YKS’de beden eğitiminden soru neden yok?
Ben hayatım boyunca doğruya doğru yanlışa yanlış dedim. YÖK geçen ay sınav sistemini değiştirdi. Öncelikle bu değişimin ufak tefek sorunlara rağmen doğru olduğunu her yerde savundum. Çünkü ilk kez bir sistemde uluslararası standartlara uygun bir iş yapıldı. Sınavda kaç soru olduğunun, puanın ne olduğunun hiçbir anlamı yok. Ama asıl önemli olan konu, sizin çocuklarınızın uluslararası sistemlere akredite olmasıydı. Bunun içinde özellikle birinci oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT) çok doğru kurgulanmış ve ilk günden itibaren bende umut uyandırmıştı “Acaba SAT gibi uluslararası geçerliliği olan bir standart uygulama mı geliyor?” demiştim. İlk günlerde bazı eleştiriler olacağı belliydi. Sonra YÖK ilk değişiklileri yaptığından biraz moralim bozulmuştu. Çünkü değişiklik yapma baskısı ilginçti; sanki sınav okuldaki eğitimin ölçme sistemiymiş gibi ‘neden bu dersten soru yok’ gibi garip eleştirilerin sonucu yapılmıştı. Ama ‘neyse olsun dedim’ o haline de razıydım.
***
Ama dün yapılan değişikliği özellikle de TYT test yapısındaki değişikliği şiddetle eleştiriyorum. Çok yanlış bir düzenleme yapıldı, bende umutlar tekrar yok oldu. Anlayamadığım bu neden yapıldı? TYT’de fen ve sosyal sorusu sormak size ne kazandıracak ne kaybettirecek hesapladınız mı? Ben söyleyeyim tekrar yerel bir sınava döndünüz. Ayrıca ikinci oturumda zaten olan dersleri birinci oturuma koymakla meslek lisesi öğrencilerine kapıları tekrar kapattınız. Üçüncüsü, dünyada bu işi çok iyi yapan ülkelerdeki soru tiplerine ve öğrencinin temel becerilerini ölçmeye dayalı dönüşüme elveda dediniz. Size yapılan temelsiz ve anlamsız eleştirilere yenildiniz. Bu olmadı, yanlış yapıldı.
Sınavda değişiklik isteyenlere ve onlara uyup bu değişikliği yapan YÖK’e kırıldım ve üzülerek izliyorum. “Coğrafya yapmayan doktor olacak” diye eleştiri geldi ve YÖK bunu önemsedi. Peki size sorarım Harvard Üniversitesi tarih bölümüne 100 yıldır SAT ile öğrenci alınıyor ve dünyanın en iyisi olan o bölüme öğrenciler SAT-1’de sadece temel matematik ve dil becerileri ile giriyorlar. Onlar kötü tarihçi mi oldular. Allah’ınızı severseniz bu anlamsız savlardan vazgeçin. Üniversite sınavları sadece sıralama yapar, eğitimi ölçmek gibi bir misyonları yoktur. Ama garip bir şekilde bu memlekette biz liselerin üniversite sınavlarına kurban gitmesini seyrediyoruz. Cumhurbaşkanımız ‘2023 hedefleri için üreten, inovasyon yapan, marka yaratan nesle ihtiyacımız var’ diyor. Biz sınavla beslenen ve tek tip nesli yetiştirmeye devam ediyoruz. Liselerden veya üniversitelerden YÖK’e “sınavı etkisizleştirin bu kadar sınav bizim eğitim ve nitelik sürecimize zarar veriyor” diye ses yükseleceğine bütün memleket sınavda hangi dersten neden kaç soru çıkması gerektiğini tartışıyor. YÖK’de bu tartışmayı ciddiye alıp değişiklik yapıyor.
Kendimize gelelim, Elon Musk ile görüşen “Biz geleceğin neslini nasıl inşa edeceğiz” diye düşünen bir cumhurbaşkanına sürekli sınavda çıkacak soru sayısını tartışan eğitimciler olarak ne diyeceğiz. Daha da ötesi bundan çok değil 10 yıl sonra bir çocuğumuz çıkıp sorsa; “Sayın hocam dünya inovasyonu, yapay zekayı, BİG DATA’yı, konuşurken siz bize neden bunları öğretmediniz?” derse “Biz sizi sınava hazırladık” mı diyeceksiniz?
***
Sayın Yekta hocam, sevgili hocam, aklınıza ve çalışmalarınıza hep destek oldum olmaya da devam edeceğim. Ama bu yanlış oldu hocam. Bu işin bir felsefesi vardı, bizler bu felsefeye inanarak sistemin arkasında durduk. Oysa geldiğimiz noktada elimizde kalan tek değişim YGS’nin adının TYT, tarihinin ise haziran olması oldu.
Bu umudu kaybettim, bari ortaokul için kaybetmeyeyim diye Millî Eğitim Bakanlığı’na sesleniyorum; sakın liseye geçiş için getirdiğiniz sistemde geri adım atmayın. Son derece doğru bir adım attınız. Bunda ısrar ederseniz iki yıl sonra ortaokul çocukları sınav yerine robot yapmayı, proje yapmayı konuşacaklar. Bu bizim en büyük kazancımız olacak. Sınava odaklanmayın, sınav sevicilerin eleştirilerini boş verin. Bu ülkenin gençleri ve ülke sınavlarla çok zaman kaybetti, artık kaybetmemelidir. Sözün özü; eğitim sorunlarının çözümü sınav değildir. Sınav çözüm değil sorun üretir. Sınava odaklanmak bizi geriye götürür. Yazıyı bitirirken sorayım o zaman “beden eğitimi dersinden sınavda soru yok o zaman o dersi neden okutuyoruz ki ve de bu öğretmenlerin suçu ne!”















TEOG kaldırıldı, yerine gelecek sınavda ne tercih yapılacak okullar belli, ne sınavda çıkacak 80 sorunun kaçı hangi sınıftan çıkacağı veya hangi konulardan çıkacağı belli? Ey MEB. uyuyor musun,kış uykusuna mı yattın, yoksa ağır hasta falansın da haberimiz mi yok? Biz veliler olarak bunların bir an önce netleşmesini bekliyoruz.Siz ne yapıyorsunuz?Kaf dağından haber gelmesini mi bekliyorsunuz? Kardeşim ya işinizi yapın ya da istifa edin çekin gidin...
Yanıtla (0) (0)Coğrafya bilimi fen bilimidir.Hatta fiziğin uğraş dalıdır. Kıtaların oluşumu rüzgar oluşumu yağış tipleri depremler topoğrafya vs...
Yanıtla (0) (0)Lisede coğrafya bilgim çok zayıftı. 2009 ÖSS’de de 4 coğrafya sorusunu yanlış cevapladım. Peki ben kötü coğrafyacı mı oldum? İü coğrafyayı 3.32 ile bitirdim Jeoloji mühendisliği çap yaptım 2010 dan beri binlerce öğrenciye ders anlattım 2014 de 6060 coğrafyacı içinde 13. Olarak Meb e atandım 2015 den beri Öabt anlatıyorum Vs vs Şimdi ÖSS de ki coğrafya soruları benim coğrafya bilgimi ölçtü mü ölçmedi mi? Benim iyi coğrafyacı olup olmadığımı ÖSS soruları belirleyebilir mi belirlemez mi? Hadi biraz daha ileri gidelim! Sınavda hiç coğrafya çözmeden coğrafya yerleşen Kişiler coğrafya doktoru olamaz mı? Hadi bir soru daha! Zorunlu Coğrafya dersini sadece 9.10. Sınıflarda alan, 11.12. Sınıflarda coğrafya dersi almayan, üstüne ÖSS’de de coğrafya çözmeyen, ama Türkçe okuma yeteneğindeki ve matematiksel mantık yeteneği iyi olduğu için iyi puan alıp coğrafyaya yerleşmiş bir “sayısalcı” kötü coğrafyacı mı olacak? Ya bir soru daha sorcam:) Lisede Fen bölümünde Okumuş sonra iü coğrafyaya jeomorfoloji bölümüne yerleşmiş, binlerce coğrafya öğretmeni yetiştirmiş, Türkiye jeomorfoloji bölümünün de başkanı olan (idolüm) Prof Dr Hüseyin TUROĞLU kötü coğrafyacı mı? Acaba kendisi Fen bölümünde kaç saat coğrafya dersi aldı veya lisede coğrafyası mı iyi idi yoksa fizik ve matematiği mi? Hadi biraz düşünelim! Üniversite lisenin devamı mıdır? Üniversitede bir bilimsel disiplin ortamı mıdır? Üniversitede eğitime başlayan her birey lisede öğrendiklerinden mi sorumludur? Yoksa her birey seçtiği bölümü en baştan “coğrafya nedir?, tarih nedir? Hukuk nedir?” Şeklinde mi öğrenir? Ya da herhangi bir hukuk fakültesinde siyasal tarih dersi yapılırken değerli profesör gelip de “siz nasıl olsa lisede tarih gördünüz, biz bunları size anlatmasak da olur! Vize de lisede öğrendiklerinizden sorumlusunuz!” Mu diyordur? Yoksa hukuk fakültesinde gerekli olan tarih Bilgisi “siyasal tarih, cumhuriyet tarihi, bilim tarihi” gibi derslerde düzenli olarak verilip, öğrenciler bu şekilde mi sorumlu oluyordur? Tekrar soralım! Üniversite lisenin devamı mıdır? Lise üniversiteye hazırlık mıdır? Lisede olan dersler Milli Eğitim Temel Kanunu ve orta öğretim kurumları yönetmenliği gereği mi vardır? Yoksa bu dersler üniversite sınavında soruluyorlar diye mi vardır? O zaman beden eğitimi, müzik, trafik dersleri neden vardır? Amaç insan yetiştirmek mi? Yoksa insanlığın temel ihtiyaçlarını önemsemeyen sınav konularından başka birşey düşünmeyen “kuklalar” yetiştirmek midir? Sınavda hiç sorulmasa bile liselerde coğrafya, tarih, felsefe dersleri olmayacak mı? Geçmişte sorulmadığı dönemlerde bu dersler liselerimizde yok muydu? Bu derslerin amaçları sınav mıdır? İnsan mıdır? Çağdaş ülkelerin liseleri kazanımlara önem vererek üreten bireyler mi yetiştiriyor yoksa fakültelere öğrenci mi hazırlıyorlar? Ya da çağdaş ülkeler “gel kardeşim sana zaten bir bu disiplini en baştan düzenli şekilde öğreteceğiz, önemli olan senin akademik kabiliyette ilerlemen için sözel ve sayısal yeteceğinin ölçülmesidir.” Diyerek temel yetenekleri mi ölçülüyorlardır? Hadi düşünelim! İyi gelir! Dünyayı yakalayalım! Ahmet ÇELEN
Yanıtla (0) (0)Hocam siz daha çoook hayal kırıklığına uğrarsınız
Yanıtla (0) (0)Bazen yazarlık fikir yürütmeden başka bir ise yaramayabilir. Eğitime yön verenlerin hiç biri öğretmen değil sahadan gelen çok az, tamam belki iyi teorisyendirler ama işin uzmanı olamadılar. Temel sorun zorunlu örgün eğitim... Sınav eşyanın tabiatı gereği eğitim sürecindeki tüm derslerden olmalı ve ona göre başarı değerlendirilmeli ama bizim sistemde başarı mezuniyet sayısı kadar algılanıyor. Dikkat edilirse başarısız güruh; zorlama tedbirlerle sistem içerisinde tutulan öğrenci toplulugunda.
Yanıtla (0) (0)Egitim her zaman sorunlu idi. Simdi ise tam bir basibozukluk var, aslinda kimse ne yaptigini bilmiyor...
Yanıtla (0) (0)ABD sistemi cok daha gercekci. Ortaokul/Lise pratikte universite seviyesindeki disiplinlere hazirlik olarak gorulemez. Boyle olmasi istense de sonuc alinamaz. Onemli olan ilgili, merakli, belli bir genel yetenek seviyesindeki gencleri universiteye yonlendirmek. Uzmanlasma universite olur, hatta liasanstan ziyade lisanustunde. Bu is boyle yuruyor iyi ve verimli sonuc alan ulkelerde.
Yanıtla (0) (0)Turgay bey yanlışsınız.Abd. İle bizim ülkemizi karıştırmayın.adından belli,Temel yeterlilik sınavı.Lozanı bilmeyen doktor,İklim kuşaklarını bilmeyen mühendis,Pascal veya muhittin Arabi'yi bilmeyen hukukçu olur mu?siz bunu istiyorsunuz farkında olmadan.Amerika'da nasılsa nasıl ? onların şartları farklı. Öğrenciye temel düzeyde bunlardan sorumlu olmasın diyorsanız o zaman bu dersler yani tarih,coğrafya felsefe liselerde okutulmasın.beden eğitimi gibi dersler okul puanında etkili oluyor.Bence sorun yok...Hatta ilk sınavda 60 sorunun 20 si sosyal değil 30 u sosyal 30 u Türkçe olmalıydı bence.Yanlış olmuş...Saygılar...
Yanıtla (0) (0)Beden eğitiminden soru sorulmaz. Öyle bir ders zaten olmamalı. Gençler boş zamanlarında değişik spor kulüplerinde zamanlarını değerlendirmeliler. İki önemli ders arasında bir beden eğitimi dersi var. Öğrenci 40 dk. top oynayıp vıcık vıcık terliyor.
Yanıtla (0) (0)