmemek” gerekiyor.
Bugün Trabzonspor, tam 13 yeni transfere rağmen geçen sezon herkesin dudak büktüğü Pepe’yi dahi mumla aramakta.
Çünkü takım hücuma çıkmakta çok büyük sıkıntı yaşamakta.
Trabzon’da camia Fenerbahçe maçını açıkçası biraz kırgınca ama yine de heyecanla, ancak camia içinde konuşlanmış bazı Brütüs karakterli entrikacılar “ ellerini ovuşturarak” beklemekte.